kitapisletmecisi

[kitapisletmecisi]

Çak bi’ selam canım :)

Yine bir Ağustos ayı ve ben yine blogumdayım :)

Sanırım Ağustos ayları benim yazı damarlarımın kabardığı ay.  Bu sekiz ay boyunca o kadar çok şey oldu ki aslında yazılmaya değer. Ara sıra içimi döktüğüm oldu tabi. Ama ne kadar da olsa çok şey içinde kalıyor insanın.

Neyse şimdi burda geçmiş günlerin acısını deşecek halim yok :) Kendimi kitaplarıma gömdüğümü söylemek için gelmiştim ben. Söyledim, kaçıyorum :)

[kitapisletmecisi]

Bir sabah uyandığımda etrafı bembeyaz görmek kadar mucizeviydi senin kalbime girişin. Bir baktım, oradaydın.

[kitapisletmecisi]

Kitapların bendeki değerini bilmeyen yoktur. Bana şifa olur kitap kokusu. Kendimi huzurlu hissettiğim sığınağımdır satır araları. Bazı yazarlar vardır ki, öyle karakterlerle anlatırlar ki yazılarını. Okumakla kalmaz, adeta yaşarım. “Aile Çay Bahçesi”ndeki Müzeyyen karakterini de yaşadım her bir satırda. Aile yaşamının şiddeti, kardeşi doğduktan sonra kendisini silik hissetmesi, yaşadıkları her şey o kadar güzel anlatılmış ki bu romanda.

Yekta Kopan ile Mayıs 2014’te kitap fuarı aracılığıyla karşılaştım. O zamandan beri alıyorum bütün kitaplarını ve büyük bir keyifle okuyorum. Ocak ayında Silivri’de bir söyleşi sayesinde de bizzat kendisiyle tanışabildim. Mütevazi kişiliği, hayranı olduğum ses tonu, neden kendimi karakterlerinde bulduğumu anlamama yeterli oldu. Böyle samimi bir insanı okumak, gerçekten benim için çok değerli. Ve kendisine teşekkür etmem gereken en önemli nokta : Diğer bütün kitaplarını da sabırla imzalaması oldu 😍😌

[kitapisletmecisi]

"Bazen, içinizdeki çocuk geçmişinizde hapsolur ve siz o çocuğu kurtarmak için tüm umutlara sımsıkı sarılırsınız..." Beni benden alan, mükemmel bir kitap. Tesadüf eseri aldığım fakat her sayfasında bir sonrasını merak ettiğim sürükleyici, enfes bir anlatımı olan farklı bir konu. Normalde kendi kendime artık "pembe seri" olarak tabir edilen kitaplardan almayacağım diye söz vermiştim. Fakat bu kitap beni kendine çekti. Onlarca kitabın arasında "Ben buradayım!!" dedi. Elime aldığım ilk andan itibaren de, aramızda bir bağ oluştuğunu hissettim. Kim bilir, belki de ben de içimdeki çocuğu kurtarmak için tüm umutlara sımsıkı sarılıyorumdur...

[kitapisletmecisi]

Tatilde okuduğum, ama fotoğrafını paylaşmaya fırsatım olmayan son kitabım Enis Batur'dan. Kitaplar hakkında yorumumu belirtmiyorum. Çünkü her insan kendinden bir parça bulmalı satırlarda. Eleştiri ise haddime değil.

[kitapisletmecisi]

Paulo Coelho-Simyacı 7 günlük tatilimin ilk kitabı. Gönül isterdi ki, kütüphanemde okumak istediğim ne var ne yok yanımda getireyim. Ama maalesef olmadı. Tatilimin ilk gününde, 1996 yılından beri çok sevilen ve çok övülen bu kitabı okumak istedim. Fotoğrafı da, masmavi suların tam ortasındayken çektim. Deniz yolculuklarını her zaman çok sevmişimdir. Tabii "Mavi"yi de ☺️💙

[kitapisletmecisi]

Ağustos ayında bana mutluluk, huzur, hüzün, heyecan veren satırlar bu kitapların içerisindeydi. Okuma alanım biraz geniş. Neredeyse her tür kitabı okurum. Öyle çok ayrım yapmam yani. Okudukça bir şeyler öğrenmeyi seven birinin ayrım yapması da doğru olmaz zaten. Sırada Eylül ayı var. Bakalım beni duygudan duyguya sürükleyecek kitaplar hangileri olacak.

