958 notes
·
View notes
61 notes
·
View notes
"sevgilim istanbul'da yaz bitiyor,
bu güz gecelerinde ben, sardunyaların arasında
senin getirdiğin mumları yakıyorum.
bir fotoğrafa bakıp "deniz" diyorum:
ne kadar dingin, nasıl sonsuz, olduğu yerde.
sevgilim beni bağışla,
sana mektup yazamıyorum.
yüzümün bir yarısı acı çekiyor, mavi
bir fotoğrafta, kızıl bir ufuk
biriktiriyor kış için öteki yarısı
coşkuyla ilgili değil elbet hayatım.
sevgilim seni bilememenin kederli gölgesi altındayım.
deniz "öylece" duruyor, orada, yazda.
hayat öylesine caydırıcı ki, korkuyorum
sevgilim... bu dünyayı ben uydurdum
desem, sonrasını diyemiyorum..."
- Birhan Keskin
53 notes
·
View notes
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?
19 notes
·
View notes
Eylül, yazın coşkusunu geride bırakıp, sonbaharın dinginliğinde içsel bir huzur bulma vaktidir.
3 notes
·
View notes
Güneş parıltısının insanı dinginliğe davet eden tarafını seviyorum.☀️
66 notes
·
View notes
“Yalana gerek yok; evrilirken devrilen canlılarız.
Şiir trafiğine çıkıp mısra altında ölenler olmuştur yüzyıllar boyunca, eminim. Ruh çağırma seanslarına katılıp usta bir şair çağıralım derken kendi ruhunu kaptıranlar da hakeza. Mamafih, fettan günlerin düğümünü çözmek, çözdüğün ipin çilesinden kumaş örmek de marifet işte. Herkesin harcı değil. Harca eğilip baktın mı anlıyorsun cehennemin kaç kat olduğunu. Ademin kaç kat olduğunu. Havvanın katmerlerini. Şiir neresine sıkışmış; neresinde yara bu şiir, neresinde umut, neresinde şenlik; bir bir çıkıyor ortaya.
Yine unutulacak bir sonbahar bitti; eylül ekim kasım; yeni bir maceraya kadar bu üç atlı, uzaklaşıp gittiler. Yolları açık olsun.”
- küçük İskender, Galileo’nun Pergeli
- Görsel: Kurano Haruo (蔵野 春生)
13 notes
·
View notes
her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan,
bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan
kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgarda
7 notes
·
View notes
2 notes
·
View notes
40 notes
·
View notes
2 notes
·
View notes
"yara, tuzu görene kadar yara ,
tuz suya ilişene kadar tuz ;
kül,güze kadar kül
ve aşk
böğründeki hançeri fark edinceye kadar aşk.
yara soğur,
tuz erir,
su irkilir,
aşk biter.
hüzün boynumuzda simsiyah bir gül
rulette kül ve güz
gidene güz, kalana kül!"
12 notes
·
View notes
sadeceüzgünüm.
İçim içime sığmıyor yine. Son birkaç gündür uykularım da hep yarım ve bir süre daha da böyle gidecekmiş gibi bir his var içimde. Baş ağrısındansa hiç söz etmiyorum.
Çok uzun zamandır mutsuzdum ama bu akşam daha da kötüyüm. Çünkü gerçekten yapayalnız hissediyorum kendimi. Kimsem yokmuş gibi. Sanki hiç olmamışlar gibi.
Geldim ve yaşıyorum işte diyordum ne yapacağımı bilmeden, nereye yürüdüğümü görmeden. Hayallerim vardı ama hepsinin önüne ket vurulmuş gibiydi. Ya da belki de en büyük engel kendimdi. Hayattan hiçbir beklentiye girmeden öylece yaşıyordum.
Bugünse ailem için bir fazlalık olduğumu öğrendim. Artık evlenip gitmesi gereken bir atık. Kendimi başkalarına karşı korumaya almıştım. Beni vuramazlar, vursalar da canım acımaz hazırlıklıyım çünkü diyordum. Siperim hep elimdeydi, önümdeydi.
Darbeyi sırtımı dayadığım yerden alabileceğim aklıma gelmedi.
17 notes
·
View notes
Evet bir güz mevsimine bir güzel bulmadan girmiş bulunuyorum. Maalesef gene
0 notes
Sonbaharın bitmesine hazır değilim
0 notes