Tumgik
#uzaktan aşk olmaz
yanlizgecelerr · 30 days
Text
"Artık uyu..." mesajını her gece bekleyerek uyuya kalıyorum
90 notes · View notes
aynodndr · 4 months
Text
Tumblr media
Sevda güneşiyle buluşan ağaç,
Sonbaharda çiçek açar Birtanem.
Bir tebessüm olur bin derde ilaç,
Aşk bakidir,
Her şey geçer Birtanem
Eser dost meltemi uzaktan önce,
Daveti kalp duyar kulaktan önce.
Güzellik suyunu dudaktan önce,
Gözler içer,
Gönül içer Birtanem
Muhabbette gece olmaz, gün batmaz,
Uykulara beden yatar, can yatmaz,
Sağlam insan söz verince aldatmaz,
İhmal eken,
Sitem biçer Birtanem
Şüpheleri hafızandan sil gayrı,
İhsanımsın, ilhamımsın bil gayrı.
Seviyorsan kanadım ol gel gayrı,
Kuş kanatsız nasıl uçar Birtanem?
Yağarken üstüme mevsimin karı,
Armağan et bana sonsuz baharı.
Işıkta pervane,
Çiçekte arı,
Rüyasını kendi seçer Birtanem
🐦🐥
Abdurrahim Karakoç
3 notes · View notes
biredebi · 1 year
Text
İlhama..
Sabah konuştum onunla,
Şiirim çıktı yüksek oktavlara,
Günaydın dedi ya bana,
Çıktı kalbim cennetin 7. katına.
İlhamı veren kadın,
Hoşgeldin hayatıma,
Hoşgeldin şiirlerime, yazılarıma,
Son verdin bu makus yalnızlığıma.
❤❤
Bilirim elbet olmaz bizden,
Aşk yaşanmaz uzaktan,
Görmeden de sevilir gerçi ama,
Sarılmadan nasıl yapacak @biredebi
❤❤❤
Aşkın imkansızlığı dahi güzelken,
Seninle konuşmak dahi özelken,
Zor olacak seni unutmak,
Bu kalp sana tutulmuşken.
❤❤❤
Unutamamak da dahil aşka,
Kalbinde taşıdığın belki bir yara,
Git söyle de o yare,
O da seviyorsa söylesin artık bence...
13 notes · View notes
Text
Sevmek Aslı
Sevmek aslımın bir nüshası yok. Her kalp kendinde mühürlü, hükümlü ve sadeliği kendinde çırpınır bir kalp çarpıntısı... Gelmezsen gelme sevgilim; kalbimdeysen başka bir yere ait değilsin. Yıllar boyu bir garip seviş yerleştirip takvime, namına yürüyen sevgiler podyumunda gittiğin yerlerin seyircisi oldum. Olsun, bendeysen en güzel sensin. Bir salise düşünüp bu büyük sevda yazgısını, seni bana getirir kılan kaderin müsveddesine çizilen mutluluk olduğun geldi aklıma. Ben mutlu, sen mutlu, aşk mutlu...
Hayal de mi kurmak yasak? Ona henüz yasak gelmedi. Cezaya kalan ve boyunun hizasına gelemeyen bu aşk, kalben isyankar olsa da kıymetin isyandan münezzehtir bilesin.
Kaç yokluk bindi ve kaç yokluktan bir varlık getiremedin, saymak istemem. Yoruluyorum. Matematiğim de zayıf zaten.
Her gün, her an, her salise ve her yanlışta kalpteki doğru sen oldun. Ödülün bu aşk ve almak istemediğin günler kadar özüne buhar karıştırdım sevdanın. Üzgünüm.
Ruh, eşini bulurken kendini tamamlanır sanırmış. Demek bu yüzden olmasan da ben bir türlü eksik olamadım. Kaç kayıp, kaç dikiş kaç bitiş ve kaç yama vurursa kalbimi bedenen; orada nefese bir şans veren yazgı hakim kılıyor yaşamı. Buna tutunup ayakta kalmaya çalışıyor sevginin masumluğuyla pekişen sevda.
