#mocan

[trungtammatbvta]

Phương pháp mổ mắt cận SMILE Pro giúp xóa cận nhanh chóng

SMILE Pro là một công nghệ phẫu thuật khúc xạ mắt tiên tiến, sử dụng máy Visumax 800 của Carl Zeiss (Đức) để loại bỏ mô giác mạc qua một vết mổ nhỏ chỉ 2-3mm.

>> Chi tiết tại: https://tamanhhospital.vn/smile-pro/

>> Xem chi tiết: https://x.com/trungtammatbvta/status/1831247466978791648

Phương pháp này có thể điều trị cận thị lên đến 10 độ và loạn thị lên đến 5 độ chỉ trong vòng 10 giây mỗi mắt, đồng thời giảm thiểu tình trạng khô mắt và mang lại hiệu quả điều trị cao.

>> Đọc thêm:

https://www.pinterest.com/pin/866520784552394420/

Ngoài ra, SMILE Pro còn được trang bị tính năng OcuLign® giúp điều chỉnh xoay trục loạn thị, đảm bảo kết quả tối ưu và thị lực rõ nét hơn cho bệnh nhân.

>> Tham khảo:

https://www.linkedin.com/posts/trungtammatbvta_trungtammatcncta-trungtammatbvta-mat-activity-7237015268495937536-Qnke/

[stephzuniga]

Road Trip!

Last week, we hit the road for a Mother-Son road trip to the Nation’s Capital.  Yep, that’s right, we went to Canberra.  And it was Can-tastic!  Why was it so great well, let me tell you! First of all, I will admit to having an affinity to any city that’s a Capital City.   As a Washington, DC native, I have a special place in my heart for Canberra, London, Rome, Dublin, Vienna, Mexico City,…

[holespoles]

Dorina Mocan (Romania / Sweden, b. 1954)

[pissanddie]

Cezar Mocan, Arcadia.Inc, 2021. Digital simulation

[artmialma]

Nicolas Mocan

[theblackbookofarkera]

Dawaka

Dawaka, the capricious and petty god revered by the Mocans, is a deity whose very essence embodies the volatile and unpredictable nature of the earth. Dwelling deep beneath the surface, Dawaka's presence is felt through the toxic fumes that seep from fissures and cracks in the ground. These noxious vapors, known as the Breath of Dawaka, are both feared and revered by the Mocans.

The Breath of Dawaka is a double-edged sword. Those who inhale these fumes are said to experience powerful visions that can either foretell the future or plunge them into the depths of madness. These visions are seen as gifts from Dawaka, though they come at a great risk. The Mocan shamans, in particular, seek out these fumes during their rituals, hoping to gain insight and guidance from their capricious god.

Dawaka is depicted as a towering figure, his dark gray skin marred by brutal scars that tell tales of ancient battles and divine wrath. His visage is one of both awe and terror, a reminder of the god's unpredictable nature. The scars that cover his body are said to be the result of his own violent outbursts, a testament to his volatile temperament.

The Mocans offer sacrifices to Dawaka, believing that appeasing him will grant them strength and protection. These rituals are often conducted at the mouths of volcanic fissures, where the earth's fiery breath is seen as a direct connection to their god. The offerings, which can range from precious metals to living sacrifices, are meant to placate Dawaka and ensure his favor.

Despite his capriciousness, Dawaka is a central figure in Mocan culture. His influence permeates every aspect of their lives, from their fierce warrior traditions to their spiritual practices. The Mocans' reverence for Dawaka is a reflection of their own harsh and unpredictable environment, a testament to their resilience and adaptability.

In the grand tapestry of the Thorasar Islands, Dawaka stands as a symbol of the raw, untamed power of the earth. His worship is a reminder of the delicate balance between reverence and fear, a dance that the Mocans navigate with every breath they take.

