Tumgik
#metin
muhammetseyfullah · 3 months
Text
“İnsan hayatı,” dedi kafasını yukarı aşağı sallayarak, “Bu kadar ucuz olmamalı.”
Tüm sabahlardan bir sabahtı. Tanımadığım onlarca insanla burun buruna yaptığım otobüs yolculuğu nihayet bitmişti. Hava renksiz, griydi. Otobüsten inen yığınla birlikte koşarak minibüs durağına gitmiştim. Onlardan biri babamdı. Benden 40 yaş büyük babam, Hasan, hayatın tüm pisliklerine karşı tecrübeli olduğunu kanıtlarcasına yönlendiriyordu beni 28 yıldır. Tüm pislikleri iyi bilirdi. Çünkü bembeyaz kağıttaki en ufak nokta nasıl göze çarparsa, babam da bu dünyanın tüm kirlerini öyle gösteriyordu devasa cüssesinde. İyi biriydi. Bu dünya için fazla iyiydi. Bembeyazdı. Ve bembeyaz kağıda damlayan tüm kirler göze çarpardı.
O sabah yine koşuyorduk babamla mesai için. 9 vardiyasına yetişmemiz lazımdı. Otobüsten inip minibüs durağına gittik koşar adımlarla. Durakta yine insan yığını… İşe yetişmek için birbirini ezenler, boyu kısa ve vücudu sıska olsa da kurnazlığıyla insanların arasından minibüse binmeyi beceren tilkiler, ne olup bittiğini anlamaya çalışan genç kadınlar, sabahın köründe neden dışarıda olduklarını kendileri de anlayamayan yaşlılar… herkes minibüse binmek için uğraşıyordu. Bir de kalabalığın fotoğrafını çekip, “Bakın bu yüzden geç kaldım, lütfen kovmayın!” diye patronuna gösterecek olan şirket çocukları… Küçükçekmece’deki tekstil atölyesinde bedava denecek kadar az paraya çalışan zenciler de tuhaf ama sevimli aksanlarıyla hangi minibüse binlemeleri gerektiğini öğrenmeye çalışıyorlardı. Avazları çıktığı kadar bağırarak semt isimlerini peş peşe sıralayan ve söyledikleri asla anlaşılmayan minibüs kahyaları da minibüsçülerden aldıkları bahşişleri cebe indirip plastik bardaklarındaki çayı yudumluyor, hususi soru soran yolcuları rastgele bir araca bindiriyordu. Nasıl olsa yolda araç değiştirip doğru minibüse binerlerdi…
Bir an babamın durduğunu, acelesinin son bulduğunu ve o cendereden beni ve kendisini uzak tuttuğunu fark ettim. Girmemiştik kalabalığa. Evet, işe yetişmemiz gerekiyordu. Acelemiz vardı ama babamın yüzünde, çocukluğumdan beri bana ve abime aşıladığı, o entelektüel birikimi yüksek, okuyan ve yazan insanlara has eda vardı. Gözlerini kısmıştı, duyduğu rahatsızlığı tüm hüznüyle belli ederek. Dudaklarını büktü, kalabalığa doğru baktı. Ben de babama bakıyordum. “İnsan hayatı,” dedi kafasını yukarı aşağı sallayarak, “Bu kadar ucuz olmamalı.” Yüzü kalabalığa, kısık gözleri bana dönüktü.
Uzun, rengi solmuş siyah paltosunun cebine ellerini sokmuştu. Boynundaki atkıyı çapraz bağlamıştı yine. Kır saçları geriye doğru taranmıştı. Gözlükleri buğuluydu. Başı dik, kafası dumanlıydı. Babaydı. Tüm şehrin ceremesini çekip sefasını süremeyen babalar gibiydi. Tek farkı, zirveyi gördüğü halde bugün buralarda, Yenibosna’da minibüs kalabalığına girmek zorunda kalmasıydı. Bir gün bile yüzündeki hava değişmedi. Onu tanıdım tanıyalı aynı adamdı.
87 notes · View notes
dolunayingecesi · 1 month
Text
Bir kelebek ağrısıydı, vakit dardı, mevsim hicazdı. Yetişmem gereken bir ölüm, kaçmam gereken bir hayat vardı.
24 notes · View notes
hasan-demir · 1 month
Text
Hasan: Get to your room or get out if you can, text me when you're in a safe place.