Sizin oralarda havalar nasıl acaba? Havadan kasıt; gönlünün iklimi sevgilim... Ayaz vurur mu, açıkta kaldı mı kalbin? Üşümesin sakın. Senin için yoksam da benim için hâlâ hep bir ton fazlasın. Eksilen hayatlar gibi kiminin kuru özrü, kiminin samimi pişmanlığıyım. Senin neyinim acaba? Hangi gözlük gösterir beni? Sevda gözlüğü satılmıyor aşkta.
Kalbinin yağmuruna değdiğim sebepsiz hayallerin izin günündeyim. Yıllık iznimi kullanıyorum bu aşktan yana. O kadar yorgunum ki, mesaim yirmi dört saat. Uykunun sen halinde bile çalışıyor kalp senin için atarken. Artık korkmuyorum. Yokluğumun ne önemi var ki varlığımı hatırlatmak lüksüm korkutsun? Zaten her zaman hiçbir şeyindim ben. Şefkat dağlarında açan çiçeklerden kuruyana dek bahsedilmeyendim. Sen ise saatlerin bir ileri bir geri giderken hep sende durduğu gerçektin. Ne yapalım? Bu aşkın yazgısı matemli günlerin bile gökkuşağıymış benim için. Her gün yepyeni renklerle uyanıyorum sana. Her gece içinden siyahı taşıyor gönlümün, durmasını istiyorum. Bu aşka kara yakışmaz çünkü.
Bir mutlulukta açan çiçek olup “Seviyorum” diyemedim ya özgürce; demokrasinin suyu çıkmış... Bir aşkta gözlerine bakıp “seni çok seviyorum” diyemedim ya gönülce; sevdaların suyu çıkmış... İklimin sevgilim, kara kışın mateminde demlenen sabahlarda mısın? Acımasın gönlün, ben orada olmasam da acımasın. Kimse üzmesin orayı. Sevdiceğin şanslı olmalı. O kalbin içinden hayata seslenmek güzel olmalı. Ben sana hep çirkin kalanım...
Ruhumu doğru teslim edemedim demek, zaman yanlış, hayat yanlış ve ben yanlış gerçeği bir tokat gibi çarptı yazgıma. Seni bana getirmeyen kadere bir miktar kırgınım. Başkalarına ulaştıran aşka daha çok sitemkârım. Kim tarafından çok sevilirsen sevil, kalbimdeki kadar gerçek olamayacaksın. Kimin elini tutarsa sevdan, yokluğunun şiddetinde dahi varken o ellerde gerçek olamayacaksın.
Uzaktan işte, sesini dahi cikaramadan bana sunduğun en küçük değere bile razıyım. Zorla ne olur ki? Kalp gormedikten sonra ne olabilir ki?
Sen, sevdiğim... Unutulmak sende kalbimce güzel durur sanıyorsan olmaz. Her şeyi iste, yokluğumu iste ama bunu isteme. Ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş, kalbimdeysen en yakınımdasın.
Üzgün şarkıların razı cicegiyim. Koklamak istemezsen anlarım. Sana dikenler batmasın da her türlü razıyım. Gelmeyen merhabana, bana varmayan aşkına ve bir merakta benim için carpmayan kalbine samimi bir razıyım .
Kader istiflemiş olmasını istediğini; ben, kaldığım yerde acıyım. Saat sensizliği kaç buçuk geçe oldu yine, partiye geç kaldım sandım. Meğer hiç katkım olmamış kalbindeki mutluluklara.
Gözdeki incilerin koptuğu anlara rast gelme. Kolyenin kopuşu gibi değil gözdeki incilerin yazgısı. Yazgı hakimi beraat etmemi istemiyor. Sana müebbet, sensizliğe acı voltalıyım. Ziyaretime geleceğin görüş gününe kadar kaç yaş yaparsam bir ton fazlası kadar kalbimdesin. Her yaşa bir ton...
Kaderimin uykusu geldi, doğru severken yanlış oldum ya; kaç yanlış beni senden götürdü hesaplayamam. Matematiğim hep zayıftı zaten.
