Tumgik
#Anas Maruf
robertadhiksp · 2 years
Text
Kolaborasi Seluruh Negeri Menanggulangi Pandemi
Buku “Kolaborasi Seluruh Negeri Menanggulangi Pandemi” ini merupakan catatan sejarah tentang upaya Pemerintah Indonesia, khususnya Kementerian Kesehatan RI, menangani berbagai persoalan pandemi COVID-19. Buku yang terdiri dari sebelas bagian ini, diberi pengantar utama oleh Presiden Republik Indonesia, Joko Widodo, serta pengantar Menko Kemaritiman dan Investasi, Luhur Binsar Panjaitan dan Menko…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aynodndr · 1 year
Text
KIYAMET YAKIN DEMEKTİR
Bu bir şiir değil bir serzeniştir, duymak isteyene bir sesleniştir, zilletten uyanmak için bir silkiniştir…
*
*
İşi bilenler değil ağzı laf yapanlar dinleniyorsa,
Ehil olanlar değil, ehli (akraba ve çevresi) olanlar makamları işgal ediyorsa,
Haklı olanlar değil güçlü olanlar taraftar buluyorsa,
Parayı basanlar itibar görüyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Adalet güçlüden yana işliyorsa,
Bir toplumun en şerlisi şerefli sayılıyorsa,
Ticaret hırsızların elinde işliyorsa,
Faiz vazgeçilmez bir hal alıyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Âlimler korkak, cahiller cesur olmuşsa,
Şehirler çetelere teslim olmuşsa,
Cehalet ilmin tahtını yerle bir ediyorsa,
Söz değer üretmiyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Zırvalar zirvelere çıkarıyorsa,
Namussuzlar ahlak öğretiyorsa,
Yalanlar, yanlışlar itibar görüyorsa,
Zülüm adalet libasına bürünüyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Dostluk çıkara kurban gitmişse,
Bir toplumda vefa bitmişse,
Akrabalık, komşuluk tükenişe geçmişse,
Bencillik, bireysellik revaç bulmuşsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Sözü dinlenen insanlar kalmadıysa,
Söz kar etmez bir noktaya vardıysa,
Umutsuzluk bir toplumu sardıysa,
Güvensizlik her ortama sindiyse,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
STK’lar sıçrama tahtası haline gelmişse,
Dernekler, vakıflar sömürü düzenine geçmişse,
Kurumlar birkaç hırsızın, arsızın tekeline girmişse,
Kamu malı israfa mahkûm edilmişse,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Bir toplum zilleti kanıksamışsa,
Emri bil maruf nehyi anil münker yapılmıyorsa,
Toplum fuhşiyyata teslim olmuşsa
Meydan zalimlere kalmışsa
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Gençlik iffetten yoksun hale gelmişse,
Bir toplumda edep, adap bitmişse,
Eğitim terbiyeden aciz kalmışsa,
Gelenek, görenek rafa kalkmışsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Siyaset meydanı döneklere kaldıysa,
Yalancılar, yalakalar siyasilerin etrafını sardıysa,
Torpil hakkın önünü tıkadıysa,
Hakka tapan halk güce tapınmaya başladıysa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Ana-baba hakkına eş-çocuk hakkı kadar riayet edilmiyorsa,
Para kazanmak adına aile ihmal ediliyorsa,
İş, aş, eş kaygısı davanın önüne geçiyorsa,
Makam sevdası kişiliğin, kimliğin önüne geçiyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Mürekkep ehli, kitaba merkep olmuşsa,
İlim kazanç kapısı haline gelmişse,
Bilen bildiğiyle amel etmeyi bırakmışsa,
Bilim kötülüğe silah olmuşsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Mazlumun feryadı duyulmaz hale gelmişse,
Halkın refahı birkaç arsıza peşkeş çekilmişse,
Fakirlik, işsizlik aileleri bitirecek noktaya gelmişse,
Bir toplumda vicdan susmuşsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
19. 09. 2021
Cahit Karaalp
5 notes · View notes
haytaogluyunus · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 18 ŞUBAT (1585)
BÜYÜK TÜRK BİLİNİ
TAKİYÜDDİN’İN
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ. RAHMETLE ANIYORUM.
Takiyüddin bin Maruf-i (14 Haziran 1521 - 18 Şubat 1585), hezârfen, gökbilimci, mühendis, matematikçi ve mekanik bilimci.[4]
Osmanlı'nın en önemli astronomlarından olan Takiyüddin, 14 Haziran 1521 tarihinde Şam'da doğdu ve Mısır ve Şam'da yetişti. 1550 yılında İstanbul'a gelen Takiyüddin, 1577 yılında III. Murat'ın fermanıyla Tophane sırtlarında bir gözlemevi kurmuştur. Sinüs/tanjant hesaplarını tablolar halinde kullanıma sunmuş, 841'i Türkçe 1337 eser oluşturmuştur. Akıldışı söylentiler sonucu Tophane sırtlarındaki gözlemevi Padişah (III. Murat) emriyle yıkılmıştır. Yeni bir gözlemevi ancak 300 yıl sonra kurulmuş ancak bu sefer de 31 Mart ayaklanmasına kurban gitmiştir.
Kepler'in hocası Tycho Brahe ile aynı zamanda yaşamış ve yaklaşık aynı gözlemleri yapmıştır. Rasathane yıkıldığı için çalışmaları son bulmuştur. Diğer taraftan Kepler, Brahe'nin gözlemlerini kullanarak Kepler yasaları diye bilinen gezegenlerin dönüşleri ile ilgili yasaları keşfetmiştir.[5][sayfa belirt]
Hayatı
Ana madde: Takiyüddin'in Rasathanesi
1521‘de Türk kökenli bir ailenin üyesi olarak Şam'da doğdu.[6] Eğitiminden sonra Tennis kadılığına atandı. Kadılığı sırasında yaptığı gözlemler ile ün kazandı. 1571'de Mustafa Çelebi'nin ölümünden sonra II. Selim tarafından saray müneccimbaşılığına atandı.[5][sayfa belirt] 1574 yılında Galata Kulesi'nde gözlem çalışmalarına başlamıştır. Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa'nın desteği ve Padişah III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi olan Takiyüddin'in Rasathanesi kurulmuştur.[7] 1580 yılında topa tutularak yıkılmıştır.
Matematik, Astronomi ve Trigonometrik Değerler
Takiyüddin Ekliptik Ekvator arası açıyı 23° 28 dk olarak hesaplamıştır.
Takiyüddin, sinus, kosinus, tanjant ve kotanjantın tanımlarını vermiş, ispatlarını sergilemiş ve cetvellerini hazırlamıştır. Ekliptik ile ekvator arasındaki 23° 27' lik açıyı, 1 dakika 40 saniye farkla 23° 28' 40" şeklinde bularak o tarihte ilk kez gerçeğe en yakın ve doğru dereceyi hesaplamıştır. Ayrıca çok eskiden beri kullanılmakta olan altmışlık kesirlerin yerine ondalık kesirleri Astronomi'de ilk kez kullanmaya başlamış
Optik
Takiyüddin, bir astronom olarak optiğe ve ışığın doğasının incelenmesine çok aşinaydı. Bu çalışmalardan Kitābi (Takîyüddîn'in Optik Kitabi veya Taqī al-Dīn's Book of Optics)  bir kitap doğdu . Çalışmalarının deneysel kanıtlara dayandığını ve daha önceki edebi eserlerle ilgili vardığı sonuçlarla hiçbir ilgisi olmadığını kaydetti ve araştırdığı fenomenlerin her birinde ışığın aynı olduğunun altını çizdi ., İbn-i Heysem'in yazdıklarıyla çelişen bu.
Görüş
Yansıma Açısı
Eski çağlarda Yunanlılar üzerinde yapılan ilk çalışmalarda, görmenin doğasına ilişkin farklı görüşler birbirine zıttı. Biri gözden bir nesneye doğru yayılan ışınlardan bahsederken, bir diğeri ışığın nesnelerden yayıldığını ve gözümüzün sadece gözlemlediğini belirtiyordu. Her iki teori de taraftarlarıyla övünürdü ama Takiyüddin, ışığın bir cisimden çıktığını ve gözümüzle algılandığını deneysel olarak gözlemleyebilmişti. ” Geceleri yıldızları gecikmeden görebildiğimiz için, ışığın bizim ürettiğimiz bir şey değil onlardan geldiği açıktır. Bundan, ışığın renginin bu nedenle nesnenin ışığında kapsandığı sonucuna vardı. Ayrıca, tek bir noktadan gelen ışığın bir küre içinde dışarı doğru hareket edebileceğini, bireysel ışık ışınlarının ise düz çizgiler halinde ilerlediğini iddia etti. Son olarak, bir nesnenin renginin, bir nesnenin yansıma ve kırılma özelliklerinden kaynaklandığını gösterdi.