[kitapisletmecisi]

The one you love and the one who loves you are never, ever the same person.

Chuck Palahniuk, Invisible Monsters (via bookmania)

[kitapisletmecisi]

Romantik sonbahar gecelerinin başlangıcı bugün. Hoşgeldin Eylül !

Rengarenk boyadığın yaprakların, sağnak yağmurların, hüzünlü duruşun, serin gecelerde sıcacık kahveyle mükemmel uyum sağlayan sohbetlerinle beraber hoşgeldin…

[kitapisletmecisi]

Kitaplara gömülü yaşamak :)

[kitapisletmecisi]

Önceleri kitap ufkum bu kadar açık değildi. Yani belirli yazarların dışında okumayı sevmezdim. Zaman geçtikçe ne kadar yanlış yaptığımı fark ettim. Kendime bir şeyler katacak kitapları okumaya yeni başladım sayılır. Bir kitabın bendeki okuma süresi en fazla 7 gün sürer. Kitapları hızlı ve anlayarak okurum. Küçük küçük notlar alırım. Albert Camus, bu romanında adeta beni bambaşka bir aleme sürükledi. Etkisinden birkaç gün çıkamamıştım. Kitabın konusu, gerçekten de adı gibi "Yabancı" Olaylar hiç beklemediğim bir şekilde gelişip, en beklemediğim biçimde sonuçlandı. Yazarın dilini, anlatımını ve konuları dikkatimi çekmeye başladı. Elimdeki okumalarımı bitirdikten sonra Camus'un diğer kitaplarını da kütüphaneme eklemeye başlayacağım.

[kitapisletmecisi]

Ayrıntı Yayınları Kocaeli Kitap Fuarı’nın kütüphaneme kazandırdığı en büyük güzellik. Gerek “Edebiyat” serisi gerekse de “Yeraltı Edebiyatı” serisiyle gönlümde taht kurdu resmen. “B, Bira” çocuklar için yetişkin, yetişkinler ise bir çocuk kitabı olarak tabir edilmiş. Daha güzel bir açıklama olamazdı. Dili o kadar açık ve anlaşılırki. Konusu ise, adından da anlaşılacağı üzere, BİRA 

Bir çocuğun, babasının içtiği birayı merak etmesi üzerine, bira hakkında biraz fantastik bir yolculuğa çıkışı anlatılmış. Ben bir kaç saat içerisinde kitabı bitirmiş ve içmekten büyük zevk aldığım biranın yapım aşamasından, tarihine kadar pek çok bilgi edinmiştim.

Ve bu kitap sayesinde, kütüphanemde yeni bir yayın evine de yer açmış oldum.

[kitapisletmecisi]

Kitap okurken bazı satırlar vardır, bütün kitabı sanki tek bir satır özetler gibi. İşte o satırları kalabalık cümlelerin arasından bulup çıkarmak ve küçük bir deftere not etmeyi yeni alışkanlık edindim. Daha önceleri o satırları zihnimde tekrar eder dururdum. Ama hayat olayları o kadar karmaşık hale getiriyor ki bazen, yazılmayan kelimeler de zihinden uçup gidiyor. “Kumral Ada Mavi Tuna” kitabının henüz başlarında sayılırım. Ama bu paragraf beni resmen büyüledi.

[kitapisletmecisi]

Yaz mevsiminde konusu ağır ilerleyen kitaplardan uzak durmak isterim. Çünkü kalın ve içerisinde çok fazla olay geçen kitaplar kasvetli, yağmurlu, soğuk kış günlerinde ortama da daha iyi uyum sağladıkları için genellikle öyle zamanlara saklarım kalın romanlarımı. Satır aralarını kaçırmam, anlatılan olayları daha da iyi önemserim böylece. Ama son üç gündür, biraz da grip virüsünün bende oluşturduğu etkiden kaynaklı “Kumral Ada Mavi Tuna” isimli kitabımı okumaya başladım.

“Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazetelef hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu. Bunu hiç beklemiyordum.”

[kitapisletmecisi]

Sebahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna 

Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulde şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim.

Sebahattin Ali'nin bu romanını kaçıncı kez okuduğumu bilmiyorum. Bazı kitaplar vardır, her okuduğunuzda daha farklı bir gözden bakarsınız romana, Kürk Mantolu Madonna da edebiyatta her okuduğunuzda farklı bir tat veren ender kitaplardan. 

[kitapisletmecisi]

Yeni 1'i

Selam ! Daha önceleri, kendi çapımda blogspot.com da takılıyordum açıkçası. Şu sıralar da Instagram da biraz sık paylaşım yapmaya başladım ve düşündüm de, kitap okumayı kendim için büyük bir hobiye dönüştürürken, çevremdekilere de görsel bir güzellik sunmayı seviyorum. Bunu neden farklı sosyal mecralarda da paylaşmayayım dedim ve kendimi burada buldum. 

Çok yeni sayılmam aslında, hesabım uzun bir süredir kayıtlıydı, ama ben yazmaya biraz çekiniyordum açıkçası. Halbuki yazmayı da çok severim. Okuduğum her kitaptaki farklı karakterleri, başlarına gelen olaylarla adeta yaşayarak okurum. Küçük bir okuma günlüğü tutmaya da başladım açıkçası. Çocukluğumdan beri kitap okumayı çok severim ama bir okuma günlüğü tutmak daha yeni aklıma geldi diyebilirim.

Biraz zaman geçirmek, biraz ufkumu genişletmek ve açıkçası birazcık da sınırlarımı zorlamak için yazmaya, okuma günlüğü gibi bir de internet günlüğü tutmaya karar verdim. Yani blog demektense, internet günlüğü demek benim gibi bir kitap sever için daha doğru olur diye düşünüyorum. 

Şimdi birazcık da kendimi tanıtıp, daha sonra kitaplarımın büyülü dünyalarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Haziran 1992 doğumluyum. Tam bir Yengeç burcu kadınıyım. Çok fazla duygusal, ailesine, evine, arkadaşlarına fazlasıyla bağlı, biraz dağınık, mutfak konusunda kendine güvenen, çevresindeki kişiler ve olaylara inanılmaz derecede önem veren kendi halinde, bir kaç ay içerisinde nişanlanmaya hazırlanan bir insanım. Halen okulu bitmemiş ve öğrenciliğinin bitmesini istemeyen bir işletme öğrencisiyim. Kendime "Kitap İşletmecisi" demeyi seviyorum, çünkü hayallerimden birisi bir "Kitap Kafe" açmaktır. Zaman ne gösterir bilemem ama, hayallerimden vazgeçmem ve gerçek olması için varımı yoğumu ortaya koyarım. Ne olursa olsun vazgeçmek bana yakışmaz.  Bu blog adım da "Kitapİşletmecisi" tabii bazı dönemlerde tatlılar, poğaçalar, nişan hazırlıkları vs gibi fotoğraflar ve yazılarla karşınıza çıkarsam da şaşırmayınız, sonuç olarak burası internet günlüğü ise, günlük diğer olaylara da yer vermek gerekir. Ama kesinlikle önceliğimiz kitaplar.

Başlangıç yazısını biraz fazla uzattığımı düşünüyorum. Her kitabı böyle anlatmayı düşünmüyorum açıkçası, çünkü her satırda her okuyan kendinden bir parça bulmalı. Bu günlükte ben kendi bulduğum parçalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım başarılı olabilirim. 

Bu kadar uzun yazıyı da sıkılmadan okuduysanız eğer, size çok teşekkür ederim. Kendinizden bir parça bulabileceğiniz nice güzel satırlar dileğiyle...