Sevdiceğim, lirik intihardan kurtarılışımdın sen. Her gün ölüp hep fazladan dirildiğim...
Tamam, bu sonbahar da yaprakları düşecek tadımın tuzumun. Olsun, yokluğunda yetmeyen mutlulukların varlığı isimsiz mutluluklardaysa razı bir çiçeğim ben; koklanmayan...
Dilara AKSOY
8 notes · View notes
mehinjumsh · 1 year
Text
O kadar geç kalınmış bir mektup ki bu. O kadar uzun zaman önce söylenmesi gereken sözler ki. Düşününce böyle birşey nasıl başıma geldi inanamıyorum. İnsanın yaşı küçük olunca hiçbir duygusu ciddiye alınmaz. Sebebi geçici olması herhalde. Ne istediğimizi pek bilemediğimizden o yaşta.
Şimdi düşününce aslında ne istediğimden çok emindim ben. Keşke buna bir şahidim daha olsa. İspatlaya bilsem. Aradan koca 7 sene geçti. Asıl şimdi ne yapacağımda kararsızım. Üstelik denemediğim bir yol kalmadı. Başka günler, başka hayaller, başka aylar, yıllar. Başka insanlar. Hepsini denedim. Zamanı geldi zorla, zamanı geldi bile isteğe. 1ay, 3 ay, 3 sene. Ne kadar zaman geçerse geçsin sonunda başladığım noktaya geri döndüm.
Hayatımda herşey yolunda gittiğinde sana mesaj yazamıyorum diye kızdım. Hayatımda herşey berbat olduğunda, sana kızdım. Başka şeylere kızıp, bahane edip, seni özlediğim için ağladım. Bunu yaptığım için bir daha, bir daha kızdım.
Gizli saklı sır dolu bir kutu olamadım hiç bir zaman. Hayatımdaki insanlar beni bilsin, herşeyimi bilsin güvensin istedim. Sen benim herkesden sakladığım tek şeysin. Bana güvenen herkesten sakladığım tek sırsın. Hakkında yorum yapılsın istemediğim tek yaşanmışlığım. Çoğu kez aşık oldum sandım. Yollarımız ayrılana kadar o kişilerle, böyle olmadığının farkında bile olmazdım herhalde. Ama ben aşık olma şansımı sende kullanmışım. Herşeyimi değiştim. Herşeyi degiştim sandım....o ilk gün sana dediklerimi, hissettiklerimi değişemedim. Kayboluyorsun ortalıktan. Aylar, yıllar sonra geliyorsun. Onca zaman geçmemiş gibi heyecan basıyor beni. Kalbim ağzımda atıyor. Yazmanı her gun bekliyorum diyemem. Çoğu zaman ümidi kesmiş oluyorum. Yazmaman normalleşiyor. Hayatıma bakıyorum. Hayat sen yokken durmuyor yani.
Hayatım sen geri gelince duruyor. Sen olunca korku sarıyor içimi. Yine planlamdığım bir şeyler çıkar ağzımdan diye. Yine daha önce açmayı akıl edemediğim hüzünlü şarkılarla ağlarım diye. Yine gecenin bir saati konuşuruz, duygusal olurum özlediğimi söylerim diye. Sabah günaydın yazmak isterim diye. Ne yaptığını merak ederim yine, arar, sesini duyarım, sıkılırsa, sıkılmaması için ne yapmam gerek? Ya konu bulamazsam, iyide ben onunla arkadaş gibi konuşmak istemiyorum ki. Nasıl konuşacağım?... Tüm bu sorular beynimin içinde savaştığı için korkuyorum. " Mehin..." Diye seslendiğin mesajların sonunda Ben seni geri istiyorum diyeceksin diye korkuyorum.
