Yargı reis yaşadığım geçmişime dair bir aydınlanma geldi yine, paylaşıyorum:
Dün okuduğum kitapta taze bir çift ellerini, gözlerini birbirinden alamıyor, öpüşmelere, sevişmelere doyamıyor, her daim birbirlerinin yanında olmak istiyorlardı. Okurken eridim bittim, özlem duydum ve ah keşke diye iç geçirdim epeyce.
Derken bir anı geldi zihnimin ön saflarına, sessiz ve sinsice, kitapla arama girdi ve onu görmemi bekliyor: üniversitenin ilk yılları, oda arkadaşımın bir sevgilisi var. Aşk, arzu ve istek dolular, ne zaman grupça bir yere çıksak yan yanalar dip dibeler. Ardı arkası kesilmeyen minik dokunuşlar, okşamalar, arada öpücükler. Asla haz etmiyoruz diğerleri olarak. Kıza kızıyoruz arkadaşımız olan o olduğu için, bu kadarı da olmaz diye isyan ediyoruz, ay bu da bir sevgili yaptı arkadaşlarını unuttu gitti diye hayıflanıyoruz. Bizde her zaman arkadaşlık daha önceliklidir diyor, kendimizi ondan daha etik daha düzgün daha yaraşır bir yerde görüyoruz. Biz olsak bu dengeyi kurabilirdik diyor, onun bu kendini kaptırmasını zayıflık olarak addediyoruz. Hatta bir süre sonra bu rahatsızlığımızı kıza da söyledik ve bir miktar mesafe girdi aramıza.
O zamanlar kendimi yükseklerde ve haklı görürken fark etmediğim şey içimdeki kıskançlıkmış. Ben böyle bir ilişki içinde olmadığım için, olsam da özgürce sevip sevilmeye kendimi açamayacağım için, sevdiceğimle öpüşüp koklaşsam elalem ne der diye düşüneceğim için duyduğum kıskançlık. Olmak istediğim kişiyi karşımda gördüğüm için.
Şimdilerde karşılıklı yoğun duyguların ne kadar şans eseri ve geçici olduğunu biliyorum. Tadını çıkarmak gerektiğini ve gerçek arkadaşlığın sen bu yaşadığın sarhoşluktan hemen şimdi sıyrıl ve dikkatini bana ver demek olmadığını.
Bu büyülü hislerde kendimi kaybetmeyi isterim yine. Umarım.
Gün gelir; yâr dahî göçer gider, çiçeksiz kalırsın evde azîzim! Fânîliğin mukadder netîcesi "tatları kaçıran"ı tatmak değil de nedir? Hem çiçek fânîde solacak ki bâkîde açacak! Kural-ı hayâtı lâyıkıyle koyan böyle koymuş; bize "başım gözüm üstüne" demek düşer azîzîm! Bize "Eyvah" değil; "Eyvallah" demek yaraşır!
evde yalnızım bir tuhaf hissediyorum. kızlar şu an semalarda bir saat sonra izmir'de olacaklar. çok enerjik ve mutlu gittiler ve iki hafta yoklar :( dün gece beraber otururken "anne biz yokken canın çok sıkılır mı" diye sordu english teacher yok ya dedim ben takılırım kendimce sıkıntı yok :) küçük kızçemin sınavına çok az kaldı ve onu evde yalnız bırakmak istemiyorum o yüzden sadece o okulda ve dershanede iken gitmek durumundayım derneğe. evdeki işlerimi halletmeyi seviyorum yalnızken onları hallederim bayram geliyor temizlik de olmuş olur. evde biraz içime dönerim, kendimi dinlerim (hiç dinlemiyormuşum gibi) ben bu yalnızlığı fırsata çevirebilirim ve bundan hoşnut da olurum. çoğu zaman bu evde birgün tamamen yalnız yaşayacağımı da düşünürüm ki bu çok mümkün. kızlar atanır ya da yuva kurarsa, küçük kızçem üniversite okumaya başka şehre giderse yalnız yaşamak kaçınılmaz olur. elhamdülillah kendimi her şart ve koşulda ortama adapte edebilen ve hayatın olumlu olumsuz getirilerine karşı beyin olarak hazırlıklı