Tumgik
#mutlu olmadığım
mel-inoe · 8 months
Text
yeşeremediğim yerde soluyormuşum da farkında değilmişim
13 notes · View notes
sadecesusvedinlebeni · 11 months
Text
Dışarıdan gülüyorum ama içimi bilmiyorlar işte... Bilseler rol yaptığımı, bunun ben olmadığımı, dışarıdan herşeye gülen mutlu görünen benin içindeki fırtınaları belki o zaman kendimle yalnız bırakırlardı beni...
10 notes · View notes
sertkiz · 5 months
Text
Günaydın 🌄
Doscanlar 🍂
Mutlu sağlıklı güzel bir hafta sonu diliyorum.
Hafta sonu biraz da gezim.
Yav besini satayım.
Hadi prenses bas gaza.
Gezmelere devamkeee.
🤣😁🙃😄😂🤭
Tumblr media Tumblr media
Beni salak yerine koyarsan ve bunu fark edersem seni bozarım.
Kendini akıllı zannederken.
Yaşadığın keyfî izler yerinde olmadığım.
İçin sükrederim.
Bu kalsın aklınızda.
Huyumu bilmeden suyuma yüzmeyin.
Boğulursunuz.
☝️☝️☝️
Tumblr media
PRENSES 👰🫂🍂
Derin 🌾 Karaca 👍
Tumblr media
227 notes · View notes
selin-n · 3 days
Text
Çözemediğim bir şeyler var hayatımda
Alışkın olmadığım ___
Sualtı gibi derinlerde sessizce bekleyen,
Dirensem, daha ne kadar direnebilirim artık __
Nereye kadar gidebilirim,
Bilmiyorum____//?!
Tumblr media Tumblr media
Ve O'nu çok özlüyorum___))💙🦋🥀🍂
Sevdiklerinizle mutlu huzurlu bir akşam geçirmenizi diliyorum 🧚🦋🕊️🌹💙
Tumblr media
94 notes · View notes
sexcxsblog · 1 year
Text
KAYNIM BENİ BOZDU-2
Neyse eve vardık girer girmez ev telefonu çaldı. Açtım Mithat bşr hafta sonra geleceğini söyledi kapattı. Bende banyo edip üstüme geceliğimi giydim. İç çamaşırı giymedim bu sefer sütyende. Oturma odasına geçtim. Kazım abi de boxer ve atletle kanepede oturup televizyon izliyordu beni gördü kapattı.
-gel Nurgül yanıma otur
-efendim abi
-bak güzelim ben seni severim şimdi bana anlat bakalım noluyor
-sorunda bu abi hiçbir şey olmuyor. Evlendiğimiz günden beri hiçbir şey olmuyor
-nasıl yani bakire misin hala
-evet abi hala kızım
-bak bizim şerefsize güzelim kızı mundar edecek. Ama bizim oğlan azgındır ben inanmadım bu dediğine.
-valla abi inanmıyorsan gel bak.
Bunları söylerken yalandan ağlıyordum. İstekli olmamı düşünmesini istemedim. Geceliğimi yukarı çektim bacaklarımı ayırdım. Ben bunları yaparken kazım abinin yarrağı boxerı deşecek gibi duruyordu. Elimle amının dudaklarını ayırdım. Pembe deliğim kazım abinin gözleri önündeydi. Hafifçe yutkundu
-vay hayvan eti yiyen böyle güzel am sikilmez mi? Of ölünür bu am için
Eliyle amımı okşamaya başladı.
-ah güzel yengem benim o sendeki cevheri kullanamadı ama ben kullanıcam
Ağzını amıma dayadı ve başladı yalamaya. Allah’ım bu nasıl bir zevkti. Sakallarının batması bile hoşuma gidiyordu.
-merak etme yengem bu amın hakkını ben veririm sen dert etme
5-10 dk yaladıktan sonra beni kucağına alıp yatak odama getirdi. Yatağa fırlatıp o kocaman yarrağını boxerdan kurtardı. Dikilmiş yarrak yalanmayı bekliyordu. Hemen üstümdeki geceliği fırlatıp yarrağa sarıldım. Susuz kalmış köpek gibi yalıyordum. Kazım abi de başımı okşuyor
-ah ne kadar susamış benim güzel yengem doya doya yala yavrum
Kazım abi zenciden hallice bir teni orman gibi kıllı vücudu vardı. Benimse süt gibi beyaz bir tenim. Taşaklarına kadar emdim. Yarrağının başına öpücükler koydum.
-şu memelerin tadına bakayım yavrum
Memelerime yumuldu. Yalıyor ısırıyor arada da tokatlıyordu. Aşırı zevk alıyordum.
-maşallah maşallah bu memeler adam öldürür
Memelerimi de yaladıktan sonra üstüme geldi yarrağını amıma dayadı
-kadın olmaya hazır mısın yenge kızlığına veda et
-hadi sok artık asıl kocam sen ol
Bunu duyunca şehvetlenen kazım abi bş anda yüklendi. Canım çok acısıda birkaç gelgitten sonra zevk almaya başladım. Onun koca kıllı yarrağı benim pembe dar amıma zar zor gidiyordu. Aynaya bakınca tenimizdeki azdırıcı uyum hoşuma gitti. Sanki dağ ayısı beni sikiyordu.