Sonra Ciddi birşeyler söylerim, şakaya vurur. Karşılığı olmaz. Aylardır o yokken kalbimi kıran şeyleri çocuk gibi ona şikayetlenmek isterim, ama yapamam. Oda bana "niye keyifsizsin?" Der cevap bulamam diye korkuyorum. Çok deniyorum, denediğimi görüyorsun, uzaktan hesaplarımı izliyormuşsun zaten. Beni canı kadar seven insanların dahi gözlerinin içine baktım. Dayanamıyorum. Yapamıyorum. Gündüzler herşey yolunda gidiyor mesela. Ama yanlız kalınca,gece olunca kendimi sorgularken buluyorum. Ben napıyorum? Ben niye bu evdeyim? Benim yanımdaki kim? Sonra içimdeki kocaman suçluluk duygusuyla karar veriyorum. Yapamıyorum diye, mahvediyorum herşeyi.
Hem kendimi,hem karşımdaki insanı kırıyorum, dağıtıyorum. Toparlanmam zaman alıyor. Ve bu sonsuz döngü bitmiyor. Senelerdir bitmedi. Yapabileceğime inancımıda kaybediyorum artık. Ben aşık olamıyorum. Bir aşk bitmeden başkası başlamıyormuş onu anladım. Ben sana çok aşığım.
Bir kere bile bana gelmeyişine, Mehin ben aslında.... Diye herhangi bir cümleye başlayamadığına, bir kere de arkadaşım gibi olmadan beni karşına alıp konuşmadığına ömrüm boyunca kızgın kalacağım.
Gerçi ne anlatacaktın ki? Üzgünüm mü diyeceksin yine? Özür mü dileyeceksin yine. Ben öyle şeyler istemiyorum. Birinden onu sevemediğin için özür dilemek çok saçma iyi bilirim. Zaten beraber olsakta anlaşamazdık biz. Ben çok zor biriyim, sen sessiz birisin. Ben hislerimi zirvede yaşarım, gösteririm, sen duygularını göstermezsin. Ben sevgilime her saat başı seni seviyorum derim mesela, sen bir kere demezsin. Kesin kavga ederdik. Olmazdı bizden zaten :)
Aslında belkide, birazcık çabalasaydın.... Yok, kavga ederdik olmazdı. Seni asla suçlamıyorum. İkimizde mutlu olmak istiyoruz. Kim dünyanın öbür ucundaki bir hayale sarılır ki her gece. Göremediği bir aşka nasıl dayanır ki zaten. İyi ki zamanında o karari verdin. Belki zamanla çok çirkinleşirdik. En azından acı olsa bile, kötü bir anı değiliz bir birimiz için.
Neyse işte. Sonlandırmam gerekiyor. İntihar notu gibi oldu biraz. Gerçi intihar etmem için canımı almama gerek yok. Senden başka kimseyi sevememekde aynı şey. #⭐
1 note · View note
doriangray1789 · 1 year
Text
PARDON BU TREN HANGİ YÖNE GİDİYOR
Yolumuza devam edelim. Orda dördüncü durakta bir şey bizi bekliyor. Nedir o? A evet. BİR MEKTUP. Açıp baktım içine neler yazıyor diye, yine bizi buldum satır aralarında. Hani olur ya bazen, kendimizi yeteri kadar değerli görmediğimiz zamanlarda hayatımıza da ancak bizim kadar değere sahip birini ya da birilerini alırız. Özellikle de aşk konusunda, layık olduğumuza inandığımız seviyede bir kişiyi. Ve içten içe bilsek de fark etmemiş gibi davranırız, bu süreci yaşarken karşımızdakine kendini değersiz hissettirdiğimizi. Ve onun değersizliğinde kendi değerimizi görürüz. "Daha fazlasını istemeye hakkım var mı?" sorusu ışıklar içinde simsiyah harfler ile içine çeker karanlığımızı, daha da büyüyerek. Ve bunları kendimize itiraf