Refleks
Arap dünyasında yansıma kavramı zaten bilinmesine rağmen, Takiyüddin konuyu biraz daha araştırmış ve aynadan yansıyan ışık ışınlarının küresel bir şekil alarak farklı yönlerde yayıldığını fark etmiştir. Ayrıca gelen ışının, yansıyan ışının ve normal ışının aynı düzlemde olduğunu keşfetti. Ayrıca, geliş açısının ve yansıma açısının aynı olduğuna göre, gözlem yasası ve yansıma yasası hakkında kanıtlayıcı kanıtlar sağladı. Sonunda, yayılan ışık ışınlarının bile yansıtan yüzeyle aynı renge sahip olduğunu keşfetti.
Refraksiyon
Bir süredir keşfedilen yansıma gibi, kırılma da bir süredir biliniyordu ve kırılan ışığıntıpkı yansıyan ışık gibi küresel bir kabuk içinde yayılır ve içinden geçtiği malzemenin rengini de alır. Ayrıca, bir ışık ışınının bir ortamdan diğerine gidip gelmesi halinde, açısının iki maddenin yoğunluğuna bağlı olarak büküleceği de biliniyordu. Yansımalar gibi, gelen ışın, kırılan ışın ve normal ışın aynı yerdedir, ancak kırılma açısı her zaman gelme açısından daha küçüktür. Bunun tek istisnası, gerçekte kırılmayan dikey ışınlardır. Bununla birlikte Takiyüddin, "farklı gelen ışınların kırılma açıları arasındaki farkın, geliş açıları arasındaki farktan daha az olduğunu" keşfetti. Ayrıca, olay açısının büyük olayın kırılma açısına oranının, küçük olay için aynı orandan daha büyük olduğunu da fark etti. Bunlar hemen hemen bizim modern optik kurallarımızdır ve Takiyüddin başarısız olmasına rağmen Snell yasasına öncülük etmeye bile çalıştı.
Reflikasyon Ray diagramı
Saat Mekaniği
Takiyüddin'in Icadı olan Astronomik Saat örneği
Mekanik saatlere olan bu yoğun talep nedeniyle Sadrazam Takiyüddin'den ezanın tam olarak ne zaman okunduğunu gösterecek bir saat yapmasını istedi. Bu, kısa ömürlü gözlemevindeki araştırmaları boyunca kullandığı "al-Kawakib al-Durriya fi Bengamat al-Dawriyya" adlı mekanik saatlerin yapımı üzerine ilk kitabını MS 1563'te yazmasına yol açacaktı.  "Gök cisimlerinin hareketine dair gerçek bir hermetik ve damıtılmış algı" getirmenin avantajlı olacağına inanıyordu.  Takiyüddin saatlerin nasıl çalıştığını daha iyi anlamak için Semiz Ali Paşa'nın hazinesine girmenin yanı sıra birçok Avrupalı ​​saat üreticisinden bilgi almak için zaman ayırdı ve sahip olduğu birçok saatten öğrenebileceği her şeyi öğrenmek.
İncelenen saat türleri
Takiyüddin Sadrazamı'nın hazinesindeki saatlerden üç farklı tipini incelemiştir. Bu üçü ağırlık tahrikli, yay tahrikli ve manivelalı eşapmanla tahrikliydi. Bu üç tür saat hakkında yazdı, ancak cep saatleri ve astronomik olanlar hakkında da yorumlar yaptı. Takiyüddin, Baş Gök bilimci olarak mekanik bir astronomik saat yarattı . Bu saat, Konstantinopolis rasathanesinde daha kesin ölçümlere izin vermek için yapıldı . Yukarıda belirtildiği gibi, bu saatin yaratılmasının on altıncı yüzyılın en önemli astronomik keşiflerinden biri olduğu düşünülüyordu. Taqī al-Dīn, her dakikası beş saniyeden oluşan, saatleri, dakikaları ve saniyeleri gösteren üç kadranlı mekanik bir saat yaptı. Bu saatten sonra, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki saat yapımının büyük bir kısmının Avrupalılar tarafından devralındığı göz önüne alındığında, Takiyüddin'in mekanik saatlerle ilgili çalışmalarının devam edip etmediği bilinmemektedir .
Buhar
Takiyüddin'in icatlarından biri olan Buhar Türbini
1551 yılında Takiyüddin Buhar tarihinde önemli olan kendi kendine dönen bir şiş tanımladı . Al- Turuq al-samiyya fi al-alat al-ruhaniyya'da (Manevi Makinelerin Yüce Yöntemleri) al-Dīn bu makineyi ve bunun için bazı pratik uygulamaları anlatır. Şiş, daha sonra aksın ucundaki çarkı döndüren kanatlara buhar yönlendirilerek döndürülür.  Al-Dīn ayrıca dört su yükseltme makinesi tanımladı. İlk ikisi hayvan tahrikli su pompalarıdır. Üçüncü ve dördüncü, her ikisi de bir çarkla sürülür. Üçüncüsü slot-rod pompa, dördüncüsü ise altı silindirli pompadır. Nihai makinenin dikey pistonları, çark tarafından çalıştırılan kamlar ve trip-çekiçlerle çalıştırılır. Bu makinelerin açıklamaları, daha modern motorların çoğundan önce gelir. Örneğin, al-Dīn'in tarif ettiği vidalı pompa, paçavra ve zincir pompanın tanımı 1556'da yayınlanan Agricola'dan önceye dayanıyor. İlk olarak Cezeri tarafından tanımlanan iki pompalı motor, aynı zamanda buhar motorunun da temelini oluşturuyordu.
Astronomi
Sidrat muntahā al - afkār fī malakūt al - falak al - dewwar (al - Zīj al - Shāhinshāhī): Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli eserlerinden biri olduğu söylenir. Bu kitabı hem Mısır'da hem de İstanbul'da gözlemlerine dayanarak tamamladı. Bu çalışmanın amacı, Semerkand'da tasarlanan ve Konstantinopolis Rasathanesi'nde ilerletilen bir proje olan Zīj - i Ulugh Beg'i iyileştirmek, düzeltmek ve nihayetinde tamamlamaktı. Yazısının ilk 40 sayfası, sinüs, kosinüs, teğet ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonlara vurgu yaparak trigonometrik hesaplamalara odaklanıyor .
Jarīdat al - durar wa harīdat al - fikar, Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli ikinci eseri olduğu söylenen bir zîctir . Bu zīj, astronomik tablolarda ondalık kesirlerin ve trigonometrik fonksiyonların ilk kaydedilen kullanımını içerir . Eğrilerin ve açıların derece kısımlarını da ondalık kesirlerde hassas hesaplarla verir.
Dustūr al - tarjīḥ li - qawā ҁ id al - tasṭīḥ, Taqī al-Dīn'in diğer geometrik konuların yanı sıra kürenin düzleme izdüşümüne odaklanan önemli bir eseridir.
Taqī al-Din, mermer bir yüzey üzerine çizilmiş güneş saatlerini ve özelliklerini tartışan Rayḥānat al - rūḥ fī rasm al - sā ҁ āt ҁ alâ mustawī al - suṭūḥ kitabının da yazarı olarak kabul edilmektedir.
Saatler ve mekanik
al - Kawakib al - durriyya fī waḍ ҁ al - bankāmāt al - dewriyya Takiyüddin tarafından 1559 yılında yazılmış ve mekanik-otomatik saatleri konu almıştır. Bu eser, İslam ve Osmanlı dünyasında mekanik-otomatik saatler üzerine yazılmış ilk eser olarak kabul edilir. Bu kitapta, Alī Paşa'yı, özel kütüphanesini ve Avrupa mekanik saatleri koleksiyonunu kullanmasına ve incelemesine izin verdiği için katkıda bulunan biri olarak kabul ediyor.
al - Ṭuruq al - saniyya fī al - ālāt al - rūḥāniyya , daha önce Banū Mūsā ve Ismail al- Cezari tarafından gözlemlenen ve incelenen bir konu olan saatlerin geometrik-mekanik yapısını vurgulayan Takiyüddin'in ikinci mekanik kitabıdır. (Ebu'l- ҁ İzz el Cezeri).
Fizik ve Optik
Nawr Hadīqat al - abṣar wa - nūr ḥaqīqat al - Anẓar, Takiyüddin'in fizik ve optiği tartışan bir eseriydi. Bu kitap ışığın yapısını, ışık ve renk arasındaki ilişkiyi, ayrıca difüzyon ve küresel kırılmayı
İstanbul Rasathanesi
Kuruluşu
Osmanlı Devleti'nde 16. yüzyılda namaz vakitlerinin belirlenmesi, kıble yönünün tayin edilmesi ve takvimin hazırlanması için gökbilim kullanılmaktaydı ancak kurulan küçük çaplı rasathanaler gündelik hayata yönelik oldukları için uzun ömürlü olmamıştı. 1571'de Müneccimbaşı Mustafa Çelebi ölünce yerine Müneccimbaşılığa atanan Takiyüddin'i himayesi altına alana Vezir Sokullu Mehmet Paşa ve Hoca Sadettin Efendi, onun gözlemevi kurma isteği ile ilgilendiler ve onu desteklediler.
Uluğ Bey Zîci'nin gününü doldurduğunu, günün ihtiyaçlarına uygun olmadığını ve yeni gözlemler ışığı altında yeni tablolar oluşturulmasının gerekliliğini açıklayan bir layiha hazırlayıp padişah III. Murat'tın huzuruna çıkan Takiyüddin, Padişahın adıyla anılacak bir zîc hazırlamakla görevlendirilerek rasathanenin kurulması için izin, yer ve ödenek aldı; rasathanenin müdürlüğüne atanarak inşasına nezaret etme görevi de kendisine verildi.