-nasıl mutlu musun karıcım
-hemde hiç olmadığım kadar kocacım
-ohh bakire am sikmeyeli uzun zaman olmuştu. Fırın gibi sıcacık ohhh
-evet erkeğim kökle körpeye
Çok geçmeden kazım abinin nefes alış verişleri hızlanmaya başladı.
-döllüyşm mi bu taze amını He amındaki yangını söndüreyim mi
-dölle kocacım
Ohh diyerek boşaldı. Yarrağını çıkarınca şarıl şarıl döl akıyordu.
-abi ne yaptın böyle ak ak bitmiyor
-e senin karıya az bile bu gel bakayım koynuma doyamadım sana.
Yarrağı hala dimdikti kucağına alıp yarrağını amıma yerleştirdi. Alttan köklemeye başladı.
-ah ah ayh
-ohhh harikasın yavrum
Kucağında zıplarken memelerim yüzüne çarpıyor. Bu baş döndürücü manzara da gözleri devriliyordu. Eliyle bir mememi tutup ağzına aldı morartacak kadar emiyordu. Ben kaç defa boşaldım hatırlamıyorum.
-güzelim geliyorum
-bu sefer ağzıma boşal döllerinin tadına bakmak istiyorum.
-a de bakayım
Yarrağını ağzıma soktuktan sonra patladı. Ben de hepsini yuttum.
-afiyet olsun yenge nasıl beğendin mi
-çok beğendim abi
İkimizde yatağa girdik koyun koyuna uyumaya başladık. Ama kazım abinin yarrağı yine kalktı. Ben yarrağı alıp ait olduğu yere soktum. Kazım abi yorgunluktan uyumuştu. Ama küçük kazım hala dimdik ayaktaydı. Ben yavaş yavaş ileri geri yapıyor zevkin tadına varıyorum. Ben ritmik hareketlerime kazım abi de eşlik etti. Çok geçmeden de tekrar amıma döllerini akıttı. Bende kadın olma gururu ile yeni kocamın kolları arasında uykuya daldım.
316 notes · View notes
filyokusu · 26 days
Text
gülümsediğim şükrettiğim şeyler listesi
Tumblr media
hello arkadaşlar toparlanıyoruz. çok samimi olmadığım ama çok sevdiğim arkadaşımın beni sorması bile kendime getirdi. bi de benim ders anlatımıma şahit olduğu için sürekli övgüler yağdırması... bence de çok iyiyim balım ama sen diyince daha mutlu oldum🥳
bugün iki saat yulaf unu aradım, hiç kullanmadığım makyaj malzemelerimle makyaj yapıp ilk direksiyon dersime gittim. baya güzel geçti.
kpss sonucumu affettim valla hiiiiç belli olmaz denilen sıralamayı da kendine haline bıraktım. sonra aylardır aramadığım arkadaşlarımı aradım. 3 km yürüdüm. şimdi bahçeye akşam yemeği yapmaya gidiyorum.
17 notes · View notes
pandoraebru · 10 months
Text
• KARGO PERSONELİ PASİF HASTASI ÇIKTI ( Bolu’dan pir pasif itirafı daha )
Öncelikle selamlar sevgili pasif severler yaz aylarında başıma gelen bir hikayemi sizlerle paylaşmak istedim, genelde evde olduğum için sürekli internetten bayan iç çamaşırı, vibratör, oje, gecelik vs vs şeyler sipariş veriyordum. Süreklide kapıma Aras kargoda çalışan bir çocuk geliyordu ismi Soner hafif sarışın 170 boylarında yaşıda 28 ila 30 civarlarında biriydi her kapıyı açtığımda üzerimde ya dar bir pantolon yada beyaz bir eşofman üzerimde ise bayan sporcu atleti olur ayak tırnaklarımda mutlaka oje ve fileli çorablarım olurdu, soner’ le karşılaşarak kapıda önce ismimi söyler sonra şifre ister ve kargomu teslim ederdi o esnada sürekli ayak parmaklarımdan göğüslerime kadar süzerdi beni. Elinden kargoyu alıp arkamı döner ve önünde domalırdım tepkisini merak etmek için gün geçtikçe ve sürekli o geldiği için artık bazende başka kargocular gelirdi tabiki .. Bazı günler evde olmadığım içinde kaçırırdım tabi kargomu. Bir gün yine evde kendime hem temizlik, hemde bakım yapıyorum, ayak parmaklarıma siyah oje sürdüm kuruduktan sonra banyoya girdim bir güzel içimi dışımı temizledikten sonra vibratörümü duvara yapıştırır yavaş yavaş gel git yapar kendimi tatmin ederdim. O esnada kargodan sms gelmişti 2 saate evindeyiz diye bazende çok kısa sürüyordu. Bende yarım file çorap giyip altıma dar bir kot pantolon giydim üzerimde beyaz atlet memelerimi artık okşadıkça gelişiyor ve büyüyordu, bu beni çok mutlu ediyordu artık, derken kapı çaldı otomata bastım kapıyı açtım ve bekliyordum Soner gelmişti artık naber falan diyerek biraz sohbet etmiştik yine gözleri üzerimde geziyordu anlaşılan azdırmıştım yine çocuğu, derken bir anda numaranı alabilir miyim diyerek bazen evde olmuyorum haberleşmek için dediğimde olur dedi ve numarasını verdi. Kolay gelsin diyerek kapıyı kapattım ve odama geçtim hemen mesaj attım sonere benim diye akşam film izlerken telefonuma mesaj geldi sonerden gelmişti nasılsın napıyorsun yarın için kargon var mı diye sohbete başlamıştık, aslında yarın içinde kargom vardı işin akşam kaçta bitiyor sorun olmazsa en son bana bırakabileceğini söyledim, oda olur diyerek gülücük attı.