ettiğimiz zaman bir başkası ile de dertleşmek ve içimizdekileri kusmak isteriz tüm sefilliği ile. Bir çeşit günah çıkarma eylemi gibi daha da küçültürüz kendimizi. Bir parçacık değerimizi un ufak ederiz hırsla. Kendimizden hırsımızı alana kadar konuşuruz, konuştukça alçalırız, alçaldıkça daha çok konuşuruz. Sonra bizden daha değerli olduğunu düşündüğümüz, kişiliğine, görüntüsüne, hayatına, zevklerine hayranlık duyduğumuz birini taklit etmeye ona benzemeye çalışarak değerimizi yükseltmeye çalışırız ama çok sürmez. Kısa bir süre sonra "O" olmadığımızı ve olamayacağımızı anlayarak kendimize geri döneriz. Üstelik bu deneyim sonrası özgüvenimiz bir kat daha yıkılmıştır. Sonra biri çıkar, kendi hayatımızda en değerlinin "biz" olduğumuzu, kendimizi yok saymanın hatalı olduğunu, herkes gibi olduğumuzu falan söyler ama inanmayız. O söyledikçe biz tersini ispatlamak için uğraşırız. O daha çok söyledikçe anlarız ki aslında o da değersizliğimiz konusunda bizimle aynı fikirdedir sadece bu "sen değerlisin" oyunundan zevk alıyordur. Ya da belki bizdeki değersizliği gördükçe kendindeki yüksek değeri damarlarında hissediyordur sıcacık. İşte o zaman bunu anlarız ya da sadece hissederiz ve uzaklaşırız iyi görünenden ve de yaklaşırız kendimize bir parça daha... Şimdi de geldik beşinci durağımıza. Birileri var orada. NE EVET NE HAYIR diyor muallakta bırakıyor bizi. En sevmediğim insan özelliklerinden birisidir bu. Kararsız ve tutarsız davranır, anlamayız ne istiyor ne istemiyor bir türlü. Ama kimileri de vardır nettir, ne istiyorsa tek cümlesi ile anlatır bize bunu. İşte böyle harbi insanlar ile karşılaşırız bazen. Aslında saygı duymamız gerektiğini düşünürüz, fakat tam tersini yaparız niyeyse. O insanlar öyle sever öyle aşık olur ki saygı duyulmayacak kadar küçültür kendini. Aşklarına karşılık alamadıkları gibi net şekilde red de edilmezler. İşte bu yüzden ısrarla istemeye devam ederler. Uzaktan bakar alay ederiz, bu kadar da olmaz deriz, inanmayız belki, belki aptallık sayar belki boşluk diye değerlendiririz onun yaptıklarını. Ama belki de biz o kadar sevemediğimiz için kıskanıyoruzdur ne dersiniz? Kıskanırız da bu duygumuzu yok saymak için küçümsemeyi seçeriz belki de. Keşke onlar gibi net olabilsek biz de değil mi?.. Geldik mi altıncı durağa? Ne var burada diye bakınırken şehir meydanında koskoca bir TAHTA AT gözümüze çarpar. O kadar özensiz, tarihin o pırıltılı Truva Destanına hakaret niteliğinde bilgisizce ve estetikten o denli uzaktır ki çarpmakla kalmaz sarsar bizi bu at. İsteriz ki layıkı ile yükselsin bu "eser" meydanlarda. İsteriz ki tarih bilgisini doğru şekilde yansıtsın, bakıldığında kendisinde çeşit çeşit kusurlar bulunmasın da her gören hayran kalsın. İsteriz yapılan her iş en doğru şekilde yapılsın. Paraya ve modaya kurban edilmesin. Birilerinin amaçsız buyrukları yüzünden tarihî, edebî, sanatsal ve kültürel değerlerimiz yerle yeksan edilmesin. Korunsun, değerlensin, yüceltilsin... Ama