Kaynaklara göre gözlemevinin kurulması için hükûmetin tahsis ettiği masraf on bin altındır; Bu tutar o dönemde büyük bir miktardır ancak Merâga ve Semerkand gözlemevlerinin masrafları göz önüne alındığında oldukça düşüktür.
KonumuDüzenle
Gözlemevinin yerleşim yeri için İstanbul'da Avrupa yakasında bulunan yüksek bir yer olan Tophane sırtlarındaki bir bölge seçilmiştir. Bu yer kimilerine göre "Galatasaray Mektebi'nin bulunduğu mevki civarında"; kimi kaynaklara göre Galata Kulesi'nde ve Galata Sarayı'da; kimilerine göre ise Galata Dağı'nın tepesindedir.
Hüseyin Ayvansarayî'nin 18. yüzyıl sonlarında yayımlanan Hadikatü'l Cevami adlı eserinde, bir rivayete göre Galata Kulesi'nin Takiyüddin tarafından bir gözlemevi olarak yaptırıldığından; ancak bu gözlemevinin Padişah III. Murad tarafından Ocak 1580'de yarısına kadar yıktırılsa da kulenin yıkılmadığından bahsedilir. Aynı eserin başka bir yerinde ise Tophane'de yer alan kulenin, Hoca Sâdeddin Efendi'nin "astronomiyle uğraşan devletlerin kısa sürede yıkılması" yönündeki ifadelerinden ötürü yıktırıldığı ifade edilir. Tayyarzâde Ahmed Atâ'nın Tarih-i Atâ adlı eserinde, kulenin 1582 civarında Takiyüddin tarafından gözlemevi olarak kullanma amacıyla tamir ettirildiği belirtilir. Takiyüddin de Cedvel-i Esma-i Buldan adlı eserinde, Galata'daki bir kulede gözlemler yaptığından bahseder. Mehmed Süreyya, bu gözlemevinin Galata Kulesi'nde kurulduğunu belirtse de Johannes Heinrich Mordtmann, Mehmed Süreyya'nın Tarih-i Atâ'da geçen "Tophane üstünde kulle-i cebelde" ("Tophane üstündeki tepenin zirvesinde") ifadesindeki "büyük bağ evi" anlamına gelen "kulle" sözcüğünün "kule" olarak yorumlanmasıyla birlikte "hatalı olarak" gözlemevinin Galata Kulesi'nde olduğu çıkarımında bulunduğunu ifade eder. Kulenin, Takiyüddin'in gözlemevi olduğu yönündeki iddialar günümüzde geçerliliğini korumamaktadır; ancak Takiyüddin, gözlemevinin inşası öncesinde Galata Kulesi'nde birtakım çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Yıkılışı
İddiaya göre rasathanenin tamamlanmasının üzerinden birkaç ay geçtikten sonra beliren bir kuyruklu yıldız nedeniyle Sultan III. Murad Takiyüddin'den kehanette bulunmasını talep etmiş, o da bu yıldızın bir mutluluk ve saadet devrinin habercisi olduğu tahmininde bulunmuştu. Ancak bunun tam aksine o devirde ortaya çıkan bir salgın hastalığın getirdiği felaket nedeniyle rasathanenin muhaliflerinin sayısında bir hayli artış olmuştu. Takiyüddin gözlemlerine bir iki yıl daha devam edebilmişti. Bazı kaynaklar ise bilime muhalif bir tarikatın yıkım kararının alınmasında etkili olduğunu belirtmektedir.
1577'de İstanbul'dan izlenen kuyruklu yıldız ve istanbul planı
İlber Ortaylı'ya göre İstanbul'daki bir depremden sonra halk ayaklanmış ve depremin rasathane yüzünden olduğunu söylemişlerdir. Sarayın önünde büyük gösteriler olmuş, bunun üzerine III. Murat, denizden top atışı ile rasathaneyi yıktırmak zorunda kalmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Kimi araştırmacılar[kim?] rasathanenin yıkılmasının gerçek sebebinin bir siyasal çekişme olduğu iddia edilmiştir. Rasathanenin kurulmasına önayak olan Hoca Sadettin Efendi’nin Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemsettin Efendi ile farklı siyasi gruplarda yer alması ve bu gruplar arasındaki çekişmenin yıkıma sebep olduğu sanılmaktadır.
Rasathanede Kullanılan Araçlar
Taqi ad-Din , resimde gösterildiği gibi Tycho Brahe'nin daha sonra kullandığına benzer bir çerçeveli sekstant icat etti.
Takiyüddin, astronomik aletler üzerine, Takiyüddin'in Konstantinopolis gözlemevinde kullanılan astronomik aletleri anlatan İmparatorun Kataloğu Gözlem Aletleri adlı önemli bir risale yazdı . Bunlar arasında silahlı küre, paralaktik cetvel ve usturlap gibi eski aletler ; evrensel usturlap, azimut ve duvar kadranları ve sekstantlar gibi ortaçağ Müslüman enstrümanları ; ve kendi icat ettiği çeşitli enstrümanlar arasında muşabbaha bi'l manattiq, çerçeveli bir sekstant kordonların belirlenmesi içinTycho Brahe'nin daha sonra kullandığına benzer ekinokslar ve azimutları ve yükseklikleri ölçmek için ahşap bir kadran . Bununla birlikte, en önemli astronomik aleti, Düşüncelerin Uç Noktasındaki Nabk Ağacı'nda " saatleri , dakikaları ve saniyeleri gösteren üç kadranlı mekanik bir saat " olarak tanımladığı "gözlemsel saat" dir . Her dakikayı beş saniyeye böldük." Bu , yıldızların doğru yükselişini ölçmek için kullanıldı.. Yüzyılın başında saatler astronomik amaçlar için kullanılacak kadar doğru olmadığından, bu, 16. yüzyıl pratik astronomisindeki en önemli yeniliklerden biri olarak kabul edilir.
Türünün en eski örneklerinden biri olan "dikkat çekici modern görünümlü" bir Dünya küresi, Takiyüddin'in Konstantinopolis gözlemevinde Takiyüddin tarafından inşa edildi.
Kitapları ve Eserleri
Astronomi
Sidrat muntahā al - afkār fī malakūt al - falak al - dewwar (al - Zīj al - Shāhinshāhī): Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli eserlerinden biri olduğu söylenir. Bu kitabı hem Mısır'da hem de İstanbul'da gözlemlerine dayanarak tamamladı. Bu çalışmanın amacı, Semerkand'da tasarlanan ve Konstantinopolis Rasathanesi'nde ilerletilen bir proje olan Zīj - i Ulugh Beg'i iyileştirmek, düzeltmek ve nihayetinde tamamlamaktı. Yazısının ilk 40 sayfası, sinüs, kosinüs, teğet ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonlara vurgu yaparak trigonometrik hesaplamalara odaklanıyor .
Jarīdat al - durar wa harīdat al - fikar, Takiyüddin'in astronomi alanındaki en önemli ikinci eseri olduğu söylenen bir zîctir . Bu zīj, astronomik tablolarda ondalık kesirlerin ve trigonometrik fonksiyonların ilk kaydedilen kullanımını içerir . Eğrilerin ve açıların derece kısımlarını da ondalık kesirlerde hassas hesaplarla verir.
Dustūr al - tarjīḥ li - qawā ҁ id al - tasṭīḥ, Taqī al-Dīn'in diğer geometrik konuların yanı sıra kürenin düzleme izdüşümüne odaklanan önemli bir eseridir.
Taqī al-Din, mermer bir yüzey üzerine çizilmiş güneş saatlerini ve özelliklerini tartışan Rayḥānat al - rūḥ fī rasm al - sā ҁ āt ҁ alâ mustawī al - suṭūḥ kitabının da yazarı olarak kabul edilmektedir.
Saatler ve mekanik
al - Kawakib al - durriyya fī waḍ ҁ al - bankāmāt al - dewriyya Takiyüddin tarafından 1559 yılında yazılmış ve mekanik-otomatik saatleri konu almıştır. Bu eser, İslam ve Osmanlı dünyasında mekanik-otomatik saatler üzerine yazılmış ilk eser olarak kabul edilir. Bu kitapta, Alī Paşa'yı, özel kütüphanesini ve Avrupa mekanik saatleri koleksiyonunu kullanmasına ve incelemesine izin verdiği için katkıda bulunan biri olarak kabul ediyor.
al - Ṭuruq al - saniyya fī al - ālāt al - rūḥāniyya , daha önce Banū Mūsā ve Ismail al- Cezari tarafından gözlemlenen ve incelenen bir konu olan saatlerin geometrik-mekanik yapısını vurgulayan Takiyüddin'in ikinci mekanik kitabıdır. (Ebu'l- ҁ İzz el Cezeri).
Fizik ve Optik
Nawr Hadīqat al - abṣar wa - nūr ḥaqīqat al - Anẓar, Takiyüddin'in fizik ve optiği tartışan bir eseriydi. Bu kitap ışığın yapısını, ışık ve renk arasındaki ilişkiyi, ayrıca difüzyon ve küresel kırılmayı tartıştı.
