Tumgik
#yoruldum sanırım
mel-inoe · 1 year
Text
bazen stresten kusasım geliyor
7 notes · View notes
bulutlugokyuzumsblog · 7 months
Text
Bazen ben söylemeden, anlatmadan sorulmasını istiyorum. Sonra amaaan ne önemi var bazıları seni dinlemedi bile diyorum. Ama buruk hissediyorum. Ben anlatmasam, geçiştirsem önemli değil onlar için ama ben öyle yapmıyorum. Ve onlar gibi de yapamıyorum. Bana yapıldığında kötü hissettiğimi hatırlayıp vazgeçiyorum. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bazen anlayamıyorum.
1 note · View note
fersude · 3 months
Text
Tumblr media
günün anlam ve önemi✨💫
48 notes · View notes
hypnogaja · 2 years
Text
,
3 notes · View notes
kimmkitsuragi · 2 years
Text
her ne kadar beklenmedik derecede iyiyim desem bile önümüzdeki bir haftayı nasıl atlatıcam bilmiyorum
0 notes
sadecetilki · 4 months
Text
Bu şekilde yapamıyorum. Sanırım artık toparlanamıyorum her şey düzelecek dedikçe daha da dibe batıyorum önümde bir yol yok gibi ne tarafa gitsem önümde ki yollar kapanıyor hangi yola hevesle başlasam ilerleyemiyorum o yolda. O kadar yoruldum ki anne her şeyin suçlusu olmaktan, mutlu olduğum şeyleri elimden almandan, başkalarının çocuklarını dinlemekten, ne yaparsam yapayım yaranamamaktan yoruldum. Daha ne yapmam gerekiyor bilmiyorum beni elinden geldiğince yalnızlığa sürüklüyorsun ve farkında bile değilsin. Ben artık iyiymiş gibi davranmak istemiyorum ama başka türlüsü de olmuyor. Çocukluğunu doğru düzgün yaşayamamış o kız için çalışıyorum çünkü o mutlu olmayı hak ediyor gerçi onu da doğru düzgün yapamıyorum gibi…. Her neyse özür dilerim…
110 notes · View notes
Text
Kendimi Zorla Üvey Abime Siktirdim! (İrem 18 Y., Adana)
Merhaba, ben İrem, 18 yaşındayım. 1.68 boyunda, siyah saçlı ve beyaz tenliyim. Herkes bana çok güzel olduğumu söyler, hatta beni Merve isimli sanatçıya çok benzetirler. Annemi hiç tanımıyordum, ben daha bebek iken trafik kazasında kaybetmişiz. Babam da benimle kala kalmış, bir süre sonra başkasıyla tekrar evlenmişti. Üvey annem Selda aslında tek tanıdığım annemdi. Onu da hiç üvey olarak görmezdim, bana anne sevgisini yaşatmıştı. Babamla evlendiklerinde bir oğlu vardı, adı Kerem. Benden 10 yaş büyüktür kendileri. Kerem abimle çok yakınız ve o benim ilk aşkım. Bana hep 'prensesim' diye seslenirdi ve bu benim çok hoşuma giderdi.
Yaşım 16 olduğunda cinsel yönden de isteklerim artmaya başlamış ve üvey abime karşı artık farklı duydular beslemeye başlamıştım. Abimle ne zaman yanyana gelsek, ne bileyim film izlemek olur, yada şakalaşmak olur, şakadan dalaşmak olur, birbirimizi gıdıklamak olur, sürekli ellerini bacaklarımda hissederdim. Arada sırada durduk yere gelip beni yanaklarımdan öperdi. Belki bilerek yada bilmeyerek beni sever ve okşardı. Bizimkiler de bu kadar yakın olmamızı normal olarak karşılardı, çünkü normal abi-kardeş gibi büyümüştük. Beni azdıran da abimle yaşadığım bu olaylardı.