olmaz işte. Yanlış ellerde heba olur. Bunları görünce dayanamayız. Öz değerlerimize olan saygımız ve bağlılığımız bizi harekete geçirir. Bir şeyleri düzeltmek için kendimizi hiçe sayar mücadele ederiz. İsteriz ki Tanrı bu doğru yolda benim yardımcım olsun, ama o da bize sırt çevirir. Gider onların yardımcısı olur, onları çarpık yollarında muvaffak eder tıpkı öyküdeki kahramanımızın dediği gibi. Vaz geçmeyiz, bulabildiğimiz bir avuç destekçi ile başlarız mücadeleye. Direniriz. Engelleniriz. Yine direniriz. Alıkoyuluruz. Ama eğer inanmış isek vaz geçmeyiz. Direnmeye ve mücadele etmeye devam ederiz... Ve görüyorsunuz işte biz hala direniyoruz... Yaklaştık sona doğru. Yedinci duraktaki biz, BABAMA MEKTUP yazıyorum diyor. -Ama babamız öldü. -Olsun ölüye mektup yazılmaz demedi ki kimse bize. -Tamam o zaman yazalım. Ama önce düşünelim. Biz hayatımız boyunca sadece kendimiz olabilir miyiz? Olamayız galiba. En çok tenkit ettiğimiz, şiddetle karşı çıktığımız özelliklerin zamanla bizim ruhumuza ve davranışlarımıza işlediğini geç yaşlarda fark ederiz. İlk başta kabullenemeyiz ama bir süre sonra bunları haz ile benimsemiş olduğumuzu şaşkınlık ile görürüz. Karşı çıktığımız kişiler ile yeteri kadar hesaplaşamadığımıza inandığımız vakit, onlarla ölünce bile hesabı sürdürmeye ve savaşmaya devam ederiz. Bunu yaparken de esasında bizi zincirleyen savaş sebeplerimiz ve kendimiz ile hesaplaştığımızı bilmeyiz. Fakat bunu fark ettiğimiz zaman sebebi de apaçık karşımızda buluruz. Derinlere yerleşen, kemikleşmiş sevginin doğurduğu özlem duygusudur bu. Sonra her şeyi bir kenara fırlatırız. Biriktirilen bilgiler, sorgulamalar, analizler, sentezler, tümevarımlar, beğenmeler, beğenmemeler, yargıya varmalar, tüm yargıları reddetmeler hepsini bir çuvala koyar ve uçurumdan aşağı yuvarlarız. İşte o andan sonra savaştığımız kişinin yoluna düşeriz, emin ve yavaş adımlarla yol alırız, huzura döneriz, yani en basit olana. O en çok tenkit ettiğimiz basitliğe...
Tumblr media
1 note · View note
Text
Uzaktan Yapılan Aşk Büyüsü
Tumblr media
Uzaktan Yapılan Aşk Büyüsü
Uzaktan yapılan aşk büyüsü nedir nasıl yapılır gibi konular merak edilmektedir. Büyülerin mistik uygulamalar olduğunu bilmekteyiz. Büyü yaptırmak için medyumlara gidildiği doğrudur. Fakat medyuma gidemeyen kişiler de uzaktan büyü yaptırarak amacına ulaşmaktadır. Aşk büyüsü yaptırmak için bu işte uzman olan medyumu bulduğunuzda ona gidemezseniz telefonla görüşerek de isteğinizi anlatabilirsiniz. Sizin derdinize uygun olacak aşk büyüsü çeşidi belirlenerek hemen yapımına geçilecektir. İnsanların var oluşundan bu yana büyüsel uygulamalar bir şekilde hayatımızın içinde yer etmiştir. İnsanlar baş edemedikleri sorunlarında bu ritüellere yakın olmuşlardır. Kimileri için büyü yaptırmak ilk çare iken kimileri için de son seçenek olarak değerlendirilmiştir. Büyüsel uygulamalara sıcak bakmayan bir kesim de bulunmaktadır.