[butwaybetterthistime]

Liviu Mocan (Romanian) Treasure - plaster, acryl, h.43 cm, AD 1995

[redlinepeet]

[dininimapentrumine]

Se deschide o nouă biserică in Londra

Se deschide in Estul Londrei o noua biserica :  Facebook: Biserica Lumina Londra Instagram:  luminalondra Contact: bisericaluminalondra@gmail.com Locatia: Marsh Way, CEME Campus, RM13 8EU, Rainham Program duminica 18-20:00 Este o filiala a bisericii Lumina din Oradea păstorită de Adi Mocan. Sursa: mareabritanieevanghelica

[balkanskapravila1371]

Руски лек

https://www.krstarica.com/zivot/ziveti-zivot/ovaj-lek-rusi-koriste-vekovima-i-nestvarno-je-mocan-izbacuje-sve-toksine-iz-tela-cisti-krv-i-daje-energiju/

[magnoliamyrrh]

A Dicienii man on the left (the Romanians local to Dobrogea), and a Mocan boy on the right (one of the Romanian shepard tribes which did the transhumance, the seasonal traveling with sheep from north to south)

[korkutkalkan]

Psikiyatrist Güler Mocan 83 yaşında, 58 yıllık bir meslek deneyimine sahip. Neredeyse görmediği hasta, tedavi etmediği insan kalmadı. Uzman psikiyatrist şimdi de 58 yıllık mesleki tecrübesini 'Bir Psikiyatrist Anlatıyor' isimli kitapta topladı. Güler Mocan, hakkında merak edilenleri son verdiği röportajda anlattı.CÜNEYT OYUNCU OLUNCA ARAMIZDAKİ MAKAS AÇILDI83 yaşındasınız, halen hekimlik yapıyorsunuz ve dinç görünüyorsunuz. Bunu nasıl başardınız?İrsi sanırım. Kafkas kökenliyiz. Genetiğimiz iyi. Bir de ben kendime çok iyi baktım. Yaşıma bakma, hala çok hastam var, sıraya giriyorlar. İnsan iyileştirmek de biz doktorlara iyi geliyor.Mesleki birikiminizi 'Bir Psikiyatrist Anlatıyor' kitabında bir araya getirdiniz. Fikir nasıl oluştu? Bir iz bırakmak lazım bu dünyaya. "Çok şey biliyorum, bunlar mezara mı gidecek?" dedim kendi kendime. Öyle olunca da yazmak icap etti. 2017'de başladım yazmaya, dört yılda bitti.HERKESİN HAYATI BİR ROMAN TADINDADIRSon dönemde psikiyatristlerin kitap yazması hatta o kitapların dizi olması moda oldu. Hastaların hayatlarının dizilere konu olması etik mi sizce?Hastaları ifşa etmediğiniz sürece elbette etik. Adları, yaşları, meslekleri verilmiyorsa; kitabı okuyan kişi bile orada anlatılan kişinin kendisi olduğunu anlamakta zorlanıyorsa neden yazılmasın! Ben de kitapta öyle yaptım.Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitaplarının tadını aldım kitabınızda. Siz de dizi gibi, film gibi yazmışsınız...Aslında herkesin hayatı bir roman, bir öykü tadındadır. Ben de kitapta bunu başarmaya çalıştım. Rahmetli annem de iyi yazardı ve 96 yaşında kadar yaşadı. Babam keza yine öyle. Matematik profesörüydü. Kitabı vardı onun da, biz örnek aldık kendimize. Mutlaka bir iz bırakayım, onlar gibi bildiklerimi anlatayım istedim.BEN HASTA OLSAM VE DOKTORUM BENİ İFŞA ETMEDEN HAYATIMI YAZSA RAHATSIZ OLMAMSiz hasta olsaydınız ve doktorunuz kitabında size yer verseydi ne hissedersiniz?Beni ifşa etmediği sürece tepki vermezdim hatta sevinirdim başkalarına durumum yol gösterici olacak diye. Çok başarılı bir doktorsunuz ama Google'a adınızı yazdığımızda Cüneyt Arkın'ın ilk eşi olarak geçiyorsunuz. Biraz rahmetliyi sizden dinlesek... 1960'taki ihtilalden hemen sonra üniversitenin bahçesinde yapılan gösteriler esnasında biri bana bakıp duruyor. Yakışıklı bir genç, dikkatimi çekti. Üç sınıf büyüğüm olan rahmetliyle o gün tanıştık ve yakınlaştık. Aşık olduk birbirimize.1961'de nişanlandık. 