Sınıf ve aynı zamanda en yakın arkadaşım Didem, okuldan biriyle çıkmaya başlamıştı. Bana sürekli aralarında geçen ilişkinden bahseder, "Bugün öpüştük..." yada, "Amımı ellettim!" gibi özelini anlatırdı. Ben de ona bir ara, dershaneden biriyle çıkarken birkaç kez onunla öpüşüp, sakso çektiğimden bahsetmiştim. Didem bir gün beni kenara çekip, "Onunla yattım!" dedi. Ben, "Anlamadım, nasıl yattın? deyince, "Kızım anla işte, götümü verdim!" dedi. Ben de, "Hemen anlat!" deyince, en ince detayına kadar herşeyi anlattı. Önce çok ağrılar çektiğini, ama sonra çok zevk aldığını söyledi. Sonra bana, "Sen de denemelisin, pişman olmayacaksın!" dedi. O gün aklıma koydum ve götümü biricik üvey abim Kerem'e verecektim. Üvey abim 26 yaşında, üniversiteden yeni mezun ve yaşıtları gibi işsizler tayfasına mensup biriydi ve halen bizimle yaşıyordu. Ama eve gidip direkt abime, "Götümü sik!" diyemeceğimden, sürekli planlar yapmaya başladım. Önce onu iyice azdırırıp kıvama getirmem gerekliydi.
Eve gittim. Kerem abim evde tek başına TV izliyordu. Sırt çantamı yere attım, eteğimi yukarı doğru katladım ve direk üstüne atlayıp, "Canım abicimmm!" deyip onu gıdıklamaya başladım. Eteğim sürekli açılıyor ve külodum ortaya çıkıyordu. Kerem abim beni yere düşürüp üstüme çıktı ve tek zayıf noktam olan göbeğimi gıdıklayarak beni güldürmeye çalışıyordu. Ben de bacaklarımı iyice açtım, artık tamamen altında kalmıştım. Abim durumu farketmişti, "Yeter, yoruldum!" deyip geri çekildi. Eteğim tamamen açık şekilde halen yerde uzanıyordum. Bana, "Hadi kalk üstünü değiştir, herşeyin ortada!" diye kızdı. Koltuğa otururken sikini düzeltirken yakaladım kendisini. İlk adımı atmıştım.
İçeri gittim ve en kısa şortumu giydim ve geri döndüm. Yanına uzanıp bacaklarımı kucağına attım. Aslında bunu sürekli yapardım, yeni birşey değildi, o da arasıra ellerini ayaklarıma koyar okşardı. Bu sefer hiç kıpırdamıyor, gözlerini TV'den ayırmıyordu. Ama ben nedenini biliyordum, bacaklarımın altında sürekli hareketlenen yarağını hissediyordum. Bana, "Hadi abine su getir bakayım!" diyerek bacaklarımı yere attı. "Peki!" dedim ve mutfağa su almaya gittim. Geldiğimde odada yoktu. "Abiii, suuu!" diye seslendim. O da banyodan, "Bırak oraya, birazdan gelir içerim!" diye seslendi. Hemen yavaş ve sesiz adımlarla banyonun önüne gidip kulağımı dayadım (Bizim banyonun kapısı baya eskiydi, gerçi evdeki bütün kapılar öyle, hiç birinin kilidi bile yoktu!) ve dinlemeye başladım. Kerem abim telefonundan pørnø açmış olacak ki, az da olsa kadın inleme seslerini duyar gibiydim. Sanırım içeride otuzbir çekiyordu.
Ben hemen odama geçtim. Kendi kendime (Aferin kız sana, bu gidişle çok beklemeden götünü siktireceksin!) diyordum. Acaba onu daha fazla azdırmak için başka ne yapabilirim diye düşünürken, dış kapı açıldı ve annem eve geldi. Normalde annemle babam akşam 7 gibi evde olur, ben de 4-5 arası evde olurdum. Kerem abimse sürekli evde zaten. Hayallerim yıkılmıştı. Anneme, "Hayırdır, erkencisin?" dedim. O da, "Bugün öyle oldu, işim erken bitti!" diye cevap verdi. O akşam öyle geçmişti.
Ertesi gün okuldan sonra koşarak eve gittim. Evden içeri girdim. Kerem abimi bulamayınca çok üzülmüştüm. O sırada banyodan gelen su sesini duyunca, içerde duş aldığını fark ettim. Hemen banyo kapısını açtım. Kerem abim, "Oha, kim o?" deyince, "Abi benim, çok sıkıştım, altıma işeyeceğim!" diyerek içeri girdim. Külodumu ayak bileklerime indirip, eteğimi yukarı sıyırdım ve klozete oturdum. Kerem abimin duşa kabinin içinde sadece omuzlarından yukarısı gözüküyordu, aşağısı buzlu camdı. Zaten o da, "Çabuk ol!" dedi ve sırtını döndü.