Tumblr media
Uzaktan Yapılan Aşk Büyüsü Nasıl Yapılır? Uzaktan yapılan aşk büyüsü yapılışı hakkında en net bilgiler medyumun becerileri ve tarzı ile ilgilidir. Büyü yapılacak olan kişinin şahsi eşyaları sizden istenebilir. Bunları medyuma göndermeniz gerekir. Örnek vermek gerekirse; büyü yapılacak kişinin resmi gönderildiyse bu resme isimler yazılır. Bazı özel bilgiler eklenir. Dualar okunur ve büyünün tutması beklenir. Büyülü olan gıdaların size ulaştırılması gerekebilir. Bütün bu detayları medyumunuzla görüşmeniz gerekir. Medyumların birçok konuda tecrübeli olduğunu düşünürsek, onların uzaktan büyü yapabileceklerini de tahmin edebiliriz. Neticede herkes medyuma ulaşım sağlayamayabilir. Farklı şehirlerde ve ülkelerde olanlar uzaktan olan yardımları medyumdan alabilmektedir. Uzaktan Yapılan Aşk Büyüsü Sonuçları  Uzaktan yapılan aşk büyüsü evli ya da bekar kişilerin tercihleri arasında bulunur. Platonik olarak birine aşık olanlar ya da karşısındaki kişiden aşkı bulamayanlar bu büyüleri yaptırmaktadır. Sonuçlarına bakacak olursak şu durumlarla karşılaşırız: - Büyü yapılan kişi devamlı aynı kişiyi düşünür. - Sadece onunla olmak ister. - Rüyalarında onu görür. - Onunla ilgili hayaller görür. - Başka kimsenin yanında mutlu olmaz. - Devamlı aşkı ve mutluluğu onda bulur. Uzaktan yapılan aşk büyüsü uygulamasından doğru sonuçlar almak için işinde uzman medyumdan yardım almak gerekir. İşte o zaman en doğru ve en iyi sonuçlar alınacaktır. Böylelikle kişilerin hayatında eksik olan aşk duygusu da sağlanmış olur.   Read the full article
0 notes
ucanhemss · 3 years
Text
Tumblr media
Bazen bitmiyor.
7 notes · View notes
yanlizgecelerr · 2 months
Text
Acıttığın kadar acıman dileğiyle.
1 note · View note
fincaankahvem · 3 years
Text
Bin ihtimal vardı biniyle de savaştım karşında, bin ihtimal vardı sen çıktın karşıma.
5 notes · View notes
erguvancicekleri · 5 years
Text
Söylesenize bana insan sevdiğini nasıl kalbine gömüp, yoluna devam eder? Hiç sevmemiş, hiç istememiş gibi? Kokusu ciğerlerine, yağmurda ıslanmış toprakvari işlememiş gibi? Hele bunca zaman size baksın diye çabaladığınız gözler başkasına yürekten gelen sevda ile bakıyorsa?
Nasıl devam eder ki bu ağırlıkla insan ?
4 notes · View notes
teomaninsinekvalesi · 6 years
Text
kanıtlayamam ama göğüs kafesimi sıkan bir şeyler var
26 notes · View notes
asksozleri03 · 7 years
Photo
Tumblr media
Ne yapsan seviyorum seni.
756 notes · View notes
ziyaninsiirleri · 3 years
Text
Yeni Yetme Bir Aşk Prensi
Tumblr media
sevilmek isterim bazen, sevmek. bir yanım korkar bu arzumdan, diğerinin dilinde “zaten olmaz ki.” bense kararsızca izlerim olacakları, uzaktan                         çok uzaktan. bilmiyorum arzuma ulaşınca, arzu etmeyi bırakınca mutlu olabilecek miyim? bilmiyorum o güçlü duyguyu, hayatları mahveden tini terk edince gerçekten sevebilecek miyim?
sonuçta birisini sevmek diğer her şeye ihanet etmektir. sevgi, insana duyulmaz her zaman bir hayvana veyahutta çiçeğe de. müzikle aşk yaşar birisi, kırkında sağır olur yetmişinde birden ölüverir. aslında o kırkında ölmüştür, aşkın mutluluğundan ötürü haberi olmaz yetmişine kadar. birinin kalbi resme tutulur, çizer de çizer hep, bakar da hep ta ki elleri kırılana ve kör olana dek. hayat değildir ona bunları yapan, ihanet ettikleri de değildir, hayır. bu cinayette bir suçlu aranacaksa bu resim veya müzik de değildir hayır, aşktır suçlu sadece aşk.
ihanetin de bir intikamı olur elbette, diğer tüm intikamlar gibi bayat bir yemek gibidir. sevilmeyenlerin intikamından da sadece aşk sorumludur, herkes masumdur bu cinayette cinayeti kimin işlediği değildir önemli olan, ihanetin yaşanması ve intikamının alınmasıdır. ve her aşkta olduğu en çok seven katledilir. ölümün sopası aşkın elinde değildir hayır, en çok sevilenin elindedir. ve sonunda her zaman aşk kazanır: sopayı tutan bir hücreye yere düşen bir mezara mahkûmdur.
bir keresinde, kırkında ölmüş bir şair şöyle yazmıştı defterine: “oysa herkes öldürür sevdiğini ama herkes öldürdü diye ölmez.”