Artık sohbet sohbeti aştı ve konu benim giyim ve kuşamıma gelmişti, her defasında ayaklarında oje ve bayan kıyafetleriyle görüyorum seni ve fiziğinde çoğu kızdan daha iyi diyerek eklemişti, beni bir kahkaha bastı ve iltifatların için ayrıca teşekkür ederim canım, bakımlı olmayı seviyorum ve kendimi bir kız gibi görüyorum ve bu yüzden bayan kıyafetleri giyiyorum diyerek cevap vermiştim. Kendisi bu durumdan baya bir memnundu ki sürekli bana iltifat ediyor kalp atıyor canım cicimli konuşmaya bile başlamıştı benimle artık. Tam bir pasif aşığı olduğunuda sonradan öğrendim tabiki kendisinin, Bolu’da sürekli gittiği birileri varmış ve ben seni nasıl bulamadım diyede kendi kendine dövünüyordu, ona twitter adresimi verdim biraz inceledikten sonra iyice aşık oldum sana diyerek iltifatlarına devam ediyordu, yarın akşam için sözleşmiştik artık. Sabah oldu telefonu elime aldım sonerden günaydın mesajları gelmişti bile, güzelce bir kahvaltı yaptım ve rutin bir şekilde takılıyordum evde akşam görüşme olacağı içinde heyecanlıydım aslında, saatte yaklaşıyordu bende hazırlanayım biraz dedim ve altıma kırmızı tangamı ve kırmızı bir sütyen giydim hardal sarısı bir elbise giymiştim üzerimede dizlerimin hemen üzerinde boyu uzun kollu ve dar bir elbiseydi, popom hafif çıkmış ve hatlarım belliydi ayna karşısında kendime yükselmiştim artık, gözlerime kalem ve dudaklarıma ruj sürüp bacak bacak üstüne atıp sigaramı yakmış ve kocamı bekliyordum artık. Saat 8 olduğunda kalbimin atışı bile değişmişti artık üzerim de bir heyecan vardı, ve havada çok sıcak olduğu için ateş basmıştı vücudu mu.
Kapı çaldığında bir irkilmiştim hemen koşup otomata bastım ve yavaş yavaş geliyordu kocam, güler yüzüyle ve beni o şekilde görünce aletini okşamaya başladı bile, kapıda sarılıp içeri girdik ayak üstü biraz sohbet edip, kanepe oturduk yan yana hemen elini bacağıma koydu sıvazlamaya başladı bir yandanda gününün nasıl geçtiğini konuşuyorduk, içim kıpır kıpırdı hemen ayağa kalktım bişey içermisin diye sordum olur dedi dolaptan iki shot aldım mutfakta arkam dönük bir şekilde biraları açarken çoktan yanıma gelmiş nefesini ensemde hissetmiştim bile bir anda irkilmiştim, harikasın diyerek eliyle popomu okşamaya başlamıştı ve nefesiyle ensemi öpüyor du biralar elimde kalmıştı ensemden öpe öpe kalçalarıma kadar inmişti arkamda eğilip elbisemi yukarı sıyırdı ve elleriyle kalçalarımı tokatlıyor ve yalıyordu inanılmazdı adeta, bende artık zevke gelmiş ve hafif eğilmiştim,tekrar boynuma çıkıp öpüyor bir yandan da eliyle deliğimi okşuyordu. Elleriyle göğüslerime yapıştı kulak mememi yalarken kaldırmış aletini kalçalarıma sürtüyor baskı uyguluyordu pipim zevkten şahlanmış ve zevk suyum tangamı ıslatmıştı bile, belimden tutup kendine çevirdi beni kucağına alıp dudaklarıma yapıştı deli gibi emiyordu dudaklarımı yatak odama geçtik beni yatağa yatırdı karşımda azgın bir boğa duruyordu sanki, tişörtünü çıkarıp pantolonunu düğmelerini açmaya başladı yataktan kalkıp önünde eğildim hemen, pantolonu indirip boxserin üzerinden kalkmış sikini ısırıyor ve yalıyordum yavaşça boxserida indirdim aletiyle göz göze gelmiştik artık 16 17 cm vardı küçük ama kalındı dilimle kafasına masaj yapmaya başladım ve yavaş yavaş ağzıma almıştım bile gözlerini kapatmış evet aşkım harikasın bebeğim diyerek iltifatlar yağdırıyordu bana, elleriyle kafamdan tutup tamamını sokuyordu ağzıma ve nefes almakta zorlanıyordum ağzımdan salyalarım akıyor gözlerim sulanıyordu sakso çektikten sonra beni kaldırdı elbisemden saniyeler içinde kurtulmuştu, yatağa çıkıp hemen domalmıştım önünde tangamı kenara sıyırdı ve diliyle deliğime masaj yapmaya başladı offff bu zevk beni delirtiyordu tangamın önü sırıl sıklam olmuştu çoktan, hadi kocam sok gir artık içime diye inliyordum, kendisi yüz üstü uzandı yatağa benide kucağına alıp kalçalarımı sikine sürtüyordum çok sertleşmişti artık bir elimle aletini tutup deliğime yerleştirdim ve yavaşça oturmuştum aletine, elleri göğüslerimde sıktırıyor bende kalın aletin üzerinde zıplamaya başlamıştım bile, daha fazla dayanamayıp boşalmıştım ben o hala devam ediyordu beni sikmeye, üzerinden kalkıp önünde tekrar domalmıştım bekle geliyorum diyerek içeri gitti geldiğinde elinde telefon vardı ve videoya çekmek istediğini söyledi, kaydı başlatmış aletini deliğime sürtüyordu, içime tekrar girdi ve gidip gelmeye başlamıştı bile sesler odada yankı yapıyor bir yandan sikiyor diğer yandan da kameraya çekiyordu, artık telefonu bırakıp elleriyle belimden kavrayıp daha hızlı sokmaya başladı her vuruşunda kalçalarımın dalga oluşunu hissediyordum artık.