İçimden (Ne yapabilirim?) diye düşünürken aklıma bir fikir geldi. Ayak bileklerimde duran külodumu tamamen çıkardım, yerde bırakıp çıktım ve kapının önünde beklemeye başladım. Amacım, duştan çıkarken külodumu yerde görmesini sağlamaktı, ben de hemen girip (Külodumu unutmuşum!) diyerek yerden alacaktım. Suyun sesi kesildi ve duşa kabinin kapısının açıldığını duydum. İçimden 10'a kadar sayıp içeri daldım. Ama içeride gördüğüm manzara karşınında donup kaldım, Kerem abim donumu yerden almış ve kokluyordu. Beni görünce hemen indirdi elini ve "Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdı. Ben parmağımla halen elinde duran külotumu işaret edince, külotu bana doğru fırtlattı ve "Hemen çık!" dedi.
Benimse çıkmaya hiç niyetim yoktu. Ona doğru birkaç adım attım ve "Külodumu mu kokluyordun sen?" dedim. Utancından kızardı ve "Sana çık dedim!" diye bağırdı. Artık çok azmıştım, amım ıslanmaya başlamıştı ve ayaklarım geri adım atmıyordu. Ona iyice yaklaştım ve "Sorun değil, hatta çok sevindim!" diyerek eline külodumu tutuşturdum. Hemen sonra da diğer elini tutup eteğimin altından amıma götürüp, "İstersen bunu kokla!" dedim. Her şey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki, günlerce plan yapsam bu kadar olmazdı. Parmakları amıma değince amım iyice sulanmıştı. Fakat hemen elini çekip, "Ne yapıyorsun sen? Delirdin mi?" dedi. Ben de, "Evet, delirdim. Senin için deliriyorum, anlasana be, kaç gündür yapmadığım şey kalmadı! (Elimi havludan belli olan kalkık yarağına götürerek) Hem sen de istiyorsun, biliyorum!" dedim.
Kerem abim, "Olmaz, biz kardeşiz!" deyince, "Üveyyy!" dedim hemen. O da, "Üvey müvey, birlikte büyüdük!" dedi. Ben de, "Tabi tabi! Peki o beni okşamalar, öpmeler neydi? Hatta beni koklayarak öpüyordun beee! Hadi saklama, beni istiyorsun, ben de seni çok istiyorum!" dedim ve elini zorla amıma götürdüm. O bu sefer sesiz kaldı ve elini amımdan çekmedi. Ben de belindeki havlusunu indirdim ve onun muhteşem yarağıyla göz göze geldim. Kocamandı. Elimi attım ve ilk defa bir yarağı elleyip okşamaya başladım. Bir yandanda dudaklarını öpmeye başladım. İlk başta öpücüklerime karşılık vermiyordu, ama sonradan dayanamadı ve çılgınca öpüşmeye başladık. Hemen kucağına atlayıp, ayaklarımı belime doladım. Yarağı amıma değiyordu ve bu durum beni çıldırtmıştı.
Kucağında beni öperek odama götürdü. Beni yatağa uzatıp, bir çırpıda okul gömleğimin önün�� düğmelerini kopartarak açtı. Sütyenimin üstünden taşan memelerimi öpmeye başladı. Sonra yavaş yavaş aşağılara inip, göbeğimi, bacaklarımı ve ayaklarımı öpmeye başladı. Ben de hemen gömleğimi ve sütyenimi çıkardım. Kerem abim bacaklarımdan yukarıya yönelmiş, eteğimin altından amımı öpmeye ve yalamaya başlamıştı. Aldığım zevk inanılmazdı. Çok geçmeden inleye inleye orgazm oldum. Onun da yüzü benim zevk sularımla sırılsıklam olmuştu. Gömleğimi alıp ağzını yüzünü silerken, ben de o ara eteğimi çıkarıp kenara attım.