Tablo: Les Deux Pigeons, Edward Hopper
13 notes · View notes
meftun-biri · 2 years
Text
Bu feryat, bu hasret öldürür aşk beni
Uzaktan olsa da, razıyım sev beni
Razıyım sev beni…
5 notes · View notes
kaybolanhayatim · 3 years
Text
İçimde bir sıkıntı var
Karadenizde gemilerim batmış
Bastığım toprak çöl
Gölgesinde dinlendiğim ağaç yanmış
Yürüdüğüm yolların çiçeği solmuş
Elmasını aldığım dal meyve vermez olmuş
Başarısızlık göbek adım olmuş
Neyi denesem kader yakamdan tutmuş
Boğazımı saran iki kocaman el var
Nefes almak bile bana zul gelir olmuş
Ne zaman koşsam dizlerim kanar
Ne zaman yürüsem otobüs kaçar
Ne zaman ki çamaşır assam yağmur yağar
Ne zaman bir çay demlesem acil işim çıkar
Termoslarım su akıtır
Tabaklarım ortadan ikiye yarılır
Saçlarım hep dağınık
Yüzümden sivilce fışkırır
Beyaz gömleklerime kan damlar
Siyah pantolonlarımda çimen lekesi
Eşofmanlarımda çirkin bir diz izi
Ve ne zaman aşık olsam
Aşk bile denemez de
Ne zaman kalbim çarpsa
Bir gece de olsa umutla atsa
Durmak istemese
Ağrıyıvermese o gün
Biraz neşeyle dolsa
Yani ne zaman ki ben aşık olsam
Aşk bile denemez de
Birinin bakışında kendimi bulsam
İçimden ona kekler yapmak gelse
Onunla kedi beslemeye çıksam
Köpeklerin başını okşayasım gelse
Kaldırım taşlarına bile selam versem
Gülesim gelse içimden yoldan gelen geçene
Yani ne zaman ki ben aşık olsam
Aşk bile denemez de
Ailemle arayı düzeltsem
Akraba ziyaretlerine bile surat asmadan gitsem
Yerimde duramasam heyecandan
Görmek için içim içimden gitse
Görünce içim içimden taşsa
Gözleri nakış nakış hafızamda yer etse
Yani ne zaman ki ben aşık olsam
Aşk bile denemez de
İşte gece uyurken bir yastığa sarılsam
Rüyalarıma girse sırıtarak uyansam
Kaybetmekten korksam mesela
Yanına giderken uzaktan görünce sırıtışımı tutamasam
Yanından ayrılırken ardından bakakalsam
Sekerek gitsem yürümem gereken her yere
Yani ne zaman ben aşık olsam
Aşk bile denemez belki de
İşte öyle bi anda göresim gelse
On dakika için on saat yol gözüme gelmese
Hasreti ilmek ilmek mendilime işlense
Elleri ellerime değince tir tir titretse
Bir gülüşüne bin kurban verilir gibi gelse
Yani ben ne zaman aşık olsam
Aşk bile denemez sanki de
Bin bir duygunun ve en çok korkunun karışımı içimi ele geçirse
Kader denen kalleş yazı, yazgı
Ya da belki hatalı adımları
Başarısızlık sarar yine etrafımı
Ben şiirler yazarım
Yani ben ne zaman ki aşık olsam
"Gam çeker şiir yazarım"
Yani ben ne zaman ki bu aşk değil desem
Geceleri ağlayarak yatarım
Yani ben ne zaman ki aşkı denemek istesem
Amaaan
Benden bir şey olmaz işte
"Yürür yalan söylerim"
Bu aşk değil der durur
"Gider acımı çekerim"
6 notes · View notes