0 notes
aynurantt · 3 years
Text
KIYAMET YAKIN DEMEKTİR
Bu bir şiir değil bir serzeniştir, duymak isteyene bir sesleniştir, zilletten uyanmak için bir silkiniştir…
*
*
İşi bilenler değil ağzı laf yapanlar dinleniyorsa,
Ehil olanlar değil, ehli (akraba ve çevresi) olanlar makamları işgal ediyorsa,
Haklı olanlar değil güçlü olanlar taraftar buluyorsa,
Parayı basanlar itibar görüyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Adalet güçlüden yana işliyorsa,
Bir toplumun en şerlisi şerefli sayılıyorsa,
Ticaret hırsızların elinde işliyorsa,
Faiz vazgeçilmez bir hal alıyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Âlimler korkak, cahiller cesur olmuşsa,
Şehirler çetelere teslim olmuşsa,
Cehalet ilmin tahtını yerle bir ediyorsa,
Söz değer üretmiyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Zırvalar zirvelere çıkarıyorsa,
Namussuzlar ahlak öğretiyorsa,
Yalanlar, yanlışlar itibar görüyorsa,
Zülüm adalet libasına bürünüyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Dostluk çıkara kurban gitmişse,
Bir toplumda vefa bitmişse,
Akrabalık, komşuluk tükenişe geçmişse,
Bencillik, bireysellik revaç bulmuşsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Sözü dinlenen insanlar kalmadıysa,
Söz kar etmez bir noktaya vardıysa,
Umutsuzluk bir toplumu sardıysa,
Güvensizlik her ortama sindiyse,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
STK’lar sıçrama tahtası haline gelmişse,
Dernekler, vakıflar sömürü düzenine geçmişse,
Kurumlar birkaç hırsızın, arsızın tekeline girmişse,
Kamu malı israfa mahkûm edilmişse,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Bir toplum zilleti kanıksamışsa,
Emri bil maruf nehyi anil münker yapılmıyorsa,
Toplum fuhşiyyata teslim olmuşsa
Meydan zalimlere kalmışsa
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Gençlik iffetten yoksun hale gelmişse,
Bir toplumda edep, adap bitmişse,
Eğitim terbiyeden aciz kalmışsa,
Gelenek, görenek rafa kalkmışsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Siyaset meydanı döneklere kaldıysa,
Yalancılar, yalakalar siyasilerin etrafını sardıysa,
Torpil hakkın önünü tıkadıysa,
Hakka tapan halk güce tapınmaya başladıysa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Ana-baba hakkına eş-çocuk hakkı kadar riayet edilmiyorsa,
Para kazanmak adına aile ihmal ediliyorsa,
İş, aş, eş kaygısı davanın önüne geçiyorsa,
Makam sevdası kişiliğin, kimliğin önüne geçiyorsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Mürekkep ehli, kitaba merkep olmuşsa,
İlim kazanç kapısı haline gelmişse,
Bilen bildiğiyle amel etmeyi bırakmışsa,
Bilim kötülüğe silah olmuşsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
*
*
Mazlumun feryadı duyulmaz hale gelmişse,
Halkın refahı birkaç arsıza peşkeş çekilmişse,
Fakirlik, işsizlik aileleri bitirecek noktaya gelmişse,
Bir toplumda vicdan susmuşsa,
Vay o toplumun haline, kıyamet yakın demektir…
19. 09. 2021
Cahit Karaalp
11 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 7 years
Photo
Tumblr media
Bak sana bir vak’a anlatayım: Meşhur bir Süleyman Aleyhisselam var ya, kuşların dilinden anlar, ordusu ile havada uçar. Işte bu peygamberimizin hanımı nasılsa aldanıp, ölmüş olan babasının evvelâ resmini, sonra da heykelini yaptırıp, gizlice ona tapınır olmuş. Işte o büyük peygamber bundan gâfil olup hanımını tedip etmediği için, mühr-ü Süleyman elinden alınmış ve kendisi de artık hükümdarlık yapamaz hâle gelmiş. Bir rivâyette kırk gün süren bu halden sonra Süleyman Aleyhisselâm hâdiseye vâkıf olmuş, hanımının putu olan heykeli kırmış. Bunun üzerine mühr-ü Süleyman yine eline geçmiş ve hükümdarlığını sürdürmeye devam etmiş.
Şu hâdise bize anlatıyor ki, insan evinin de hâkimi ola. Bâhusus maiyyetindekilerin Islâmi hayatlarıyla çok sıkı bir şekilde ilgilenmelidir ki, kurtuluş mümkün olsun..
Mehmed Zahid Kotku, Ana-Baba Hakları (Allahu Teâla’ın Hakkına Riâyet)
14 notes · View notes
ahmetertuna · 5 years
Text
Tumblr media
“Yılbaşı neyimiz olur? diye soruyorum… ‘Ramazan Bayramı’mız mı, kandilimiz mi, Kurban Bayramı’mız mı?’ diye sual açmak da yersiz olmazdı. Biz Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz, ki hiçbiri böyle şımarıklıkla böyle ayyaşlıkla böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı…” (Arif Nihat Asya)
Yirminci asrın sert esen değişim rüzgârı coğrafyalara hükmedip sadece sınırları değiştirmekle kalmamış, kadim medeniyetlerin ruhuna da nüfuz ederek kimyalarını bozmuştur. Toplumların karakterini belirleyen inanç ve âdet unsurları bu rüzgârdan nasibini almış ve yeni yeni kimliklerle beraber, bu yeni kimlikleri besleyen yeni hayat tarzları ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyetle beraber bir medeniyet dairesinden sıyrılarak farklı bir kültür çizgisinde boy gösteren toplumumuzda bu yeni dünyanın kokusu ve rengi hissedilmeye başlamıştır. Yeni kanunlar, yeni harfler ve tabi yeni ufuklarla beraber kabuk değiştiren, eski “ağırlıklarını” bir an önce bırakarak yeni olanın peşinden koşan bir cemiyet ortaya çıkmıştır. Bu yeni cemiyetin ayak izlerini takip edebilmenin en kolay yolu kıymet hükümlerine bakmakla olacaktır. Biz de büyük bir sosyal değişimin yaşandığı erken Cumhuriyet devrine atf-ı nazar ederek yeni yeni bir “değer” hâline gelmeye başlayan “noel ve yılbaşı eğlencesi” hakkında dönemin dergi ve gazetelerindeki haber ve yorumlardan hareketle tarihe bir yolculuk yapalım…
Noel Ne İdi, Ne Oldu?
Yazımız ‘noel’ ve dolayısıyla ‘yılbaşı’ etrafında olacağı için bu kavramların ne mânâya geldiğine bakalım evvela. Noel kelimesinin manasını araştırdığımız bazı Osmanlı devri sözlüklerinde kelimeye rastlayamadık. Mesela Kâmûs-ı Türkî’de kelime yok. Meşhur lûgatçimizin kelimeyi atlamış olma ihtimali pek düşük. Biz bugün kullandığımız bu kelimenin o günkü az kullanımından dolayı sözlüğe girmediğini düşünüyoruz. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde ise ‘noel’ kelimesi şöyle açıklanmış: “Hıristiyanların her yıl 25 Aralık’ta Hz. İsa’nın doğum gününü kutladıkları yortu.” Kelimelerin arkasından meşhur yazarlara ait cümlelerle misaller veren TDK sözlüğü, bu açıklamanın ardından Haldun Taner’e ait şu cümleyi zikretmiş, “Bizim çocukluğumuzda Noel ve yılbaşı gâvur bayramları idi.” Kastımız bir sosyal değişim yazısı kaleme almak olunca, Haldun Taner’in bu cümlesi bize girizgah için fırsat veriyor. Bir Hıristiyan bayramı olan ‘noel’ ve ‘yılbaşı’nın, çocukluğunda (yani Osmanlı devrinde) gâvurluk olarak addedildiğini, şimdiyse (Cumhuriyet devrinde) normal olarak kabul edildiğini ima ediyor.
Bu girizgahın ardından 8 Ocak 1925 tarihli Sebîlürreşâd dergisinde Miladî takvimin kabulünden sonra gayr-i müslim unsurlarla beraber Müslüman kesimin de kutlamaya başladığı ‘noel’ ve ‘yılbaşı’ hakkındaki yazıya bir göz atalım. “Noel Yortusu, Beyoğlu’nda Yılbaşı Gecesini Tes‘îd (Kutlama)” başlığıyla imzasız neşredilen bu yazı devrin panoramasını görmemizi sağladığı gibi yeni hayat tarzına direnen insanların hâlet-i rûhiyesini de gözler önüne seriyor. Yazıda evvela yeni hayat tarzını kimlerin ne maksatla ikame etmek istediği ifade ediliyor:
“Misyoner hareketinin yeni stratejisi şudur: Evvela Müslümanların sosyal hayatını sarsmak, ondan sonra boş kalacak sahaya Hıristiyan âdetlerini koymak. Ecnebi misyonerlerin yerlerine yerli öğrenciler yetiştirerek onlar vasıtasıyla bu gayeyi temine çalışmak.