Rahatça yalaması için bacaklarımı ayırıp amımı ona sunduğumda, Kerem abim, "Bu yaptığımız yanlış, durmalıyız!" dedi. Ama benim durmaya hiç niyetim yoktu, hiç birşey söylemeden yataktan imdim ve önüne çömelip yarağını ağzıma alıp saksoya başladım. Sakso konusunda tecrübeliydim ve ona hayatının en iyi saksosunu çekiyordum. Aslında götümü siktirecektim, ama o kadar zevk alıyordum ki, acı çekmek istemedim. Bu nedenle ona bakireliğimi bozdurmaya karar verdim. Kendi isteğiyle yapmazdı, bunu biliyordum. O yüzden onu göğsünden itip onu yatağa yatırdım. Üstüne çıkıp, amımı yarağına sürtmeye başlayınca, "Bakire değil misin?" diye sordu. Ben cevap vermeden, yarağını elimle amımın girişine yerleştirip üstüne orturdum. Aman Tanrım! Gözlerimin önü kararmış, canım çok acımış ve çığlık atmıştım. Kerem abim beni üzerinden kaldırıp yana attı ve yarağını kanlar içinde görünce, "Ne yaptın sen!?!" dedi. Ben de, "Artık karın oldum!" dedim.
Amımdan bacaklarıma kan süzülüyordu. Çekmecemden ıslak mendil aldım ve sildim kan olan yerleri. Kerem abim hala yatakta buz keşmiş duruyordu. Onun yarağındaki kanı da ıslak mendille temizledim ve "Olan oldu, artık seninim!" deyip tekrar üzerine çıkıp, dudaklarına yapıştım. Kerem abim de artık hiç birşeyi umursamıyor, beni delice öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra beni altına aldı ve yarağını amıma yavaşca sokup beni sikmeye başladı. Artık istediğimi almıştım ve üvey abimin altında inleye inleye kendimi ona siktiriyordum. Beni sadece o pozisyonda yaklaşık 10 dakika sikip göbeğime boşaldı. Biraz dinlendikten sonra tekrar öpüşmeye başladık. Ben ona, "Artık senin sevgilinim, beni sürekli sikmeni istiyorum aşkım!" dedim. O da, "Tamam aşkım!" diyerek heryerimi öpüyordu. Beni domaltarak, amımı bir posta daha sikti. Sonra sırayla duşa girdik. Ben duştan çıktığımda annem de gelmişti...
Son iki senedir neredeyse her gün beni sikti ve halen sikmeye devam ediyor!
[İrem]
190 notes · View notes
japonyamesken · 1 month
Text
When he said “Artık Herkes Evine Dönmeli” and you really felt that.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Hiçliğin ortasında bi Alman kasabasında mahsur kaldık alman trenleri yüzünden ve bir saat sonraki treni beklerken bunları yazıyorum. Eve ne zaman ulaşırız, bugün ulaşabilir miyiz bilmiyorum, tek istediğim Hollanda sınırından bi an önce geçmek.
● Bugünün rotası Almanya'nın 4. büyük şehri olan Köln'dü. Çok kalabalıktı ama yine de bu şehri sevdim sanırım. Özellikle akşamüstü serinliğinde Ren nehrinin kenarında yürümek çok geldi.
● Aslında Picasso'nun bazı eserlerinin olduğu bir sanat müzesi vardı, ama arkadaşım girmeyi pek istemedi. Müze dükkanında da Andy Varhol'u ve muzunu görünce fazla mı modern(?) sanat diye düşünüp ısrar edemedim.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Katedral uzmanı olarak bu sefer Köln katedraliyle ilgili tüm önemli bilgileri bulmuştum. Etkileyici ve güzel bi yapıydı. Ama tamam artık, bu kadar katedral görmek yeter. Bu gezilere biraz ara vericem sanırım. Ben etkinlikli, eğitimli, projeli, kongreli gezileri seviyorum, bu kadar üst üste salt şehir gezisi bünyeme fazla geldi.
● Neyse Köln'e dönersek, şehrin 3/4'ü ikinci dünya savaşında yerle bir edilmiş ve her yeri yeniden yapmışlar. Sabah gelirken izlediğim görüntüler bana 6 Şubat depremlerini hatırlattı hep.😔 Biz iyi ki ikinci dünya savaşına falan girmemişiz diye de düşündüm, toparlanmak ne zor olurdu.