Geliyorum diyerek hemen ağzımı açtım önünde eğilip boşalmasını bekliyordum, dilime ve yüzüme ılık ılık boşalmıştı artık ağzımda döllerini çiğniyor ve dudaklarımı yalıyordum aletini ağzıma soktu tekrar, sikini yalarken dölleri ağzımın kenarından dökülüyordu, sikini güzelce temizledikten sonra salona geçtik ve birer sigara yakmıştık biralarımızı alıp kanepe ye uzanıp kaldık, döllerinin yarısını yutmuştum bile, çektiği videoyu açıp izlemiştik gerçekten te her vuruşunda kalçalarım dalga dalga oluyordu ve kocamın siki tekrar kalkıyordu, sigarayı söndürüp elimdeki birayla kucağına oturup kalkan sikine sürtünüyordum, bir yandan da biramı yudumluyor ve yarısını da göğüslerimden aşağı döküyordum ayağa kalkıp tangamı çıkardım pipim küçülmüş serçe parmağım kadar olmuştu, 69 pozisyonuna geçip o benim deliğimi yalarken bende saksoya başlamıştım bile, biradan bir yudum alıp deliğime boşaltıyor ve tekrar yalıyordu, kanepede yanına yer açıp bende onun yanına uzanmıştım sırtımı ona dönerek, bacağımı yukarı kaldırmış ve aletini sokmasını bekliyordum deliğime, yavaşça sokup gidip gelmeye başlamıştı bir eliyle göğsümü okşuyor ve bir yandan da deli gibi hızlanmış deliğimi sikiyordu yüzümü çevirip dudaklarıma yapışıp dilimi emiyordu altında inliyor ve çığlık atıyordum ama durmak bilmiyordu kocam, önünden kalkıp tekrar sakso çekmeye başladım sikine eliyle kafamdan tutup baskı yapıyor, ağzıma gidip geliyordu dilimle taşaklarını emiyor aletini sıvazlıyordum, kanepeye oturup kucağına aldı tekrar sırtım dönük kucağına oturdum ayaklarımı dizlerinin üzerine koyup alttan sikmeye başlamıştı beni tekrar sürekli pozisyon değiştirip kucağından inmiyordum hiç, o kadar çok terledim ki surat ifadem değişmiş kalem sürdüğüm gözlerim akmıştı artık dudağımda ruj kalmamış tecavüze uğramıştım sanki, beni kanepeye oturdum bacaklarımdan ayırıp tekrar sikini sokmuştu deliğime baldırlarımdan destek alıp hızlı hızlı sikmeye başlamıştı altında inliyordum adeta artık deliğim parçalanmıştı resmen, geliyorum aşkım diyerek içime boşalmıştı bir kere daha ılık ılık içimde hissediyordum spermlerini üzerimde bir ohhh çekip yanıma uzanıp kalmıştı dizlerimin bağı çözülmüştü artık bir süre hareketsiz kalıp anın tadını çıkarıyordum hayatımda böyle sikilmemiştim ben ..
Birlikte duşa girip yıkanıp çıkmıştık halen daha gözleri vücudumda eli popomda geziyordu kocamın her fırsatta buluşup sürekli sikişiyorduk unutulmaz anılar yaşatmıştı bana …..
43 notes · View notes
342c · 6 months
Text
bir haftadır ağlamaktan kaybettiğim benliğimi seruma bağlı şekilde tam kafamın tepesinde yanan tek beyaz ışıkla bir hastane odasında buluyorum. kendimi tepeden görüyorum. hafif cam açık, tam açılmıyor. atlamayayım diye. başucumda annem var. en az 6 tüp kan vermişim boş midemle ama bir tek içim yanıyor. böyle anlarda aklımda tek bir düşünce var ve gitmiyor. içim çok acıyor.
benim gibiler anlar. en mutlu olduğun an düşmeye en yatkın olduğun an. mutluydum ben de, toparlanıyordum. uzaktım maddelerden ve erkeklerden. kendimle ve evimle ilgilenmeye çalışıyordum. olduğu kadar. çünkü yavaş hareket hiç hareketten daha iyi dediler. ayakta durmak ne kadar zorsa ayağa kalkmak da bir o kadar zor.
beni kimse annemin gördüğü gibi görmedi, o hallerimi. belki görse anlardı. başucumda annemden başkası durmazdı. bir el istedim tutacak, düşmemek için. düşeceğimi biliyordum ve beni tutacak kimse yoktu. atladım uçağa, aileme sığındım. tutamadılar ama, düştüm. daha da kötü olabilirdim.
ama ben o hastane odasında ölüme hiç olmadığım kadar yakınlaştım.
