Tumgik
#Bir sonbahar akşamı
mesut-sems · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
“Oysa ben akşam olmuşum.
Yapraklarım dökülüyor
Usul usul
Adım sonbahar...”
Attila İlhan
95 notes · View notes
Text
biraz izin ver bana sevgilim. boynunun girintisinde soluklanayım bir sonbahar akşamı kadar.
11 notes · View notes
onderdenizcavuslar · 8 months
Text
Tumblr media
Yaşamdan haz aldığın anlar vardır. Güzel bir yaz akşamı sesiyle büyüleyen sevdiğin şarkıcının konseri veya kalabalık bir mekanda sahne performansına en önde tanık olduktan sonra duyduğun heyecan. Soğuk ve yağmurlu kış geceleri battaniyeye sarılıp loş ışıkta sevdiğin yazarın kitabını okuyorken ah işte tam da beni anlatmış dediğin o an satırları çizmek için duyduğun telaş. Serin sonbahar vakitlerinde beklediğin diziyi izlemek için akşamı zor ettiğin o sıkıcı mesai gününün gecesinde uykun gelse de merakından bir bölüm daha izlemeye kendini ikna etmen. Uzun yolculuklara çıktığın o ılık yaz geceleri zifiri karanlıkta saatlerce araba sürsen de, gitgide şehir ışıkları küçük noktalara dönüşse de ve sık sık kahve molaları vererek yolu uzatsan da sonunda kavuşacağın o nefis deniz manzaralı yere kavuşma ümidi. Tüm bu heyecanların hepsi sigara içerken, balkondan bakarken, benim sana ulaşmam için yaşamam gereken dünya sancılarıymış meğer. Seni her düşündüğümde aklına gelen ilk kelime sevdiğim oluyorsa, diğerlerinin pek ehemmiyeti yoktu. Dişime takılmış ve anlamını kaybetmiş bir kelime gibi hafızam durmadan seni yoklayıp duruyordu çoğu zaman. Yaşça büyük biri demişti, zamanın birinde; "Unutma evlat, doğru trene binersen bir gün o çok istediğin denize kenarı olan uzaklara gideceksin." Uzun zaman, doğru trenin hangisi olduğunu bilmediğim peronlarda kayboldum. Ah be beybaba, doğru tren nerede? Şehrin sıkıştırılmış insanlar yığını hayatlarında, otobüslerden, vapurlara, metrolardan, dur kalk yapan otomobillerine her çözümü denedim. "Beni istediğim yere ulaştırın."
Haykırmakla susmak arasında bir yerdeydim çoğu zaman. Zihnimin puslu belirsizliklerine berrak bir gelecek hayali gerekirken, ben hep geçmişe takılı kalıp duruyordum. Ben sanırım hep düne ait bir yerde kaldım. Hikayenin bütününü yaşama ihtimalini merak ediyordum; mutlu bir yaz akşamında karşılaşacağımıza, sarılacağımıza fonda denizin dalga sesleri kıyıya vuruyordu, yakında bir meyhaneden eski bir plaktan cızırtılı bir şarkı çalıyordu. Çokça kafamda kurdum bu sahneyi. Hep güzel kafamdan...
Bir yerlerde sen vardın. Olmadığın her yere dayanabilmemin tek mümkünü buydu. Çocukluğumda üstümü şefkatle örten annem artık çok uzakta bir düştü. Benim için dünyanın en iyi adamı olan babam hiç gidilemeyecek olan ülkemdi.
Bir tek kedim var benim gözlerimin içine bakan...
Sana gelmenin cesaretini şarkılarda buluyor, filmlerde inanıyor, kitapların sayfalarında rastlıyor gibiydim. Eski bir hatırayı canlandırmanın yollarını arıyordum ama sen, gözlerimi kapattığım an yanımda olmamayı başarıyordun, bir hayalden ötesi misali.
Sokaklarında kaybolabildiğin bir şehir, güvenle bakabildiğin insan, uzaklardan gelen eski bir dost, uzun ve sakin bir tren yolculuğu. Tek istek!