Tumblr media Tumblr media
● Köln’de çok fazla Türk varmış, tecrübe ettim maalesef. Out of no where bir teyzeden vasiyetini dinleyince ve teyze size 20 dakika boyunca hayat hikayesini anlatınca durumun ciddiyetini anlıyorsunuzfkfllf. Teyzenin bana ne dediğini sorarsanız, "Sana vasiyetim olsun, Karadenizli erkeklerden uzak dur" dedi. evet.sadece.bankta.yanımızda.oturup.bir.anda.ssohbete.dahil.olan.random.bi.teyze
● Teyze yüzünden treni kaçırsak da tramvayla Brühl diye bir kasabaya geçtik sarayımsı bir binayı ve bahçelerini görmeye. İşte gezinin parlayan anı buydu. Çok güzel bir bina ve ondan bin kat daha güzel bahçeler... Her sabah bu bahçeye koşuya gelmek ve sonra işe Köln'e gitmek insanın küçük şehir ve büyük şehir beklentilerinin hepsini karşılar gibi geldi bana.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
● Yazmayı planladığım çok şey vardı ama hem yazı çok bölündü, hem de çok yoruldum. Hollanda'ya da vardık sonunda. Köyüme de kavuşurum inşallah bir an önce.
● Kısaca Köln'e tekrar gelirim gibi aklımda olan ve yapamadığım şeyler kaldı, şu bahçelere ise tekrar gelmeyi ve sevdiğim insanları getirmeyi çok isterim 🌸
● Gezmek çok güzel ama artık herkes evine dönmeli gerçekten. (Dönebilirim bugün inşallah sdfkfkf)
17 Ağustos 2024
Köln - NRW
32 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 8 months
Text
İyi akşamlar
Herkes gülüyor. Ben de gülüyorum. İçten bir gülümseme değil bu, yapma zorunluluğum olan bir şey. Etrafta gulus, eğlenen, hiçbir derdi olmayan mükemmel hayatı olan biri olarak görünüyorum. Insanlar gelip "Ne kadar mutlusun ya* dediklerinde "sen gel bir de içimi gör" diyemiyorum." nefes alırken canım acıyor lan" diyemiyorum. Mutlu olmayıp ne yapacağım deyip geçiştiriyorum. Artık birinin gelip, ne kadar gülüyor olsan da gözlerinde ki acıyı görebiliyorum deyip sanılmasını istiyorum. Anlaşılmak istiyorum. Benimle gülüp benimle ağlayabilecek biri olsun istiyorum. Gitmeyecek birini istiyorum. Ben artık çok yoruldum. Kime o gitmez dediysem gitti. Kime inanıp, güvendiysem birakıp gitdi. Hep gidişlerini izledim. Olan hep kalanlara oluyor zaten. Gitmek o kadar kolay ki. Insan soramiyor beni neden sevmedin ? Diye. Cevap belli "olmuyor işte" Sevilmemeye o kadar alıştım ki.. Biri çıkıp seni seviyorum dediğinde inanmıyorum artık. Kimseye güvenim kalmadı. Ağlayamıycak kadar tükendiğim zamanlar da oldu, dizlerimi karnıma çekip "Bunların hiçbirini haketmedim" diye haykırarak ağladığımda oldu. Ruhum yaralıyken biri hayatıma girdi. O da tam kabuk bağlıyor sandığım an da yaralarıma tırnaklarını öyle bir geçirdi ki, kan içinde kaldım. Halen üzerimde kanın kokusu var. Ondan kalan izler var. İnsan birini sevdiğinde kaybolmaya başlarmış. Kayboldum. Halen yolumu bulamıyorum.Yalnızım. Etrafımda insanlar olmasına rağmen yalnızım. Fakat bundan şikayetçi değilim alıştım. Alışmak zorunda bırakıldım. Artık umudum yok. Hayattan beklentim Sanırım Ölüyorum...
Tumblr media
85 notes · View notes
kalbimincirpinislari · 2 months
Text
halledemiycem sanırım diyorum tam, sonra kaderimi Allah'a emanet ettiğim geliyor aklıma, susuyorum hadsizliğime.. lakin yoruldum ya Rabbim çok yoruldum.