1962'de de evlendik. O, okulu bitirdi ve memleketi Eskişehir'e gitti. Arada ben Eskişehir'e, o İstanbul'a gidip geliyoruz… Bir süre bu şekilde idare ettik.Sonra ona artistlik teklifi geldi. Çok yakışıklı bir adamdı zaten. Çok seviyorduk birbirimizi, evliliğimiz 10 yıla yakın sürdü ama sonra yürümedi.İLİŞKİMİZ AYRILA BARIŞA YILAN HİKAYESİNE DÖNMÜŞTÜ...Neden olmadı, değişen neydi?Film artistliği başladıktan sonra aramızdaki makas yavaş yavaş açıldı. Dünya görüşümüz çok farklılaştı. Sonra anlatamayacağım ve hatırlamak istemediğim bir sürü olaylar oldu. Boşanmak istedim, o istemedi.Annemlere gittim bir süre, sonra geri döndüm. 67 yılında ihtisasa başlayınca doğru ile eğriyi daha net fark ettim ve makas 180 derece açıldı. Sonra ne oldu?Baktım yürüyecek bir evlilik değil. Beyoğlu Balo Sokak'ta bir evimiz vardı. O işsizdi, paramız yoktu, mecburi hizmetten dolayı doktorluk da yapamıyor.Sadece ben çalışıyordum. Zor günler geçirdik. Küstük, barıştık derken yılan hikayesine döndü ilişkimiz. 1968'de kızım Filiz üç aylıkken bir gece epey olaylar çıktı, hatta o dönemin gazetelerinde yer buldu.İKİ ARKADAŞIYLA BABAMIN EVİNİ BASTIO akşam tam olarak neler yaşadınız?Annemlerdeyim, ertesi gün doğum günüm ve ailece bir kutlama yapacağız. Cüneyt'in de gelmesi lazım ama set işlerinden gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Biraz da aramız açık.Dut gibi sarhoşlar. Annem çığlık atıyor, Cüneyt çocuğu alıp götürmeye çalışıyor. Aldı götürdü tabii, onun gücüyle bizim gücümüz bir mi?Kaç yaşındaydınız bu sırada?26 yaşındayım. Babam yaşlı zaten. Kimsenin onu durduracak gücü yok. Kızımız Filiz 3 aylık… Cüneyt tarumar etti ortalığı. Şubat'ın 2'si. Hava buz gibi.Film gibi bir hikâye. Sonra neler oldu?O gecenin sabahında babam bana, "Artık bu kaçıncı rezalet? Bu adamla devam edecek misin?" diye sordu. Alkol problemimiz vardı. Annem asla boşanmamı istemiyordu. "Bir kez daha düşün" dedi.Ama takatim yoktu. Ertesi sabah mahkemeye verdik onu. Bir tek annem şahit olmadı çünkü Cüneyt'i çok seviyor ve asla boşanmamı istemiyordu.Şiddet var mıydı evliliğinizde?Yoktu. Çünkü ben eğitimliydim ve "Bana elini sürersen seni mahvederim" demiştim daha ilk kavgamızda… Ondan ürktü, cesaret edemezdi.Sonra siz ikinci evliliğinizi yaptınız sanırım, değil mi?Evet; görev için Erzurum'a gittim ve ikinci kez evlendim. Üniversitede Ersin Kandemir isimli hoca ile. Filiz'i kızı gibi seviyordu, bir müddet sonra Filiz de ona 'baba' demeye başladı. Yıllar sonra İstanbul'a döndük. Ersin Bey gelmedi, işi gücü oradaydı. Filiz'le hiç kopmadı sonra da vefat etti.KIZIM, BABASINI HEP SEVDİ CENAZESİNE DE KATILDIÖz babayla yani Cüneyt Arkın'la görüşmeleri devam etti mi?Zaman zaman görüştüler. Kırgınlıklar vardı ama 30'undan sonra o da kalmadı. Seviyordu babasını. Sonra Filiz evlendi hatta çocuğu oldu. Torunum da dedeye benziyor, ata meraklı. Kızım babasını her şeye rağmen çok sevdi ve cenazesinde de vardı.Miras kavgası doğru mu?Hayır, daha fazla konuşmak istemiyorum. Bu kitap bu yaşadığımız acıların da bir ürünü. Ben bunları ilk kez anlatıyorum.Cüneyt Bey'in ölümüne tabii ki çok üzüldüm, neticede o bir insan. Artistten önce bir doktor, meslektaşım. Ayrıca kızımın da babası. Allah rahmet eylesin.