“Bunlar büyük bir misyoner kongresinde verilen kararlardır ki hayli zamandan beri Müslüman milletlere karşı tatbik olunmaktadır. İstanbul’un bugünkü kokuşmuşluğu öyle kendi kendine mi meydana gelmiştir sanıyorsunuz? Bütün bu fenalıkların, bu ahlaki çöküşün arkasında nice gizli eller, gizli müesseseler vardır ki onlar millî ahlaki değiştirmek için sürekli ve şiddetli bir faaliyet içindedirler. Bittabi bu hakikati herkes kavrayamadığı için fenalığın kanallarını, membalarını bilemez, göremezler. Ortada görünen yalnız neticeler ile tezahürlerdir. Bu sefahat ve inkârmüesseselerinin arkalarında işleyen muazzam fitne fabrikalarından kimsenin haberi yoktur.
“İşte nice zamandan beri perde arkasında vuku bulan o müthiş mesainin neticesidir ki bugün İstanbul’un her tarafını sefahat hastalığı kaplamış, kendi âdetlerimize, kendi milli ve manevi esaslarımıza karşı müthiş bir düşmanlığa mukabil Frenk hayatına ve âdetlerine derin bir istek vücuda gelmiştir. Milli ve İslamî olan her âdet, her esas nefretle karşılanır ve yıkılmaya mahkumdur. Batıya ait olan her esas ve her âdet hoştur, kabulü zaruridir. Bu, bir dalalet olmakla beraber, sürekli propagandalarla ideal haline getirilmiştir. Şimdi artık bu sosyal bozuluşun önüne geçmek zorlaşmıştır. Sizin ‘hakikat ve fazilet’ diye ileri sürdüğünüz esaslar birer alaycı gülümsemeyle karşılanmaktan başka bir şeye yaramıyor. Siz sosyal bünyenin faziletleri ile milli hasletlerin yıkılması karşısında ağlarken bu vaziyeti hazırlayanlar perde arkasından zafer sarhoşluğuyla kıs kıs gülerler. Siz istediğiniz kadar ‘Bu benim evladımdır.’ deyiniz. Artık onlar, sizin evladınız değildir. Onlar, ana kucağını terk etmiş, sîne-i milletten çekilmişlerdir.”
Milli Eğitim Bakanının ‘Gulu Gulu’su
Bu yeni hayat tarzının artık hakikat olduğunu kabullenen yazar, bunun önüne geçebilmek için çırpınanları anlattıktan sonra bu yeni âdetlerin aslında masum kılıklarla memlekete sokulduğunu ifade ederek yazısına devam ediyor:
“Esasında Müslümanlardan bu eğlenceye iştirak edenler, eğlenmek için noel ve yılbaşıyı vesile ve fırsat olarak kabul ediyorlardı. Bu yeni hadise hakkında gazetelerin yazdıkları uzun yazılardan bazı haberleri naklederek bu “sosyal değişim”i biraz daha açalım. Sontelgraf gazetesi diyor ki:
“Dün gece Türklerden büyük bir kitle, gayr-i Müslimlerin arkasına düşerek yeni seneyi teşrifatla karşıladılar. Beyoğlu’nda harbin devam eden sefaletlerine rağmen müthiş israfta bulunuldu. Eğlence yerlerinde birçok meşhur adamlar görüldü. Beyoğlu dün gece yeni seneyi özel kutlamalarla ihya etti. Eğlence mahalleri olan barlar, Tokatlıyan, Pera Palas gibi büyük oteller süslenerek balolar tertip edildi. Birçok mahallerde, elçiliklerde balo ve ziyafetler verildi.
“Her cins milletten halk kitlesi bu merasime imkânı nispetinde iştirak etmiştir. Filhakika yeni sene eğlencelerine katılanlar arasında muazzam bir Türk kitlesi de vardı. İki günden beri İstanbul’un Hıristiyan halkı Noel için hazırlıklarda bulunuyorlardı. Bu gece şerefine yüz binlerce hindi, şampanya, konyak, şeker, çikolata, oyuncak satın alınmış; zengin fakir her Hıristiyan, evini az çok bunlarla doldurmuştu.
“Genç kızlar saat on ikide eski seneyi parçalayıp yeni seneye girildiğini gösteren levhalar tertip etmişlerdi. Birçok yerlerde maruf zevat ve milletvekili mevcut idi. Herkes yeni sene şerefine zevk ediyordu. Yahut zevk etmek için yeni seneyi vesile ittihaz etmişti. Şampanya şişeleri patlıyor, genç kadınlar cilve ve türlü edalarla çağrışıyorlardı. ‘Garden Bar’da gece yarısından üç saat sonraya kadar devam eden eğlenceleri müteakip müşterilere yılbaşı hediyeleri dağıtıldı. Bu hediyelerin dağıtımı gayet güzel ve eğlenceli oldu. Mesela ilk numara olmak üzere locada arkadaşları ile birlikte oturan eski Millî Eğitim Bakanı Vâsıf Bey’e (Çınar) bir babahindi bardaki halk ve kadınlar uzun müddet (gulu… gulu…) diye bağırdılar. Locadakiler sevinç içindeydiler. Çünkü sıra ile daha birçok hediyeler Vâsıf Bey’e ve yanındakilere ve aynı locada bulunan kadınlara tavşan, bebek ve şampanyalar isabet etti. Tevhid-i Efkâr gazetesi “Batı’yı Taklit” başlıklı bir fıkrada şöyle diyor:
“Yavaş yavaş ortadan kalkan Türk ve Müslüman âdetleri yerine Frenk ve Hıristiyan âdetleri kâim oluyor. Kendi yılbaşılarımızı unutuyoruz. Onların yılbaşılarını ihya ediyoruz. Kendi mübarek gün ve gecelerimizde büyüklerimizin ellerini öpmek gibi güzel âdetlerimizi bırakıyoruz.”
Noel Baba Neyimiz Olur?
“Yılbaşı neyimiz olur? diye soruyorum… ‘Ramazan Bayramı’mız mı, Kandilimiz mi, Kurban Bayramı’mız mı?’ diye sual açmak da yersiz olmazdı. Biz Muharremlerle, Martlarla[Rumî takvim başlangıcı] başlayan yıllar da biliriz, ki hiçbiri böyle şımarıklıkla böyle ayyaşlıkla böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı. Memleketimize herhalde Beyoğlu’ndan giren Haliç’i atlayarak Fatih’lere Aksaray’lara sonra Rumeli’ye ve Boğaz’ı aşarak önce Kadıköy’lere Moda’lara ve sonra Üsküdar’lara ve oradan Anadolu’ya geçen bu bunak neyimiz olur? Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı yoksa Avrupalılıktan pîrimiz mi? İstanbul’un Tepebaşı’ndan Adana’nın Tepebağı’na kadar her yeri bilen her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir? Bir resmine bakarsanız Havarîlere, öteki resmine bakarsanız Rasputin’e benzeyen bu iskambil papazı aramızda neyin nesidir? Bunu hiç merak ettiniz mi?
Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O Haçlı Seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor. O, evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit’tir. Kardeşlerini Mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor. O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra kılığını değiştirmiş ve bizi avlamaya kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır. Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi? Bırakın onun hakkından ben gelirim; işte sakalını çekince gördünüz. Sakalı elimde kaldı ve altından Lucifer [şeytan] çıktı. Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin yahut bırakın, Haç’ında çarmıha gereyim onu. Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız; muhakkak bir şeyimizi çalmıştır.” (Arif Nihat Asya)
9 notes · View notes
fajarpendidikan · 2 years
Text
Cara Menonaktifkan BPJS Kesehatan Secara Online Lewat E-Dabu https://www.fajarpendidikan.co.id/cara-menonaktifkan-bpjs-kesehatan-secara-online-lewat-e-dabu/?feed_id=14152&_unique_id=629c73d88dd33
0 notes
[SALAH] Jasa Pembuatan Sertifikat Vaksin Tanpa Harus Melakukan Vaksinasi
Hasil Periksa Fakta Novita Kusuma Wardhani (Institut Ilmu Sosial dan Ilmu Politik (IISIP) Jakarta). Informasi tersebut salah. Faktanya, dr. Anas Maruf menyampaikan bahwa pihak yang menawarkan jasa pembuatan sertifikat vaksin bagi seseorang tanpa harus melakukan vaksinasi sebelumnya ialah bentuk dari penyalahgunaan wewenang yang bertentangan dengan semangat Pemerintah dalam upaya percepatan vaksinasi.
Selengkapnya di bagian penjelasan.
===
Kategori: Konten Palsu
===
Sumber: Telegram archive.ph/eWjLM
===
Narasi: “Halo [nama anggota grup] !! Selamat datang di GRUP JASA PEMBUATAN SERTIFIKAT VAKSIN, Agar privasi tetap terjaga harap langsung japri Admin @Anmidn Privasi Aman !! Note: Kami tidak akan bertanggung jawab apabila ada sesuatu yang terjadi diluar sepengetahuan admin”.