20 notes · View notes
seyyahe-iavare · 4 months
Text
Tumblr media
Terapistim bunu paylaşmış. Bana da yaz dedi duygularını yazmanı istiyorum şu oldu şunu hissettim şeklinde... Ben nerden nasıl başlayayım. Hangi duyguyu hissedeceğimi bilmiyorum ki artık ağlamaktan gözlerim harap halde başım ağrıyor. İçimden hiç birşey yapmak gelmiyor kendimle kavga etmekten yoruldum. Başımı birinin dizine koyup saçlarımı okşatmak istiyorum gerçekten buna ihtiyacım var. Birinin sırtımı sıvazlayıp geçecek demesine ihtiyacım var. Korkma olacaklar olsun denmesine ihtiyacım var. Ne yapacağımın bildirilmesine ihtiyacım var Allahım. Niye kimseye kendimi anlatamıyorum. Neden avaz avaz bağırmak istiyorum sürekli... Neden içimdeki bağırma isteği bitmiyor. Neden birşeyleri kırıp döküp dağıtasım geliyor elimi sağa sola vurmak istiyorum... Kafam, kalbim durulmuyor. Kalbim ve gururum arasında sıkıştım kaldım... Ailem her zamanki gibi şaşırtmadı hem nalına hem mıhına... Zaten biz çocukken de böyleydi dışarda hırpalanırdık eve geldiğimizde ayrı azar yerdik. Hiç bir zaman o denge kurulamadı. Hiç bir zaman yerinde ben arkandayım denmedi. Ben arkandayım ama... vs. Ben arkandayım ama ben evlat yetiştirememişim vs... Benim evlatlardan yana yüzüm gülmedi. Hiçbiriniz doğru bir hayat düzeni kuramadınız vb. Bem yoruldum baba düzgün evlat olmaya çalışmaktan' sürekli en doğru şekilde hareket etmesi gereken bir eş olmaktan yoruldum. Bir insan ailesine zayıf tarafını gösteremeyecekse ne anlamı var aile olmanın. Eşine karşı rahat olamayacak ben anlatamasam da o beni anlar diyemedikten sonra sürekli cambaz gibi o ipin üzerinde yürümesi gerektiği zaman ne anlamı kalıyor hayat paylaşmanın aynı yastığa baş koymanın. Peki neden çekip gidemiyorum beni bağlayan ne? Ayağıma kendi prangalarımı kendim takıyorum sanırım. Kaldıramayacağım yükleri sırtlanma çabam neden? Bu sanırım pek terapistimin istediği gibi bir yazış olmadı ama az da olsa zehri dışarı atma çabası olabilr.
25 notes · View notes
haslet · 17 days
Text
Tumblr media Tumblr media
Düşünmekten öyle çok yoruldum ki. Boş boş bakıyorum her şeye. Yani olsa da olur olmasa da. Bıktım artık. Vazgeçtim. Savaştığım her şeyden. Yarım bıraktım. N'olursa olsun. Zaten hep öyle olmuyor mu? Ne için çabalarsak çabalayalım hayat bildiğini okumuyor mu? Okuyor. Ve sanırım hayat beni sevmiyor. Çünkü sevse böyle mi olurdu her şey? Bütün inandıklarımı alır mıydı elimden? Almazdı. Biraz olsun ayakta kalabilmem için bir umut koymaz mıydı kalbime? Dizlerimin bağı çözülüyor artık. Artık nefes alamıyorum. Boğuluyorum. Düşüyorum, elimden tutmuyor kimse. Başka türlü ölmek bu.
15 notes · View notes
semantin · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Akıl sağlığımı kaybetmek üzere olduğum bugünlerde cidden delirmeme ramak kaldı. Her şey o kadar zor ki. Gençler neden evlenmiyorun yürüyen delili olduk. Allah'ım işlerimizi kolaylaştırsın inşallah. Sanırım bu günler bittikten sonra ne zor şeyler atlattık diyeceğim ve ben buna tutuyorum. Hâlâ yapılması gereken işlerim çok. Rabbim yardım etsin. O kadar zorlanıyorum ki burada samimiyetle dua edecek insanların olduğunu da biliyorum. Birinizin bir duası gönlümüze şifa olur belki. Nişanlımda bende gerçek anlamda çok yorulduk. Tahammül seviyemiz gittikçe azalıyor. Bugün notere velaket vermeye gittim, uzaktan evlilik başvurusu yapınca mecbur veriliyormuş. Artık nasıl dolduysam oturdum bir parka çok sıcak diye ağlamaya başladım. Herkes bana bakıyor. Çocuklar kaykaydan kayıyor görüyorum bana bakıyorlar bi yandan. Ama kendimi tutamadım artık. Oturdum sıcaktan ağladım. Biliyorum bunun sebebi sıcaklık değildi ama patladı işte bi yerden. Uzak yerdeyim her işi tek başıma arabasız bu sıcakta halletmeye çalışıyorum. Her şey çok zor zaten yeterince. Evrak işleri vs çabası oldu. Allah büyüktür. Her daim yardımımıza koşuyor bunu bizzat yaşıyoruz. Ama kuluz. Çok aciziz. Ve ben inanılmaz yoruldum Allah'ım. Bu yorgunlukla evliliğe başlamak istemiyorum. Umarım her şey güzelleşir.