20 notes · View notes
Text
ANLAR
eğer,yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde daha çok hata yapardım.
kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
temizlik sorun bile olmazdı asla.
daha çok riske girerdim.
seyahat ederdim daha fazla.
daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
görmediğim bir çok yere giderdim.
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu.
farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
anlar,sadece anlar.
siz de ânı yaşayın.
hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
gitmeyen insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer,hiçbir şey taşımazdım.
eger yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eğer.
ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM....
lorge lois borges
9 notes · View notes
bunudaburayayazdim · 10 months
Text
İyi Olmanın Formülü ve Maskeli Balo
Bu yazıyı nerede paylaşırım ya da paylaşır mıyım bilmiyorum. Biraz rastgele bir karalama olacak çünkü. Selamsız sabahsız girdiğim, kendime dahi yabancı bir yazı olacak biraz. Palyaço şiirinde de dediği gibi;
Biraz birazdım her şeyden dün biraz sinirlenmiştim mesela yarın bir kadını seveceğim biraz biraz biraz kör oldum bugünlerde
Nasılsın sorusuna en içten gelmeyen "iyiyim"leri sıraladığım zaman dilimindeyim sanırım 25 yıllık sürecin bilincinde olduğum kısmını düşündüğümde. İyiyim ama ne anlamda iyiyim, kime göre iyiyim, nedir iyi olmanın gereklilikleri, var mıdır bir formülü?
Bazen de böyle şeyler takılır işte aklıma. Hoş, bunu okuyorsan biliyorsundur zaten, eğer okuyorsan ya da. Bazen de gidip bir geyiğin neden boynuzlu bir şekilde evrildiğine kafa yormaya çalışabilirim. Şimdi bu aklıma gelince yazıya ara verip gidip araştırdım biraz. 17 milyon yıl öncesine ait bir fosilde bu boynuz yapısının bir örneği bulunmuş. Bulunmuş en eski örneğiymiş daha doğrusu. Ufak ve iki daldan ibaretmiş. Yani bir çift keçi boynuzu gibi bir yerde düşününce. Zaman içinde boyutunun büyümesi ve boynuzların dallanıp budaklanması ortaya çıkmış. Neyse ne anlatıyordum ben? Heh, iyi olmanın gereklilikleri, eğer varsa formülü.. Her şeyi ülkeye yıktığımız bu süreçte tek sorun orada mı emin değilim. Kabul çok sebebi ülkeden kaynaklı. Ekonomi başta olmak üzere bir çok konuda darlanmamızın, rahatsız, huzursuz, uzak hissetmemizin, kendimizden uzaklaşmamızın sebebi bu ülke ve bu konuda bir şey yapmamakta ısrarcı uyuşmuş bir halk ama sadece bunu suçlu göstererek, kendimizi aklayarak iyi olabilsek çoktan olmuştuk diye düşünüyorum. Ben artık sıkıldım bahanelerin arkasına sığınıp farklı maskelerle etrafta gezmekten. Saçma sosyal oyunları oynamak adına olmadığım bir ruh halini yansıtmaya çalışmak çok yorucu bir şey. Bunu belki sen de yapıyorsun, yaptığının ne kadar saçma olduğunu ve karşındakinin de muhtemelen senin gibi hissettiğini bilmene rağmen. Çünkü toplum böyle bir şey, birbirine iyi olduğunu kanıtlamaya çalışan, kanıtlamak istemeyeni öteleyen insan topluluğu. Neticede kim toplumdan soyutlanmak ister, di mi? Özellikle de beraber mutlu görünen bir topluluk olarak bir imaj yansıtıyorken. Sorun içine girip irdelemeye başladığında ortaya çıkıyor ve fark ediyorsun ki toplu bir maskeli balo gibi toplumla bütünleşmek. Bak bu benzetme başlığı bulmama da yardımcı oldu. İyi olmadığını söylemek ayıp bir şeymiş gibi bize çocukluktan beri dayatan ne kadar insan varsa karşıma alıp uzun uzun anlatmak istiyorum bunun ne kadar sorunlu ve toksik bir davranış, düşünce biçimi olduğunu. İyi olmamak da en az iyi olmak kadar normal ve hayatın parçası olarak kabul edilmesi gereken bir şey. İnsanlar iyi olmamanın sonsuz bir olay olduğunu düşünüyor sanırım, o yüzden bu maskeler, bu gerçeği öteleme isteği. Onu kabullendikten sonra karanlığın onu çekip alacağını düşünüyor olsa gerek. İyi olan her şey bu evrenden sökülüp alınacakmış ve asla gelmeyecekmiş gibi. Güzel haber, böyle bir şey yok. Hayatın boyunca iyi olacaksın, kötü olacaksın, bazen hissiz olacaksın ve bunlar hayatının belirli dönemlerinde tekrarlayacak farklı sürelerle. Önemli olan bunların varlığını reddetmeyip, kabul ederek altında yatan sebepleri keşfedebilmek ve gelişebilmek. "Bazen iyi olmamak da iyidir." dediğim zaman salak bir kült lideri gibi görünüyor olabilirim. Belki de salakça bir cümledir bilmiyorum ama şunu biliyorum. İyi olmamayı lanetlemek, gizlemek mutluluğu getirmiyor. O yüzden üstteki cümleyi bir kez daha okumanı istiyorum. Üstüne düşündüğümde biraz da zihnim Mark Manson'ın Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı kitabındaki şu kısımdan arakladı sanırım bu cümleyi özetlemeye çalışırken:
Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve paradoksal olarak, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir.