11 notes · View notes
mavimorvesiyah · 6 months
Text
Sevgili Mertcan..
sana bu satırları doğum gününden günler öncesinden, üsküdar sahilinden yazıyorum.
bugün hava harika, az ilerimde birisi müzik yapıyor ve ortam aşırı büyülü geliyor.
senden dokuz ay büyük olmam belki hayatımızda hiç bir şey değiştirmiyor olabilir ki bunu tercih ederdim zaten..
büyüdüğümü hissettiğim bu dönemde, herkesin her anda ve zamanda sahte olduğunu düşünüyorum, birisi bana sarıldığında sahte, güldüğünde sahte, konuştuğunda sahte geliyor. bunun nedenini çok düşündüm lakin bir sonuca varamadım.
22. doğum günüm bana güzel gelmedi, yakınım dediklerimin yüzüme baka baka söyledikleri yalanları öğrendim, arkamdan dönen lafları duydum, yüzüme gülenlerin kafamı çevirdiğimde hakkımda konuştuklarını duydum, sonra.. durdum ve düşündüm, neden? ben herkesin her zaman yanında olmaya çalıştım, düştüklerinde kaldırmaya çalıştım, kötü hissettiklerinde mutlu olmaları için onları güldürdüm lakin karşılığında yalanlar, ihanetler ve bolca sevgisizlik gördüm.
eskiye dönmek için neler vermezdim biliyor musun? çünkü 19 yaşımda kendimi feda ettiğim yetmezmiş gibi 22 yaşında yeniden feda ediyorum, çok ağır geliyor çünkü, ve baktığımda artık gerçekten dertleşebileceğim kimsenin kalmadığını görmek beni üzüyor, eskileri özlüyorum, her konuda, eski beni, eski hayatımı, insanlarla olan eski ilişkilerimi, sonsuz güven duyduğum o insanların hallerini.. ama geçmiş geri gelmeyecek. önüme bakmam gerekecek, gerekiyor..
bugün senin 22 yaşının ilk günü, sen benden daha olgun gireceksin 22 yaşına, ne kadar da çok şey sığdırdın bunca yaşına, benden daha fazla yaşanmışlığın var, benden daha güzel anıların var -umarım çok daha fazla olur-
bu bir doğum günü mesajı değil mi niye bunları konuşuyoruz? diye düşünüyor olabilirsin.. çok normal..
ama bilmiyorum, eski seni de özlüyorum sanırım, beraber dertleşmelerimizi, birbirimize güveniyor olmamızı.. aramıza girmeyen bu mesafeyi..
22 yaşının ilk günlerinde seni daha da olgunlaştıracak bir yerde olacaksın ve umarım ki güzel anılar biriktireceksin.
annem bir konu olduğunda ya da konuşulduğunda dayımları direk savunmaya geçer biliyorsun, 22 yaşımda fark ettim ki bu özellik ondan da bana geçmiş, çünkü bir yerlerde senin konun açıldığında, hayır diyorum, hayır o öyle birisi değil, hayır o çok çalıştığı için orada, hayır ona ben kefilim..
yazmak istediğim ve haykırmak istediğim o kadar çok şey var ki ama susacağım, susmamam gereken yerlerde bile susacağım bu konularda çünkü.. her neyse işte
iyi dileklerime gecebilirim sanırım,
şuanda ne dinlediğimi bilsen gülersin "vice - deniz kızı 2" ama tamamen spotify' da rastgele çalıyor.. garip bir tesadüf değil mi?
her zaman en çok istediğim şeylerden birisi çok güçlü kuzen bağlarıydı. çünkü çevremde arkadaşlarımın öyle bağları vardı ve ben çok kıskanırdım. çocukluk ya da ergenlik işte..
22 yaşın kutlu olsun..
bana iyi gelmeyen 22 yaş umarım sana çok güzel gelir, ayağına taş, yüzüne yaş değmesin..
hayatının her yaşında başarı seni bulsun - ben güveniyorum seni bulur zaten -
22 yaş kalbinin hiç acımadığı, yüreğinin hiç ağrımadığı bir yaş olsun..
doğum günün kutlu olsun..
her daim mutlu ve sağlıklı kal
.
8 notes · View notes
benmizena · 19 days
Text
Az önce salıncakta sallanıyordum, bir baba ve kızı parka geldi. Özellikle geceleri giderim parka rahat sallanabilmek için. Etrafımdaki oyuncaklarla oynadılar. İçimden bir ses inmemi söyledi ve indim. Park etrafında yürüyüş yapmaya başladım. Bir baktım ki babası kızı salıncakta sallıyor. O zaman cidden farkına vardım. Büyüdüm, o hissi tecrübeledim. Belkide ilk defa babası gece vakti onu salıncakta sallıyor. Benden daha heyecanlı, benden daha mutlu. Büyümek böyle bir şey mi? Hiçbir şey o zamanki gibi heyecanlı değil.