99 notes · View notes
banacandiyin · 6 months
Text
Bugün annemle hayatımın en büyük kavgasını ettim ki sürekli kavga eden bir iliskimiz var ama bu dereceye asla yükselmemişti. Ben büyüdüğüm aile yüzünden hep kendimi kontrol etmeyi öğrendim ama bu sefer kontrolü mü çok kötü kaybettim. Sinir atağı geçirdim tüm vücudumun titremesine şahit oldum etrafımdaki şeyleri kırdım döktüm duvarlara saldırdım. Gerçekten sorun bunlar değil bunlar yaşanabilir şeyler ama ben kontrolü nasıl kaybettiğimi asla anlamıyorum ben bu kadar delirecek bir insan değilim evet yıllardır boktan bir aile ortamı ve sorunlarım vardı ama asla bu seviyede olmadı. Bugün güçlü durduğum son gündü sanırım artık yıkıldım hem de tüm gerçekliğiyle yıllardır taşıdığım yüklerle bugün ne yapacağımı bilemedim ve ben artık cok yoruldum. Vücudum yorgun zihnim yorgun ruhum hepsinden yorgun. Yıllar geçtikçe hayatta kalmak için tutunduğum şeylerin hepsi yok olmaya başladı özellikle bugün 24 mart günü benim en büyük hayat desteğim olan güçlü duruşum tamamen yıkıldı. Bu saatten sonra teselli bulacağım hiç bir şey yok beklenti bile. Şimdi ise sesssizim o kadar sessiz ki ölüm sessizligi gibi hemde. Sadece başımda korkunç bi uğultu var, onun dışında tamamen boşum.
21 notes · View notes
Text
O kadar tahammülsüzleştim ki evde kim bir şey söylese ters ters cevap veriyorum. Benim gibi birisini dışardan görsem çok ayıplardım sanırım. Bu halimden nefret ediyorum ama çok yoruldum gerçekten
56 notes · View notes
purgatoireau · 1 month
Text
Anne biliyor musun çok zorlanıyorum şimdilerde bu yükü omuzlarımda taşımakta. Doldum ama taşamıyorum. Üzerime hep bir sağanak yağıyor ve ben taşmamak için direniyorum. Yoruluyorum. Bu hisleri bir rafa kaldırmaya çalışmaktan çok yoruldum. Ertelenmiş bir hayata sahip olmaktan çok yoruldum. Oysa ben anı yaşamayı seven biriydim. Ya da bilmiyorum. Sanırım. Anne, nasıl düzelteceğim bu yaşlarımı? Bir daha bu yaşama sahip olamayacakken nasıl bu yaşlarım içimde kalmadan yaşayacağım. Korkuyorum anne. Aynı iki yaşında, dünyayla henüz yeni yeni tanışan bir çocuk kadar korkuyorum. Kaçacak bir yer bulamıyorum. Nereye gitmeliyim bilmiyorum. Yorulsam bile bir şey ifade etmiyor. Yine de kaçmak zorunda kalıyorum. Çünkü nasıl başa çıkabilirim bilmiyorum. Anne bu hisse alışamıyorum. Bu hisse nasıl alışılır? Anne daha fazla kaçamıyorum. Daha fazla kaçmaya gücüm yetmiyor. Tanrım, her ne kadar sana artık inanmadığımı söylesem de ben bu çukurdan çıkamıyorum. Yalvarırım yardım et. Ben yaşamayı beceremiyorum.
12 notes · View notes