[krekerisdolca]

Prezivio sam jos jedan dan. To je bio samo jedan malen korak u ovom putovanju, ali i jedan korak blize cilju. Nisam imao pojma kako se osjecati, odnosno je li u redu to sto se osjecam lose kao i svaki put. Mozda je to sve zasluzeno, neka karma, ma da su mnogi tvrdili da sam ja samo zrtva. Koliko je covjek mocan? Uvijek nam se govori da covjek moze bilo sto, svaki san ostvariti, ali sto ako taj san cini vise stete nego koristi? Sto ako je taj san zapravo put u propast? Sto ako covjek nije tako hrabar kao sto mu tvrde? Ali, doista, on jest. Iz dana u dan, sitnicu po sitnicu, iskazuje svoju hrabrost, a zvucat ce dualno - i svojim mirovanjem i svojim vec pobjeglim mislima.

Nisam nikad volio pricati o takvom cemu. Smatrao sam da sam si sam kriv za sve i da je sramota da ljudi znaju kako zivim, iako nitko ne zna u potpunosti. Iako postoje ljudi bliski meni koji to isto prozivljavaju, reci da im potpuno vjerujem nije istina, a nije ni moguce.

Jednom mi je jedan covjek dao pogled koji cu pamtiti za sva vremena. To je i jedini put kad sam se osjecao sigurno, kao da je netko mozda doista u pravu, da nije sve u mojoj glavi (iako sam znao da vecina ljudi i stoji na mojoj strani). Na trenutak covjek cak i pomisli da patnji i uzasima postoji kraj, no izuzev toga, cinilo se vjecnim, neprekidnim te nemoguce privesti kraju. Ali covjek se bori sam. Uz sve potpore i pomoci, na kraju cini sve za sebe od sebe. I iako mozda nemam neki visi cilj u zivotu jer gotovo da mi je svejedno na lose i dobre stvari, nisam si zelio okoncati muke. Nije to to, vise stete nego koristi, a i zasto bih sam sebi naudio? Mogao sam se samo nadati jednom radosnom danu (ujedino i koraku u drugaciji zivot) u kojem necu vise morati pomisljati na zla koja se svakodnevno dogadjaju. Na bilo koji nacin je potrebno da bih bio, ono sto ljudi kazu, slobodan. I do slobode je tesko doci, ali svatko moze biti slobodan (u kojem god smislu ona to za njega predstavljala), potreban je samo dašak istinske hrabrosti.

[edisonblog]

o

The Palace of Catalan Music, or Palau de la Música Catalana, is a renowned concert hall located in Barcelona, Spain.

colabotion: Natally Mocan

It is known for its stunning architectural design and decorative elements, including ceramic tile mosaic columns.

The ceramic tile mosaic columns are one of the distinctive features of the Palace of Catalan Music. They can be found in the main concert hall, which is known as the Sala de Concerts. Designed by the Catalan architect Lluís Domènech i Montaner, the concert hall is a masterpiece of Catalan modernism and was completed in 1908.

The columns in the Sala de Concerts are adorned with intricate ceramic tile mosaics, creating a vibrant and visually striking effect. The mosaics incorporate various motifs, including floral patterns, geometric designs, and depictions of Catalan cultural symbols. The tiles used in the mosaics are typically colorful and feature a wide range of hues.