Penjelasan: Beberapa waktu lalu sempat beredar sebuah penawaran jasa di berbagai platform media sosial, salah satunya ialah Telegram terkait dengan jasa pembuatan sertifikat vaksin Covid-19 bagi seseorang tanpa harus melakukan proses vaksinasi sebelumnya dengan dikenai biaya tertentu bagi setiap orang yang menggunakan jasa tersebut.
Namun melansir dari sehatnegeriku.kemkes.go.id, dr. Anas Maruf menyampaikan bahwa pihak yang menawarkan jasa pembuatan sertifikat vaksin bagi seseorang tanpa harus melakukan vaksinasi sebelumnya ialah bentuk dari penyalahgunaan wewenang yang bertentangan dengan semangat Pemerintah dalam upaya percepatan vaksinasi. Dan tentunya hal tersebut akan membahayakan diri sendiri dan masyarakat. Karena jika seseorang tidak melakukan vaksinasi, maka akan memiliki risiko yang besar terpapar COVID-19 dengan gejala berat.
Sertifikat vaksin yang diterima oleh seseorang juga hanya dikeluarkan oleh pihak Pemerintah melalui website resmi ataupun melalui aplikasi PeduliLindungi dibawah pengawasan Pemerintah setelah seseorang melaksanakan proses vaksinasi. Melansir dari kompas.com, Juru Bicara Vaksinasi Covid-19 Kementerian Kesehatan, Siti Nadia Tarmidzi menyampaikan bahwa sertifikat vaksin akan muncul paling cepat satu hari setelah seseorang melakukan vaksinasi melalui website resmi ataupun aplikasi PeduliLindungi yang didukung oleh berbagai pihak terkait.
Selain itu, jasa pembuatan sertifikat vaksin pula bertentangan dengan hukum yang berlaku. Melansir dari kompas.com, Juru Bicara Satgas Penanganan Covid-19, Wiku Adisasmito menyatakan bahwa tindakan pemalsuan sertifikat vaksin Covid-19 dapat dikenai hukum pidana terkait dengan Pasal 263 KUHP tentang Pemalsuan Surat atau Pasal 266 KUHP tentang Tindak Pidana Pemalsuan atau Pasal 268 KUHP tentang Surat Keterangan Dokter Palsu dengan ancaman penjara paling lama enam tahun. Bahkan pada tanggal 6 September 2021 telah dilakukan penangkapan atas kasus jasa pembuatan sertifikat vaksin dengan dikenakan sanksi pasal berlapis karena telah dengan sengaja dan tanpa hak atau melawan hukum melakukan manipulasi, penciptaan, perubahan, penghilangan, pengrusakan Informasi Elektronik dan/atau Dokumen Elektronik dengan hukuman minimal 4 tahun dan maksimal 12 tahun penjara.
Berdasarkan pada seluruh referensi, informasi terkait jasa pembuatan sertifikat vaksin tanpa harus melakukan vaksinasi ialah informasi salah dan masuk ke dalam kategori konten palsu.
Referensi: https://ift.tt/3fT9wlR https://ift.tt/3tWT6RH https://www.kompas.com/tren/read/2021/08/24/063000965/sertifikat-vaksin–kapan-muncul-di-pedulilindungi-dan-bagaimana-jika-ada?page=all
Penulis: Novita Kusuma Wardhani Editor: Bentang Febrylian
The post [SALAH] Jasa Pembuatan Sertifikat Vaksin Tanpa Harus Melakukan Vaksinasi appeared first on [TurnBackHoax].
from RSS Feed - Berita Terkini https://ift.tt/35mTUoP
0 notes
nasrudinalhakimi627 · 3 years
Photo
Tumblr media
بِسْـــــم اللّٰــــــهِ الرَّحْمٰــــــــنِ الرَحِيْـــــــــــــمِ السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ Faedah Hadits Hari ini: وَعَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: 'كَانَ أَكْثَرُ دُعَاءِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "اللَّهُمَّ آَتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآَخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ".' Dari Anas Radhiyalloohu ‘anhu, Ia Berkata: 'Bahwa Do'a Yang Paling Sering Dibaca Oleh Nabi Shollalloohu ‘alaihi wa Sallam Adalah: “ALLOOHUMMA AATINAA FID DUN-YAA HASANAH, WA FIL AAKHIROTI HASANAH, WA QINAA ‘ADZAABAN NAAR. (Artinya: Yaa Allooh, Karuniakan Kepada Kami Kebaikan Di Dunia Dan Kebaikan Di Akhirat, Dan Selamatkanlah Kami Dari Siksa Neraka).” (Muttafaqun ‘alaih) [HR. Bukhori, 8:187-188; Muslim, no. 2690] TAFSIR DO'A SAPU JAGAD Do'a Sapu Jagad sangat maruf sekali di tengah-tengah Kita. Kenapa sampai disebut Sapu Jagad? Karena Sebenarnya Do'a ini Benar-benar Ampuh di dalamnya Berisi Permintaan Seluruh Kebaikan di Dunia dan Akhirat. Do'a Sapu Jagad yang Kami maksud adalah, رَبَّنَا آَتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآَخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ “Robbanaa aatina fid dunyaa hasanah, wa fil aakhiroti hasanah, wa qinaa ‘adzaban naar.” (Yaa Allooh, Berikanlah Kepada Kami Kebaikan Di Dunia, Berikanlah Pula Kebaikan Di Akhirat Dan Lindungilah Kami Dari Siksa Neraka) Do'a Sapu Jagad Tersebut Sebenarnya Diucapkan Ketika Kita Telah Selesai Menunaikan Manasik Haji, Terutama Banyak Dibaca Di Hari-hari Tasyrik Di Bulan Dzulhijjah sebagaimana Anjuran sebagai Salaf. Berdasarkan Ayat yang Menyebutkan Hal Ini, "فَإِذَا قَضَيْتُمْ مَنَاسِكَكُمْ فَاذْكُرُوا اللَّهَ كَذِكْرِكُمْ آَبَاءَكُمْ أَوْ أَشَدَّ ذِكْرًا فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا آَتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الْآَخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ .(200) وَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا آَتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآَخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ." (201) “Apabila Kamu Telah Menyelesaikan Ibadah Hajimu, Maka Berdzikirlah Dengan Menyebut Nama Allooh, Sebagaimana Kamu Menyebut-nyebut (Membangga-banggakan) Nenek Moyangmu, Atau (Bahkan) Berdzikirlah Lebih Banyak Dari Itu. Maka Di Antara Manusia ... https://www.instagram.com/p/CUYr8ydvIik/?utm_medium=tumblr
0 notes
kabartangsel · 3 years
Text
Lah! Kemenkes Klaim Data Pengguna e-HAC Tidak Bocor
Lah! Kemenkes Klaim Data Pengguna e-HAC Tidak Bocor
Kepala Pusat Data dan Informasi Kementerian Kesehatan dr. Anas Maruf memastikan bahwa data masyarakat yang ada dalam sistem electronic Health Alert Card (e-HAC) tidak bocor dan dalam perlindungan. “Data masyarakat yang ada di dalam e-HAC tidak mengalir ke platform mitra (pihak ketiga), sedangkan data masyarakat yang ada pada platform mitra adalah menjadi tanggung jawab penyelenggara sistem…
View On WordPress
0 notes
utopianatolia · 6 years
Text
258) Mehmet Emin Resulzade - İran Türkleri
İran'da Türkler ne Rusya'da olduğu gibi mahkum ne de Türkiye'de olduğu gibi hakim bir millet değildirler İran Türkleri asıl İran'lı olan farslarla hukukta müsavi vatandaşı halinde bulunuyorlar aynı hakları aynı imtiyazları haizdirler ögeylik çekmezler 500 seneden beri İran'da hükümran olan padişahlar hep Türk ırkından geldiler bugün icrayı Saltanat eden kaçar sülalesi de Türkmen kabilelerinden Bir kabileye mensuptur fakat İran hükümdarlarının Türk olması Türklere hususi bir imtiyaz bahşetmediği gibi Fars milletinin tazyikine  de sebep olmamıştır
Farslar Türk hükümdarları kendi milliyetlerine muarız bulmadıklarından onları milli İran padişahları gibi takdis etmişler Türkler de Fars medeniyetini ve Fars lisanını milli Bir lisanı edebi gibi kabul eylemişlerdir
İran'da yaşayan Türk kabileleri İran devletinin Tabii askerleridir Nasirüddin Şah zamanında hakikaten yalnız kağıt üzerinde mevcut olan 100.000 Nizam askerinden 33000 yalnız Azerbeycan'da ahz ediliyor idi zabitanın çoğu Türktür seraskerlik Makamı alelekser Türkler tarafından işgal olunur
Kaçar'ı sülalesinden gelen şahlar hep tebriz'de Büyümüş ve o Türk muhitinde terbiye almışlardır
Fransa inkılabında Marsilya Osmanlı inkılabında Selanik Neyse İran inkılabında da Tebriz odur Tebriz İran inkılabının ateşler Yağdıran bir menbaı idi. Azeri türklerinden teşekkül eden Hürriyet mücahitleri bütün İran zulmet pesenatına karşı merdane göğüs germiş dayanmıştır İran'ın Enver ve Niyazi Settar Han Han ile Bağır Han’ın kumandası altında tebriz'in 11 aylık bir muhasaraya karşı gösterdiği kahramanlıkları öyle Şanlı safhaları vardır ki  bu Bahadır Türklerin İranlılar arasında evladı gayyuru Azerbaycan diye temeyyüz etmeleri pek haklıdır