Ne kurduğum kelimelerin içine ne de anılara sığabiliyordum. Edip Cansever'in "ben her şeyin bir bir yok olmasına o kadar çok alıştım ki." dizeleri aklımdaydı. Oysa sana uzunca çocukluğumdan bahsetmek istiyordum. Aklımda uzun uzun canlanan bir anıdan. Korktuğumda masa altına saklanan o çocuğun büyülü dünyasından, kulağına hiç fısıldanmayan masallardan.
Ben seninle denize bakıp bu gece yarasında uzun uzun sessiz kalmak istiyordum çünkü. Sonra yine bir kitabın satır aralarında rastladım sana: "Sadece seni görmek istiyordum güneş batarken, bu kadar basit. güneş batarken seni görmek istiyorum, başkaca bir şey yok."
33 notes · View notes
menemennpastirma · 3 months
Text
Tumblr media
Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin.
(Bir Sonbahar Akşamı, Sait Faik Abasıyanık)
Kaynak: https://www.instagram.com/p/C3vQGMJIon-/
19 notes · View notes
Text
Bir Bahar Sabahı Sevgili Terk Edilmez
Puslu bir kış sabahı ya da yapraklarını yere düşmeye bırakmış bir sonbahar akşamı değildi gidişin. Bir bahar sabahından ziyade, bir kış sabahı ya da bir sonbahar akşamı terk edilmeyi yeğlerdim. En azından kasvetimi mevsimlere yükleyebilirdim. Gittin, yükleyemedim.
Bir bahar sabahı insan terk edilmez sevgilim. Hele ki bir bahar sabahı, sevgili hiç terk edilmez. Sen ettin. Çünkü senin için önemli olan tek şey sendin. Çünkü sen bencildin. Gitmen beni tüketmedi ama kendime dahi yetmeyecek kadar eksiltti.
Bir bahar sabahı terk edilen insan yazı ve bir sonraki baharı görmez sevgilim. Sen bunu bilmezsin. Belki de hiçbir zaman bilmeyeceksin. Ben senin yüzünden ömrümün tüm baharlarından ve yazlarından feragat ettim.
Bir bahar sabahı sevgilim.. Bir bahar sabahı sen, beni annesiz bıraktın, babasız bıraktın, sevgisiz bıraktın, sensiz bıraktın. Bir bahar sabahı sen, her şeyimi aldın. Bir bahar sabahı sen, beni hiç olarak bıraktın ve ben sonraki sabahlar hep eksik, hep hiç olarak uyandım.
Özür dilerim sevgilim.
Seni hiç affetmeyeceğim!
3 notes · View notes
alzheimerkalp · 2 years
Text
Tumblr media
bir sonbahar akşamı duygusallığı.
37 notes · View notes
hayatveolumarzusu · 1 year
Text
Yağmurlu bir sonbahar akşamı, sütlü kahve, müzik, kitaplar ve sen
Belki de en çok sen...
10 notes · View notes
evrendensesgetir · 1 year
Text
Sensizliğimde
Soğuk bir sonbahar akşamı
Sildim gözünden yaşları,
Sen ağlama dedim,
Sulama mezarımı...
Gecelerin zifiri karanlığı,
Kör gözlerin karanlığı
bile,
Sensizlik kadar siyah değildir...'
Gel bile boynumdaki bıçağı,
Sensizken sevmedim bu çağı.
Kokuna aşıkken ben...
Ne beyazlar karaladım, şiirlerimle
Ne kapılar araladım
Belki bir gün,
Hatırlar gelirsin diye...
Evren
17 notes · View notes
gultekin71 · 1 year
Text
Mutluluğun ne olduğunu tahmin etme… Sadece kalbinle hisset. Bu bir sonbahar yaprağı, sarı - kırmızı, Kış akşamı, yaz sıcağı.
Çatıda öpüşen güvercinler… Güneşli bir tavşan camın üzerinde dans ediyor. Gökkuşağı parıltısının su birikintilerinde, Ve masada bir demet çiçek.
Tahmin etme. Mutluluk yakın… Bu iki kişilik bir bardak çay. gözlerine yansıyor Ve yaz, senin için şiir yaz
Tumblr media
10 notes · View notes
bihatiradefteri · 2 years
Text
bir sonbahar akşamı ve bir kayboluş.
7 notes · View notes
mesut-sems · 7 months
Text
Tumblr media
Umudun evi yok, sevincin adresi..
Ah...! Çocuk..