O yüzden eğer iyi değilsen, bunu söylemekten çekinmemelisin ve sana dediğimi önce ben yapmalıyım sanırım. Uzun bir süredir taşıdığım bu iyiyim maskesi ağırlık yapıyor çünkü, fazla büküldü sırtımız tüm bu sahtelikte. Biraz yüklerimizi atalım. Bizi yoran insanlarla iletişimi kesmek, kesemiyorsak da mümkün mertebe mesafeli kalarak kendimizi koruyalım ya. Herkesin canı kendine tatlı olmalı biraz, onu koruyup kollamadıktan sonra neden yaşıyoruz neticede? Ortalama 60-70 yıl yaşadığımız bu hayatta, o kadar zamanımıza değmeyecek şeyleri önemseyip, dert edinip kendimize eziyet ediyoruz ki.. Biraz da yapı meselesi sanırım bu, insan bir anda bırakamıyor her şeyi. Daha doğrusu bırakmıyor, bir bağımlılık gibi çünkü bunlar artık insanın vücudunda ve her bağımlılık gibi bırakmaya çalışma süreci acılı, sancılı oluyor. İyi olmanın formülü demiştik yazının başında, epey konuştum yine biliyorum, üzgünüm. Epeydir yazamamıştım böyle, onun karışıklığı sanırım. Merak etme bir şarkı bırakacağım sana yine başlangıca. Sadece bunu sen şu an öğreniyor olacaksın ama şşhh, aramızda. Neyse neyse. İyi olmanın formülü..
İyi olmanın formülü sanırım iyi olmadığını kabul etmek, bunu değiştirmek için ne yapabileceğini düşünmek ve bu doğrultuda hareket etmekten ibaret. Çok kısa bir formül gibi duruyor ama çok sabır isteyen adımlar maalesef ki. Kendine hak ettiğin değeri göstereceğine ve bunu korumak için elinden geleni yapacağına söz vermeni istiyorum tam şu an, burada. Bana değil, kendine vermelisin bu sözü. Unutma, önemli olan sensin! Seni çok tuttum biliyorum. Teşekkür ederim vaktini ayırdığın ve benim gibi bir delinin saçmalarını okuduğun, düşüncelerini benimle paylaştığın için. İyi olduğumuz kadar, iyi olamadığımız günlerin de uğruna, kendine çok dikkat et!
37 notes · View notes
koridorr · 11 months
Text
An’lar
Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer,
oturup saymazdım eski yanlışlarımı.
Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi.
Neşeli olurdum, geçmişte olmadığım kadar,
ve elbette çok daha coşkulu olurdu sevdalarım,
içine de yeterince ciddiyet katardım.
Bu denli temiz, titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer.
Hiç çekinmezdim daha fazla riske girmekten de…
Daha çok yolculuklara çıkar, gündoğumlarını kaçırmazdım asla;
hele dağlara tırmanmanın, ırmaklarda yüzmenin keyfini…
Hiç bilmediğim yerlere giderdim, gidebildiğimce.
Doyasıya dondurma yer, boşverirdim kuru nimetlere.
Öyle bir şansım olsaydı eğer, dertlerim de
yalnızca düşlerin değil, yaşamın gerçeğini taşırdı.
İşte onlardan biriydim ben ömrü boyunca hani, her saniyesini
verimli kılmaya çalışan insanlardan biri.
Ama aynı an’lara yeniden geri dönebilseydim eğer,
yalnızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdim, mutlu an’ları…
Farkında değilseniz hâlâ, öğrenin artık:
Yaşam an’lardan oluşur, sadece anlardan, ŞİMDİ’yi yakalayın.
Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi
ve paraşütsüz yerinden kıpırdamayan bir insandım ben.
Ama yeni baştan yaşayabilseydim eğer,
yüksüz, iyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara.
İlkbahara yalınayak girer, sonbahara dek unuturdum ayakkabıyı.
Hiç bilinmeyen yolları keşfeder, tadına varırdım günışığının,
Çocuklarla daha çok oynardım, yeniden bir şansım olsaydı eğer…
Ama ne çare.. İş işten geçmiş ne yazık ki!
85’indeyim artık ve biliyorum ki… Ölmekteyim.
35 notes · View notes
sillagen · 15 days
Note
Abla merhaba ben Hatay'lıyım aynı zamanda burada üniversite okuyorum MKÜde. Kyk borcumu odeyemedim ve Kredi kayıt bürosuna bildirildi. Ben de gardıropsta kitaplarımı, kulaklığımı ve elimde olan şeyleri satışa koydum. Gardrops adım: Eskitildim. ama birkaç gün içinde ödemem gerekiyor ve satış işi uzun sürüyor ve alan da pek olmuyor. Depremzedeyiz ailemden yardım alabilecek durumda olmadığım için buradan sana da yazmak istedim. Yardımcı olabilecek olursa gerçekten çok mutlu olurum. İsterseniz öğrenci belgemi ve depremzede Hatay'li olduğumu da gösteren belge atabilirim. Ya da bilmiyorum istediğiniz başka belgeleri de.. zor durumda olmasam yardım istemezdim.. yardımcı olabilecek birileri var mıdır acaba? (Açıktan paylaşmasan olur mu 😔
Açıktan paylaşmak için izin istedim.