Ilk meclisin tahribi ile ikinci Meclisi'n inikadı arasında da İran bir muharebeyi dahiliye sahne olurken İstanbul'da da encümeni saadeti İraniyan namı ile bir İran komitesi teşekkül etmişti bu komite bir taraftan neşrettiği beyannameler ile İranda efkarı ihtilal Perveraneyi ikaza kişide ettiği müteaddid telgraf larla Avrupa efkarı Umumiyesini tenvire çalışıyor diğer taraftan da merakizi ihtilaliyle beyninde mübadeleyi malumat ve Ahbar Merkezi vazifesini ifa ediyordu İstanbul'un İraniler kolonisine teşkil edenler alelumum İranlı Türkler olduğundan encümeni Saadet azası da Türklerden mürekkep idi
Türk İnkılapçıları Türk Encümenleri dediğimizde bunların mahz Türklük namına hareket ettikleri düşünülmesi İran Türk Meşrutiyetperverleri Türklüklerini düşünmediler bütün fedakarlığı ancak İranlı de Vatanı müşterek namına icra etmişlerdir
Bir iki sene evvel İstanbullu mütekaid  bir Paşaya kendimi takdim ederken Azerbaycanlı bir Türk olduğumu beyan eylemişim de Muhterem Paşa hazretleri imparatorluk haricinde de acaba Türk var mıdır diye sorarak pek hayretimi mucip olmuştu ihtimal ki İran Türklerinin hususi bir Türk edebiyatı olduğunu da karilerimizden çok yeni bir şey telakki edeceklerdir Fakat bu kadar gayri Maruf olan İran Türk şuarasının bütün bu tali’sizliklerine rağmen Farsça şuarası ile rekabete giriştiklerinei tebrizli Bir şairin işbu ferdinden anlıyoruz sabıkan zevk verirdi şuaraya Şiraz, şimdi Şirazi geçip abi have’yı Tebriz
Kaşkailer gerek adetçe gerek teşkilatça gerek İstiklal ve iktidarca en ileri gelen ve en sağlam bir kütle teşkil eden bir aşirettir kendi iddialarınca Cengiz Han neslinden gelen bu türk ili bugüne kadar istiklalini muhafaza eylemiş ve hiçbir zaman diğer illerin tahtı idaresine dahil olmamıştır
Kaşkailerin ana lisanı Türkçedir Kendi aralarında Türkçe Konuşurlar şiraz'da Türk ismi ile de meşhurdurlar Fakat aynı zamanda bütün Kaşkailer Farisiceyi de bilirler ve bir Farsa tesadüf ederken o lisanı kullanırlar
Göçebe ve köy hayatı mukteziyatından  olarak Kaşkai kadınları çarşaf giymezler erkeklerden kaçmazlar gerek düğünlerde ve gerek sair içtimalarda erkeklerle bir mecliste oturup konuşurlar
Kadim İranlılar öküzü takdis ederlerdi, Fahhak’ın acanei dallesi ise şu mukaddes ve ahalice muazzez olan hayvanları hep alır ve telef ederşerdi. bundan başka Dahhakiler mabudları olan yılanlara günde birer İranlı çocuğunu kurban keserlerdi. Her gün kur’a üzerine birer İranlı ailesi sevgili evladının itlafıyla dilhıraş oluyordu, zulm ve itisaf had gayesini bulmuştu. Zerdüşt mezhebinin mensupları şiddetle takip ediliyor, emlaki müsadere emvali tarac evladı ahfadı da katlonuyordu.
Muharririnden birisi Araplar İslamşyetşn müvellidi, İranlılar mürebbisi, ürkler de müdafiidir demiş idi.
Nadir Şah İran tahtı istilalarına alan ecnebileri tamamiyle tard eder, fakat bununla da kalmaz Hindistan’a kadar gider. Teshiri birçok fatihlere suhuletle müyesser olmayan o zengin kıtaları İran haritasına dahil eder. Bir taraftan dahi o muasırı olan Büyük Petroya ültimatomlar gönderir.
Bir azmı ahenine Malik olan Nadir'in mezayı nadiresi yalnız sahibi seyf olması ile de kalmıyor idi ittihad-ı İslam'ı tevhidi mezahip şeklinde Elzem görerek bu hususta kendi fikrini Osmanlı sultanlarından muasırı bulunan Sultan Hazretlerine dahi bildirmişti Nadir Şaha Avrupa müverrihleri şark Napolyonu derler.
Hemi hastem ta ki İSlamiyan / be vahdeti be bendend yeksermiyan Mirza Ağa han kirmani şiiri
57-58
Ibtidai culusunda mesarifinden fazla varidatı haiz olan İran hazinesini israf ederek Nasirüddin Şah bila Here memleketi satmaya teşebbüs etti... Samara da sakin olan Mirza Hasan Şirazi Hazretleri reji tenbaküsünün tahrimine fetva vermesiyle Kumpanya aleyhine boykotaj ilan edildi
İran'ın ilk fedaisi Rıza Kirmanin attığı İntikam Kurşunu şahınbu arzusunu yüreğinde bıraktı. Tahtan civarında vaki Abdülazim Türbesine giderken Mirza Rıza tarafından atılan ve revolver kurşunu müstebidin son dakikasına teşkil eyledi
Mirza Melkum han farmosanların teşkilatına karib kanun hahlardan müteşekkil bir cemiyyeti hafiyye dahi tertib etmiştir. Cemiyyeti mezkurenin ismi Ademmiyyet olduğu gibi azasına da Adem lafzı ıtlak olunurdu. Cemiyyet nizamnamesi olmak üzere Melkum Han tarafından Usul i Ademiyet diye bir risale de kaleme alınmıştırç.
Nasirüddin Şah Rus hükümetiyle akdettiği bir mukavelename mucibince Rus zabitleri Tahran’da bir İran Kazak alayı teşkiline başlıyorlar. Tagran’ın merkezinde vasi bir meydan Kazak alayına tahsis olunuyor.
Muhammed Ali Mirza pederi gibi alilül mizac ve zaifül bünye değil, gayet sert ve şiddetli bir tab a malik idi. Ahaliyi oldukça tazyik ediyordu. Kimseden bir sada çıkmasın diye Sultan Hamidi takliden Tebriz’de mükemmel bir hafiye teşkilatı vücuda getirmiş idi.
1 note · View note
keremulusoy · 3 years
Text
UN-HABITAT, MARMARA URBAN FORUM’UN ANA PARTNERİ OLDU
UN-HABITAT, MARMARA URBAN FORUM’UN ANA PARTNERİ OLDU
UN-Habitat (Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı); Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından düzenlenen uluslararası kent forumu Marmara Urban Forum (MARUF) 2021’in ana partneri oldu.  Türkiye’nin ilk ulusal kent forumu olan ve ilki 2019 yılında düzenlenen MARUF’un ikincisi, 1-3 Ekim 2021’de İstanbul’da gerçekleştirilecek. 1978’den bu yana insan yerleşimleri ve sürdürülebilir…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tachtutor · 4 years
Text
Charge framing hearing deferred till October 7
Charge framing hearing deferred till October 7
[ad_1]
Tumblr media
A Dhaka court today deferred till October 7 the hearing on charge framing against four accused in connection with the killing of Sagira Morshed in the capital 30 years ago.
The four accused are Sagira Morshed’s brother-in-law Hasan Ali Chowdhury, his wife Sayedatul Mahmuda alias Shahin, brother-in-law (wife’s brother) Anas Mahmud alias Rezwan and a “hired killer”, Maruf Reza.
Judge KM…
View On WordPress
0 notes
rmolid · 4 years
Text
0 notes
bulutbey79 · 5 years
Photo
Tumblr media
Büyük Veli Seyyid Sıbgatullah-i Hizani“kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde; - Emr-i maruf ve nehy-i anil-münker yapmak, her mümine farzdır, buyurdu. Yani her mümin, bu hususta bir şeyler yapmak zorundadır. Ve ilave etti: - Ama bunu herkes yapamaz. Yapabilmesi için iki ana şart lazım. Sordular: - Onlar nedir efendim?  - Birincisi, ilim sahibi olmak. Yani İslamiyet’i iyi bilmek. Ayrıca, hem din ilminde, hem tasavvuf ilminde, hem de fen ilimlerinde mahir olmak gerekir. Ve ekledi: - İkinci şart, güzel ahlak sahibi olmaktır. - Güzel ahlak nedir efendim? - Güzel ahlak, kalb kırmamaktır. Yani bağırmamak, darılmamak, gücenmemek, sabırlı olmaktır. - Bizde bu şartların ikisi de yok efendim. Biz emr-i maruf yapamaz mıyız? - Yaparsınız tabii. Yapmanız lazım. - Nasıl yaparız efendim? - Ehl-i sünnet âlimlerinden birinin yazdığı bir ilmihal kitabını alır, birine verirsiniz. Veya verilmesine sebep olursunuz. Böylelikle emr-i maruf farzından kurtarırsınız kendinizi. Mutlaka namaz Bir gün de sohbetinde; - Kardeşlerim, nerede olursanız, olun, hangi halde bulunursanız bulunun, her hâl-ü kârda beş vakit namazınızı vaktinde kılın, kazaya bırakmayın, buyurdu. Ve şunu anlattı: Ben uzun bir deniz yolculuğuna çıkmıştım bir zaman. İşimi bitirip de döndüğümde hocamın huzuruna geldim.  Sordu bana: - Yolculukta namazlarını vaktinde kılabildin mi? - Kıldım efendim. - Hiç kazaya kalan olmadı mı? - Olmadı efendim. Buyurdu ki: - Kârınız budur işte. Gerisi hayal oldu. https://www.instagram.com/p/B9dal0hlh7Z/?igshid=1ghxwo3ln7jfl
0 notes
sehatitumahal-blog · 5 years
Text
Armoura Sumatera Selatan Hubungi 0812-3029-0077 (TSEL).