olan biriyim. olumsuz da düşünmem hiç kendime bunu kodlamam, ne olacaksa o andaki ruha karışmayı ondan mutlu olmayı becerebilmeyi öngörmeye çalışır aklım. gelecek ile ilgili de plan yapmam hiç zamanında kurduklarım elimden alındığı için. Allah ne verirse, neyi nasip ederse o olacak ve bunun içinde benim gayretim ve duam da vardır bunu bilirim. şükretmeye, yaşamımın zorluklarından çok verilen nimetlerin farkındalığında olmaya çabalıyorum şükür ve teslimiyet için bu şart. dünyayı çok iyi tanıdım, ona ve insanlara çok fazla bağlanır bel bağlarsam yarıda öylece bırakacağını bilirim. o yüzden an'da, an'da olanlarla, an'ın getirdikleri ve gelecek için de duayla şu hayatı O'nun da yardımıyla yaşamaya çalışıyorum. ne yazacaktım konu nerelere geldi hep böyle oluyor zaten. bugün için evi temizleme ve market alışverişi yapma planım var. derneğe bugün ve yarın gitmeyeceğim. yarın iki arkadaşımı yatıya çağırdım ve cuma günü inşallah bizden derneğe geçeceğiz genel merkezden misafirlerimiz var seminer ve toplantı olacak. Allah hayatı kolay ve insanca yaşayabilecek kabiliyet versin hepimize. insanız, yanlış yaparız, hataya düşeriz farkeder telafi ederiz ve yolumuza yine devam etmekle yükümlüyüz. acılarımız, sevinçlerimiz, kaygılarımız ve daha birçok duygu bizim birer parçamız yeter ki hepsini makul seviyelerde yaşayalım itidalli olalım ve bu hayatta kalbim için en çok dilediğim istediğim ve çoğunlukla öyle hissettiğim ve insanlar için de en çok sahip olsunlar istediğim merhamet duygusunu diliyorum, dileniyorum herkes için. merhametin olduğu bir kalpte kötülük barınmaz, barınamaz çünkü. Allah yumuşak sekinet dolu bir kalp, selim bir ruh, hayırla açılan kapılar, güzel bir yaşam, uzun, hayırlı, sağlıklı, salih bir ömürden sonra hakka yaraşır bir ölüm nasip etsin hepimize. amin.
("plan yapmam" dan kasıt bugün ve yarını içeren rutin işler güçler, güncel konular vs'den ziyade gelecekle ilgili, geleceğe ait hayal, istek vs tüm mevzular. ben asla programsız, plansız yaşayamayan biriyim zaten. anlatmaya çalıştığım konu daha, geniş ve kapsamlı geleceğe dair planlardan uzak durduğum)
*uzun yazmayı çok seven biri olarak okuyacaklara sabır dilerim ve okuyanlara dua 🤍
ya rab sen izzetini koruyanların izzetini koru. her birinin kalbini feraset üzere bir eyle, saflarını sıklaştır, üzerlerine sabır yağdır, ayaklarını sabit kıl. onları en şedid meleklerinle destekle. senin şanına yaraşır zaferine onları memur eyle*
Allah'ım Senden dinde derinlik, ömürde bereket, bedende sağlık, rızıkta genişlik, ölümden önce tövbe, ölüm anında şehadet, ölümden sonra mağfiret, hesap anında af, cehennem azabından emân, cennetten nasip istiyoruz. Bizi Kerim olan Cemalini görmekle rızıklandır. Dünyada ve ahirette, mahşer gününde mahcup ve mahzun olmaktan cümlemizi muhafaza eyle. Bizim günaha olan ısrarımız, Senin affetmeye olan ısrarın karşısında zerre bile değildir. Bu zerrelerde boğma bizleri, günahlarımızı affet. Bizi hoşnutluğuna, teveccühüne ve ilâhî nefhalarına yaraşır şekilde muhabbetinle sevindir. Bir kişiye dahi olsa bizim elimizle hidayet nasib eyle. Şüphesiz ki bu, hayırların en kalıcısıdır.