The mosaic columns not only serve as decorative elements but also contribute to the overall acoustics of the concert hall. The design of the columns helps to distribute sound evenly throughout the space, enhancing the auditory experience for concert-goers.

The Palace of Catalan Music is recognized as a UNESCO World Heritage site and is considered a significant cultural and architectural landmark in Barcelona. The combination of its unique architectural style, decorative elements like the ceramic tile mosaic columns, and its historical importance make it a popular destination for tourists and a cherished venue for musical performances.

#edisonmariotti Edison Mariotti Edison Mariotti

link: https://shre.ink/l3b6

.br

O Palácio da Música Catalã, ou Palau de la Música Catalana, é uma renomada sala de concertos localizada em Barcelona, Espanha.

colaboração: Natally Mocan

É conhecida por seu impressionante design arquitetônico e elementos decorativos, incluindo colunas de mosaico de cerâmica.

As colunas de mosaico de azulejos são uma das características distintivas do Palácio da Música Catalã. Eles podem ser encontrados na sala de concertos principal, conhecida como Sala de Concertos. Projetada pelo arquiteto catalão Lluís Domènech i Montaner, a sala de concertos é uma obra-prima do modernismo catalão e foi concluída em 1908.

As colunas da Sala de Concertos são adornadas com intrincados mosaicos de azulejos de cerâmica, criando um efeito vibrante e visualmente impressionante. Os mosaicos incorporam vários motivos, incluindo padrões florais, desenhos geométricos e representações de símbolos culturais catalães. Os ladrilhos utilizados nos mosaicos são tipicamente coloridos e apresentam uma ampla gama de tonalidades.

As colunas de mosaico não servem apenas como elementos decorativos, mas também contribuem para a acústica geral da sala de concertos. O design das colunas ajuda a distribuir o som uniformemente por todo o espaço, melhorando a experiência auditiva dos espectadores.

O Palácio da Música Catalã é reconhecido como Patrimônio Mundial da UNESCO e é considerado um marco cultural e arquitetônico significativo em Barcelona. A combinação de seu estilo arquitetônico único, elementos decorativos como as colunas de mosaico de cerâmica e sua importância histórica o tornam um destino popular para turistas e um local apreciado para apresentações musicais.

[theblackbookofarkera]

Mocan

The Mocan are the second prominent ethnic group inhabiting the Thorasar Islands, a stark contrast to their Awaki neighbors. With ashen skin and a harsh, guttural language, the Mocan are known for their fierce and often cruel demeanor. Their speech, filled with sharp consonants and abrupt tones, reflects their capricious nature.

The Mocan possess a unique and ancient skill: the art of knapping native crystals into weapons as hard and durable as iron. This knowledge, passed down through generations, has made them formidable warriors. Their weapons, glittering with the sharp edges of expertly crafted crystal, are both beautiful and deadly.

Central to Mocan belief is the worship of Dawaka, a malevolent deity who dwells deep within the earth. Dawaka is said to breathe through the fissures and cracks in the ground, his presence felt in the tremors and eruptions that occasionally shake the islands. The Mocan offer sacrifices to appease Dawaka, believing that his favor grants them strength and protection.

In their pursuit of embodying the fierce nature of their god, the Mocan practice body modification. They crop their ears to bring them to a sharp point and file their teeth into jagged edges, enhancing their fearsome appearance. These physical alterations are seen as rites of passage, marking their transition into adulthood and their readiness to serve Dawaka.

The Mocan are a people of stark contrasts—cruel and capricious, yet deeply spiritual and skilled in their craft. Their rituals and traditions, though harsh, are integral to their identity, shaping their interactions with the world and with each other. As the explorers from Inner Arkera continue to uncover the mysteries of the Thorasar Islands, the Mocan remain a formidable and enigmatic presence, their ways a testament to the diverse and complex tapestry of life in the Cardinal Halo.