Gardrops adı: "Eskitildim" miş
Belki sizde uygun bir şey çıkabilir bir bakalım ve rb yaparsanız sevinirim.
12 notes · View notes
guzyazi · 8 months
Text
Lohusalık Bölüm 1
Bir kere şu konuda anlaşalım: Lohusalık 40 gün olmaz. Bebe zaten kendini 3 ay boyunca anne karnında hissetmeye devam ediyor. Bazen 6 ay regl olmuyorsun. Hormonlar ağzına s*çmaya devam ediyor. O yüzden lohusalık biz bitti demeden bitmez. Ben 12 ay diyorum.
Gelelim konuya.
Anne olmazdan evvel anneliği erteleyişimin nedeni gördüğüm annelerdeki aşırı bıkkınlıktı. Korkuyordum ben de, ya bir tane mutlunuz yok diye. Sanki bıkkın ama mutlu olunamazmış gibi. Sonra anne olmaya cesaretim geldi. Hamileyken "Gerçekten o kadar zor mu" diye endişelenirken bir kadın keşfettim. Kadın o kadar pozitifti ki enerjisi bana çok iyi geldi. İkinci çocuğunu doğurduğu halde yorgun görünmüyordu. Yardımcısı da yoktu. Lohusa lohusa çiçek gibiydi. Bana umut oldu. Sonra doğum yaptım.
Belki depresyona girmedim. Belki saçımı fönleyebildim. Belki uykusuzluktan ağlamadım. Sağlıkla çok sınandığımız hâlde hiç isyan etmedim belki ama ben de şimdi daha net anlıyorum ben de bitmişim. Bir ara panik atağım geri geliyordu imdadıma annemin koşabileceği kadar şanslıydım. Her şey yolunda gitse bile yepyeni bir hayata ve bedene geçiyorsun. Her şeyi geçtim hormonlar var. Hele bir de kış bebesi dünyaya getirmişsen çok sosyalleşemiyorsun. Yani kararmandan daha normal ne olabilir?
Yakınlarım depresyonda olabileceğimi, bunun da normalliğini açıkladılar bana. Değildim ama eğer depresyondaysam ve bunu kabullenmiyorsam bilmek isterdim. Çünkü kendimde bir yara bırakıp bunun ileride bebeğimden çıkmasını hiç istemezdim. Terapistle görüştüğümde bunalımda olmadığım, bunalmış olduğum ortaya çıktı. Tam düşündüğüm gibi. Ondan sonra da gerekenleri yaptık ve toparlandım.
İşte doğumu yapınca o bahsettiğim pozitif kadın bana bir tersinden göründüüüü, kendi algıma hayret ettim. Hamileyken beni cesaretlendiren kişi, lohusayken kendimi yetersiz hissetmeme neden oluyordu. Evet sosyal medya bir illüzyondu, ya da belki gerçekten de o kadın çok pozitifti. Ama kendime şunu izah ettim: Normali senin yaşadığın. Yıpranmak normalllll. (Yıpranışım da bebeğimden değil. Ona bakmak dünyanın en zevkli ve zor olmayan şeyi. Ki bundan da yıpranabilirdim. Neyse bu 2. bölümde olacak.)
Ayrıca kadın ikinci çocuğunu yapmış, kendini neyin beklediğini biliyor. Sen neden kendini hep en iyi örnek üzerinden idam ediyorsun? Yazarlık için de bunu yaptın. Ben Tanpınar olamam, şu ifadeye bak deyip yazıyı bıraktın. Ah Güzcüm ya, şu çocuk az büyüsün güzelce toparlayacağım seni. Firdevs Yöreoğlu'nun Bihter'i aynanın karşısına geçirip sarstığı gibi sarsacağım. Ama büyümesini de istemiyorum. Hofff aşırı duygusallıq.
23 notes · View notes
esinperisi · 28 days
Text
evde asla mutlu ve huzurlu olmadığım halde hep enerjik ve pozitif davranmaya çalışıyorum cidden yapıyorum bunu zorla da olsa AMA HİÇBİR HALTA YARADIĞI YOK şerefsiz laf dinlemez ailesine anca ters çıkan bi kız olsaydım nasıl değerli önemli olurdum kim bilir
7 notes · View notes
Text
Evet sevgili okurlar burası yalnızlığa mahkum edilen adamın blogu ve bu bir intihar mektubu.
Evet sevgili okurlar burası yalnızlığa mahkum edilen adamın blogu ve bu bir veda mektubu. Çünkü artık yalnız değilim. Artık yalnızlığa mahkum değilim.
Öncelikle şunu söyleyeyim intihar falan etmiyorum. Telaş etmeyin boşa. Bugün kitap okurken bunu düşündüm. Bir gün bloguma veda edeceğim ama acaba bu veda nasıl olacak? Son yazım nasıl olacak acaba? İlk cümlesi yukardakilerden hangisi olacak acaba? Belki de bambaşka bir şey olacak. Bilemiyorum.