Vakitsiz açan bir çiçek tarlasi gibi yüregin.
107 notes · View notes
yasamakicin · 1 year
Text
Kirli Sarı
Ben duvarlara yazılar yazdım. Ömrüm boyunca bunu yaptım. Olur olmaz her şeyi anlattım. Kirli sarı sokak ışıklarının aydınlattığı duvarlara yazdım. Biliyor musunuz bir çokları yağmurun öfkesiyle yok olup gittiler. Adımı arasanız bulamazsınız. Hayır yanlış anlamayın her zaman kirli duvarlara yazmadım. Elif'in yüzü gibi bembeyaz duvarlara da yazdım. Bir sonbahar akşamı yağmur evlerin çatılarını dövüyordu. Lacivert şemsiyesinin altında bana bakıyordu. Elleri titriyordu, saçları ıslanacaktı. Bütün gün bir güneş aradım, olsa getirecektim. Yağmurdan saklanacak bir yer aradım. Yağmurdan ve sarhoşlardan korktuğunu biliyordum. Yüzü buz kesmişti. Avuçlarımın arasında ısıtmak istedim, nafile. Bembeyaz bana bakıyordu. Bir gün yokuşun başında bembeyaz bir duvara yazılar yazdım. Gözleri içime bakıyordu. Hiç kendi imzamı atmadım. Dönüp arkasına bakmayan kırlangıçlar gibi yok olsunlar istedim.
5 notes · View notes
vanessa-kim · 2 years
Text
Serin bir sonbahar akşamı,odanın kilidi yemek masasında kaldı.
Eğer sen değilsen yalancı,kelebeğin kanatlarını kapıya kim kıstırdı?
4 notes · View notes
harflerinlideri · 1 month
Text
Ağacın dallarında kendi halimde sürünüyordum. Bıraktığım sıvıya bakarak mutlu olduğum sırada bir çocuk gördüm. Bana doğru geliyordu. Marmara Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde çocuğun işi de neydi? Üstelik hava bu derece sağanak yağmurluyken. "Anne bak, sümüklü böcek!" diye bağırdığında ona karşılık vermeyi çok istedim; Benim adım Salyangoz demeyi. Ne yazık ki yapamazdım. Sonuçta dilsizdim.
Birden beni eline alıverdi. Sonrası bir kavanozdu. Annesi, babası hiç mi bir şey demez canım? Demediler... benimle oyunlar oynadı, sevdi durdu. Elini kavanozdan her içeri soktuğunda ona salyalarımı bıraktım; o ise bundan hoşlandı. Bir ses daha duydum: "Rana! Gidiyoruz kızım." Şükrettim o an beni bırakacak diye ancak öyle olmadı. Arabaya bindiğinde hâlâ elindeki kavanozdaydım.
Uzun bir süre gittik sonrasında büyükçe bir yere geldik. Görmemi istercesine beni çıkarttı camdan. Binlerce araba büsbüyük bir yolda gidiyordu. Düşündüğüm esnada oldu olanlar. Rana'nın elindeki kavanoz yere düştü, kırıldı ve ben yuvarlandım.
Arabaların altını görüyordum. Hiç birisine değmeden, beni teyet geçiyorlardı, kenara kadar geldim. Bir karınca ile karşılaştım. Sormak istedim nerede olduğumu. Yeltendim de buna ama yapamadım. Sesim çıkmıyordu. Bir sonbahar akşamı, yağmurun ortasında, çok arabanın olduğu yerde çaresiz ve kimsesizdim. Nefretle doldum o kıza. Beni vatanımdan ayırmıştı. Neyseki evim hâlâ burada. Gri gök, gri yol ve gri arabalar... Hepsi hayatımın rengini anlatır gibi. Nasılsa şom ağzımı açtım ve beyaz araba gelip beni ezdi. Kabuğum kırıldı, ben öldüm. Ölümün beyazının tadı ağaç gibiyken acıdan bağıramadım. İşte o an fark ettim; suskunluğun beyazının yürek ağlattığını.
0 notes
00ferze · 2 months
Text
Vakitsiz bir sonbahar akşamı..
1 note · View note
acelyad850 · 4 months
Text
Bir sonbahar akşamı, bostanlı , güneş batımı, hafif rüzgar , arkada dedublüman şarkıları...
1 note · View note