2 notes · View notes
kalbiyarimkiz · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Gündüzleri daha kolay duyguları saklak ama güneş ne zaman ay'ın arkasına saklansa duygularda güngüzüne çıkıyor. Bastıramıyosun duygularını özlüyosun. Gelmicek birini özlemek yanından geçen insanlardan onun kokusunu almak ne kadar acı verdiğnı söylesem bi daha bırakmazdın beni.
14 notes · View notes
pennabeast · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
psi fighters are kind of awesome here's ours his name is metin and he's huge
3 notes · View notes
mevann · 2 years
Text
Atom güllerinin katmer açtığı
Şairlerin bilginlerin dünyalarında
Kalmışım bir başıma
Bir başıma ve uzak
Biliyor musun
Ahmet Arif
Tumblr media
38 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
8 notes · View notes
atlantisrreborn · 2 years
Text
Yalnızlığın içinden gelerek nelerden ödün verdim bir bilsen.. Zifiri karanlığın küllü yolların her an üstüme düşecekmiş gibi olan ağaçların arasındaydım..
Korkunun tesellisi bir ışıktı yüreğimde.. Defterime yazdığım her puslu yazının umut olmasını bekledim..
Her kim ne konuda acı çekiyorsa bunu söylemekten çekinmediler.. Bazıları ilgi peşinde bazıları sabır.. Asıl olan bu durumları nasıl atlatacaklarıdır.. Yüz üstü gelmiş sorunların tekrardan karaya çıkarmak için sırt üstü çevirmeleri beklemek şu an saçmalıktan ibaret.. Herkes kendi acısının imkansız olduğunu söyleyerek, bilmeden karanlığı arkadaş ediniyor.. Acıyla yaşamak sadece sana zarar verebileceğini ve her kimsenin senin yanında olabilmek için nelerden feragat edeceğini görmek istemediler..
Elbette vakit geldiğinde görecekler.. Acıları hafifleyip yeni bir hayatın basamağına çıkmak isteyip bilinçsizce hareket edecekler..
Hiç bir sorunun, acının kaynağına inmeden sorunlar çözülmez bunu ön göremediler..
Yaşanmışlıklar bu hayatın her zaman parçası olacak iyi, kötü olaylar yaşanarak hayatın içinde bulacağız kendimizi.. Ama acıyı da tatlıyı da bizler seçeriz.. Ne çok zavallı hayat karardı gitti buradan, ne oldu diye soran olmadı herkes “ben” dedi..
Her zaman bir yerlerde ışık vardır.. Görmek istersen görürsün.. Anlamak istersen anlarsın..
Bu yol bir ışık için yananlarındır.. Sizler için değil...!
15 notes · View notes
msoylesinebirii · 8 months
Text
Hayat neden bu kadar acımasız? Neden sevgiye ihtiyacı olan kimse sevilmiyor? Neden insan bir kere de anlatmak yerine anlamaya çalışmayı tercih etmiyor? İki kişilik olan bir ilişkide neden bir taraf kahroluyor. Neden insan güvendiği ve huzur bulduğu kollara sarılamıyor? Neden vedalardan nefret eden gitmek, yalnızlıktan korkan kalmak zorunda? Peki insan neden aynı yerden defalarca kırılmasına ve tekrar kırılacağına emin olmasına rağmen yaşananlara ve yaşanackalara neden izin veriyor ?
2 notes · View notes
sultann04 · 8 months
Text
İnsanlara nasıl güveneceğimi bilmiyorum. Bugüne kadar bir çok insana güvendim ama hepside beni yarı yolda bıraktı. suan insanlara çoğu seyi anlatamıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Bi arkadasım vardı.8 yıldır arkadastık.Ve geçen hafta sırf bana güvenmediği için arkadaslığımızı bitirdi.Güven insan ilişkilerinde çok önemli bişey.Güven yoksa ilişkide yoktur.
2 notes · View notes
dolunayingecesi · 1 year
Text
Bütün öfkemi toprağa götüreceğim, yaşarken de anlatamadım kimseye.
42 notes · View notes
hasan-demir · 3 months
Text
Hasan: You don't have to run away screaming this time, this date actually sounds interesting.
Hasan: Be honest how pissed is Gideon.
8 notes · View notes
tobinka · 1 year
Photo
Tumblr media
are they... you know...?
10 notes · View notes
niuniente · 2 years
Note
Ooooh I got something for that ask you received about your characters x pokemon! The Lizzors are TOTALLY salandit and salazzle. Only female salandit can evolve so you get a tall femme lizard with many tiny husbands, now I know Aditi doesn't look like the type to have a harem, but!!!
AAA YOU'RE RIGHT! One of the rare pokemons I actually do know by name and they're fitting :D
13 notes · View notes