İlk ihtimali ele alalım. Hayatımı toplayamadığım, hayallerimin yok olduğu ve dolayısıyla yaşamama da gerek kalmayan o evrene bakalım. Acaba gerçekten öyle bir evren var mı? Hiç var olmadığım veya 21 yaşımı bile görmediğim paralel evrenler var mı acaba? Acaba en üzgün, en yalnız versiyonumu mu yaşıyorum? Ya bu versiyonumdan bile kötüleri varsa? Ne acı... Neyse biz şimdi bu kötü sonlu evrene göz gezdirelim. Zaten varlığım ile yokluğum arasında bir fark yok. Beni gören de yok. Unutulmam ne kadar sürer? Üç gün mü? Beş gün mü? Belki de bir hafta? Yok yok onu çok söyledim. Beni unutmaya üç gün yeterdi. Sonuçta kimin hayatında bir unutulmaz oldum ki? Kim bana beni ömrü boyunca hatırlayacak kadar değer verir ki? Değmem de buna zaten. Sadece yalnızlığa değil unutulmaya da mahkumum sanırım.
Gelelim öbür evrene. Hayallerimi başardığım evrene. Mutlu, huzurlu olduğum evrene. Bu karanlık simsiyah hayatıma birilerinin ışık olduğu, parlaklığı ile hayatımı aydınlattığı evrene. Böyle bir evren olur mu bilmiyorum. Belki de olur bilmiyorum. Belki de birileri de benim karanlığıma ışık olur bana ev olur belli mi olur? Acaba en mutlu olduğum versiyonum hangisi? Mevcutta olan olmadığı kesin. Acaba daha yakışıklı daha sevilen veya daha değerli olduğum versiyonlarım var mı? Acaba gerçekten değer gördüğüm bir çevremin olduğu, sevildiğim, birilerinin gözlerinden bile o değeri görebildiğim bir paralel evren var mı? Acaba yaralarımın sarıldığı, birilerinin ruhumu gördüğü, bana bakınca gözünün güldüğü, değerden gözünün titrediği paralel evrenler var mı? Pek olduğunu sanmıyorum öyle evrenlerin ama varsa da artık lütfen o evrenlerle kesişebilir miyim? Belli mi olur belki birileri karanlık gecelerimi aydınlatan ay gibi, yıldızlar gibi ışık olmuştur bana. Umudu kaybetmemek gerek.
Merhaba sevgili okurlar burası yalnızlığa mahkum edilen adamın blogu ve bu yazı parelel evrenler üzerinden bir hayat sorgulaması içeriyor. Asla intihara özendirmeyen bu yazıda sizlere son sözüm asla çabalamaktan ve yaşamaktan vaz geçmeyin. Her zaman başka bir yol vardır ve hayat her şeye rağmen yaşamaya değer.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
9 notes · View notes
hepeksikk · 1 year
Text
Bir gün sen çıktın geldin, daha öncekilerin ve daha sonrakilerin asla dolduramayacağı bir boşluğa dokundun bende, içimde benim bile haberdar olmadığım bir yere.. Bana eksik yanımı gösterdin; Sadece seninle kapanacak bir yarayı.. “Bak" dedin “işte tam burası.. burası benim evim artık" der gibiydi bana gelişin. Yüreğimin bütün kapılarını açtım sana. Bekledim.. Sonu mutlu bitecek bir hikayem olsun falan da istemedim, sadece yaşanacak bir hikayem varsa seninle olsun istedim. Şimdi öyle yanılgılar ortasındayım ki, her hatırlayış yeni bir yalnızlık oluveriyor. Oysa sende bir hayal bile olmadım hiç, işte buna kırıldım hep. Artık bildiğim tek bir şey var; Göğsümde geçmeyen bir ağrı.. Oysa bu gece doğum günündü.. Tıpkı 2 gün önce doğum günümü kutladığın gibi bende gece gelip sımsıkı seni sarıp yüreğimden dökülenleri, kurduğumuz hayalleri seninle doya doya geçireceğimiz zamanları konuşacaktık.. Şimdi yoksun çok garip geliyor,senin artık olmayacak olman.Sanki senden öncem yokmuş gibiydi benim.Yıllardır yanımdaymışsın,seninle büyümüşüm gibi geliyordu.Gidince boş kalıyor insan bi an.Oturdum ”peki şimdi napıcam ben?” diye düşünmeye başladım,istemsizce gözyaşlarımda bana eşlik etti.Yaşadığımız her şeyi düşündüm. Benim soluk alıp vermem sana bağlıymış gibiydi.Öyle korkutucu geldi ki bi an gittiğini bilmek bana.Beni gülümsettiğin anlar gözümün önünde şimdi,ne kadar da mutluymuşum.Sen benim ailemdin,belki beni korkutan en büyük şey bu oldu,ailemi kaybetmek.Ama insan kırılıyor be.Uğruna her gece gözyaşlarını döktüğün,hayallerini paylaştığın,gülücükler saçtığın insan gittiğinde kırılıyor..
Velhasıl kelam… Okuyamayacağını bildiğim halde yazmak istedim..
İyi ki doğdun iyi ki hayatıma dokundun.. umarım hep mutlu olursun sevgilim…
33 notes · View notes