Hepsi hayal etmekle başladı, yazı yazmayalı nereden baksan 5 yıl olmuştu, yayınlamayalı belki de 8 sene. Bu gece sadece sıradan bi uyku çekmek istemiştim, yarın sabah erkenden koşuya çıkmak için dümdüz bir heves işte. Çünkü ben azimliyim, çünkü çalışkanım, çünkü sadece ne pahasına olursa olsun sadece doğruyu yapmanın peşindeyim (Doğru nedir bilmeden elbette) Önceleri babamla kavga ederdim, sürekli, kavga ederdik hatta bi keresinde ağzıma silah sokmuşluğu bile vardır. Ancak bugün anlıyorum ki tek arkadaşım o başka kimse yok. Çevremde benimle ilişkisi olan insanlar var, evet bu doğru ama hiçbirinin benimle konuşacak ya da susacak kadar birlikte olmak istediğini sanmıyorum. Aslında biri vardı, ben çok sevdim o da beni çok sevdi belki de çok mükemmeldik hepsi bu, azimli olduğum için elime yüzüme bulaştırdım pişman oluyorum bazen elbette, çok özlüyorum. Beni ne manyakların içine bıraktın görüyor musun demek geliyor içimden, ama bir daha karşısına çıkıp bunu bile diyemem.
Yetişkin oluyorum, saklamak istediğim şeyler var ve bunları "beni herkesten ayıran özelliklerimi" kullanarak yapıyorum. 3 dil biliyorum Yunanca öğreniyorum (Atilla Taş'ın sesiyle okusanıza çok komik oluyor) Bunu da babamdan öğrendim. Kendini başarılarının arasına saklamayı ve aslında kahretsin çok da iyiyim bu konuda o kadar zeki bilgili ve başarılıyım ki bana hakaret etmek isteyen insanlar bile donup kalıyor bazen karşımda, ya da acıyorlar bilemiyorum. Either way I am okay. Son kertede ben yaralanmadan çıkıyorum işte. En önemlisi bu. Babamın böyle yaptığını babamla arkadaş olduktan sonra öğrendim, kendisini açmıyor ama çok konuşuyor ve gülüyor altmışların acıdan şaka çıkartan büyük abisi ve ben galiba bunun altında da eziliyorum, çünkü kendimin ve babamın istediği şeyleri henüz başaramadım. Lütfen bana ama bu senin hayatın saçmalıklarıyla gelmeyin. Hayat bir çatışmadır, savaşta kan olur vahşet olur ve buraya yazamayacağım bir ton iğrenç şey olur. Bunu nasıl kotardığım önemli sadece başka hiçbir şey değil. Duygularımı açtığımda iki yol vardır sadece birincisi akıl almak, ikincisi ise teskin edilmek. Şu an ben teskin edilmeyi istiyorum, biri saçmalama başaracaksın diyecek ben de yarrrammı başarırım baksana ulan baksana göte göbeğe bak cebimdeki paraya bak yaşadığım şartlara bak diye kavga edeyim ve karşımdaki de desin ki hayır işte sen aslansın kaplansın yaparsın güveniyorum.
Aslında ben ne istediysem olmadı, bir şeyler oldu ve ben adapte oldum, sakaryada yaşamak istemedim ama çok mutlu oldum, Lisemi şansa kazandım ve hatırlanan bir öğrenci olarak bitirdim, Almanca okumak zerre aklımda yoktu girdim ve dönemimin en başarılı öğrencisi olarak çıktım, erasmus sınavını birincilikle kazandım, Almanya'ya gideceğimi öğrendiğimde "Alo baba sınavı kazanmışım haberin olsun" diye bir telefon açtım çayımı içmeye devam ettim geçici bir işe girdim, devam edersen seninle çalışmak isteriz denilerek ayrıldım. Türkiye'ye geri geldiğimde, bakalım burada ne yapabiliyoruz derken, Sakarya'nın en iyi hocalarından biri olarak çıktım. Bunların hiçbiri ben istedim diye olmadı, tabii ki de etrafta bunları ben istedim planladım diye anlatıyorum. Kaldığım pilotluk sınavından kimseye bahsetmiyorum, bahsedersem de nasıl matematik ve fizik bölümlerini geçtiğimi anlatıyorum elbette. Şimdi de istediğim biri gibi değilim. Önceden kendimi gurbette hissederdim, evi nepalde kalmış slovakyalı bir salyangozdu ruhum, ama uzun zamandır bunu hissetmiyor ya da düşünmüyorum ya ben artık buraya ait oldum, ya da bu da silinip kimseye anlatmadığım özelliklerimden biri oldu. Belki de tüm arkadaşlarımla görüşmeyi kesmem de buna sebep olmuş olabilir, onların yanında belki doğru dürüst içimden geçenleri söylemiyor oluşum da buna sebep olmuştur. Bilemem, artık herhangi bir kısıtlama olmadan, Karadenizli biri ile anında selamı sabahı kesiyor Akp'lilerle dümdüz sövüşüyor, bir kadınla tanıştığım zaman onu direkt tavlamaya çalışıyorum, ya artık bu bendim be gurbette hissetmiyorum kendimi, ya da yine yaşadığım şeye benzedim. Bilmiyorum hangisi doğru şu an ama olan bu.
21.02.24// i was so busy today and have to teach until 8 pm too... hopefully i'll have some time to read afterwards (started welcome to the hyunam-dong bookshop this week and i love it!!) & do some quick norwegian vocab revision :)