Armoura Sumatera Selatan - Perlu kalian ketahui berbagai manfaat dari Armoura Slim Beauty Drink. Ternyata produk Armoura ini sangat banyak sekali kandungannya dengan mengkonsumsi Armoura, seperti menjaga kecantikan, kesehatan, pelangsing, dan juga membuat tubuh menjadi lebih segar, sehat dan semakin pede banget.
Tentunya saat ini kita sangat menginginkan tubuh yang ideal, enak dan nyaman untuk dilihat oleh diri sendiri ataupun orang lain. Terlebih lagi untuk suami istri yang sudah mempunyai anak. Menjaga kondisi tubuh yang tetap langsing dan ideal merupakan salah satu hal yang sangat penting disaat menjaga kecantikan dan kondisi tubuh.
Berikut ini kami akan membahas mengenai Armoura Slim Beauty Drink, yuk kita simak mengenai Armoura Slim Beauty Drink
Produk Armoura Slim Beauty Drink Sudah Terdaftar di Departemen Kesehatan dengan nomor PIRT : 5133271010017-22
Armoura Slim Beauty Drink adalah minuman kecantikandan kesehatan untuk menurunkan berat badan dan juga merawat kulit, selain itu juga untuk menjaga daya tahan tubuh akibat aktivitas padat atau yang lainnya. Dan juga sangat banyak sekali manfaat saat meminum Armoura Slim Beauty Drink nya.
Armoura Slim Beauty Drink ini sangatlah ama untuk dikonsumsi loh, sebab Armoura Slim Beauty Drink terbuat dari bahan yang alami dan juga tidak memiliki efek samping apapun itu. Armoura Slim Beauty Drink bisa diminum baik pria ataupun wanita dengan kualitas yang sama hasil yang sama pula.
Armoura Sumatera Selatan
Tumblr media
Armoura Sumatera Selatan
Cara Penyajian Dari Armoura Slim Beauty Drink :
Tuangkan Armoura Slim Beauty Drink dalam gelas
Tambahkan air putih 150 ml
Minum maksimal 2x sehari ( Pagi sebelum beraktivitas & sebelum tidur )
Kandungan Utama Armoura Slim Beauty Drink
  L - Carnitine
  Tremella
  Marine Collagen
  L - Glutathione
  Plum
Manfaat Armoura Slim Beauty Drink
 Membakar lemak
 Menekan nafsu makan
 Melancarkan pencernaan
 Melembabkan kulit
 Mengencangkan kulit
 Mencerahkan kulit
 Mengatasi kulit kusam, jerawat, dan bintik bintik hitam
 Memperbaiki dan meratakan warna kulit
 Mengencangkan pori pori
Menyamarkan garis halus, kerutan, dan juga bekas luka
Apakah Produk Armoura Slim Beauty Drink Ini Aman Untuk Ibu Menyusui, Program Hamil ?
Buat ibu yang menyususi menggunakan ASI eksklusif ataupun dicampur formula, dapat dikonsumsi armoura setelah umur bayi sudah 6 bulan ( sudah dengan makanan pendamping ASI )
Tentu saja Armoura Slim Beauty Drink sangatlah aman untuk program hamil karena BPOM dan HALAL tetapi saat postif hamil diperkenakan untuk melakukan penghentian pada Armoura Slim Beauty Drink. Loh kenapa ? karena kinerja Armoura Slim Beauty Drink yaitu mengenyangkan perut jadi akan sangat berpengaruh ke konsumsi makanan ibu dan otomatis asupan untuk janin menjadi sangat kurang.
Apakah produk Armoura Slim Beauty Drink Aman Untuk Penyakit Maag ?
Untuk penyakit maag yang masih ringan bisa mengkonsumsi Armoura Slim Beauty Drink fresh sesudah makan, tetapi saat sudah sedang ke berat kami menyarankan untuk mengonsumsi varian UltraCream.
Kenapa kita harus memerlukan Armoura ?
karena Armoura terbukti klinis dalam menurunkan berat badan, membantu merawat kesehatan kulit, menjaga kekenyalan kekencangan, dan juga mencerahkan kulit, armoura diformulasikan dari buah plum yang diekstrak dengan teknologi yang modern, manfaat dari buah plum sudah sangat dikenal khasiatnya untuk menurunkan berat badan, tampil cantik tanpa kosmetik, produk kecantikan yang rekomendasi oleh para artis.
Untuk Pemesanan Armoura Sumatera Selatan Bisa Hubungi Kami
Via Telp Dengan Nomor 0812 - 3029 - 0077 (TSEL).
Maupun WA Dengan Nomor 0812 - 3029 - 0077 (TSEL).
Armoura Sumatera Selatan
Pengobatan Virus Corona Manusia
 Mengutip website Government of Canada, untuk ketika ini, tidak ada penyembuhan khusus untuk orang yang terinfeksi virus Corona manusia. Umumnya mereka bakal sembuh dengan sendirinya.
Tetapi, ada teknik yang dapat dilakukan guna meredakan gejalanya:
- Minum obat sakit dan demam (jangan berikan Aspirin untuk anak-anak)
- Gunakan pelembap ruangan (humidifier) atau mandi air panas untuk menolong meredakan sakit tenggorokan dan batuk.
Jika sakitnya berada pada tingkat ringan:
- Minum tidak sedikit cairan
- Tinggal di lokasi tinggal dan istirahat
Organisasi Kesehatan Dunia (WHO), menyerahkan rekomendasi standar untuk masyarakat umum mengenai bagaimana mengayomi diri dari infeksi virus Corona novel.
1.       Sering-sering mencuci tangan dengan memakai pembersih berbasis alkohol atau sabun dan air.
2.       Ketika batuk dan bersin, tutup mulut dan hidung dengan telapak tangan atau tisu, kemudian buang segera tisu itu dan cuci tangan.
3.       Hindari kontak dekat dengan siapa juga yang menderita demam dan batuk.
4.       Jika seseorang menderita demam, batuk, dan susah bernapas, segara cari perawatan medis.
5.       Ketika mendatangi pasar di wilayah yang ketika ini mengalami permasalahan virus Corona novel, hindari kontak langsung tanpa perlindungan dengan fauna yang hidup dan permukaan yang bersentuhan dengan hewan.
6.       Hindari konsumsi produk hewani mentah atau separuh matang. Olah makanan laksana daging mentah, susu, atau organ hewani dengan baik guna menghindari kontaminasi silang dengan makanan mentah.
Langkah Pemerintah Indonesia dalam Menangani Virus Corona Novel
Meskipun belum terdapat kasusnya di Indonesia, namun pemerintah Indonesia sigap dalam merespons ancaman virus Corona novel ini.
Melansir website Sekretariat Kabinet, Kementerian Kesehatan (Kemenkes) menyiapkan termoscanner di 135 pintu terbit masuk negara Indonesia.
"135 pintu negara baik udara, laut, maupun darat yang jaga petugas Kantor Kesehatan Pelabuhan. Yang paling mula bisa dideteksi ialah dengan termoscanner guna mendeteksi suhu tubuh. Kalau terdapat orang dari luar negeri masuk ke Indonesia dengan suhu tubuh di atas 38 derajat Celcius, maka posturnya tampak berwarna merah pada termoscanner," kata Dirjen Pencegahan dan Pengendalian Penyakit, Kemenke Anung Sugihantono, pada Senin (20/1/2020).
 Di samping itu, bandara-bandara di semua Indonesia khususnya dengan penerbangan langsung dari China, menambah kewaspadaan dengan menggiatkan thermal scanner, menyerahkan health alert card dan KIE untuk penumpang.
Kepala Kantor Kesehatan Pelabuhan (KKP) Kelas I Bandara Soekarno-Hatta, Anas Maruf, menuliskan semua pintu masuk negara telah disiapkan termoscanner.
"Dalam situasi rutin semua kedatangan internasional seluruh selalu dilaksanakan pemeriksaan termoscanner meskipun tidak terdapat penyakit yang diwaspadai. Kalau terdapat penyakit yang diwaspadai maka anda tingkatkan pengamanannya," ucap Anas.
0 notes