#gitmeler
Explore tagged Tumblr posts
Text


“Bak burası insana ölümü özleten dünyadır..”
#ask#asknefret#siirsokakta#siirheryerde#kitaplar#sarki sozu#türkce#özlemek#kitap alıntıları#kalp#insan#insanlar#sevmek#dünya#mavi#yalan dünya#dünya sevgisi#gitme#sen benden gittin gideli#gitmeler
173 notes
·
View notes
Text
Ben senin içmediğin suyu dökmeye kıyamazken, sen beni bu şehirde bırakıp gideceksin ya en çok o koyuyor …
D.
0 notes
Text
"Kitapta der ki; yüreğimizi neden dinlemeliyiz? ve cevap verir; çünkü yüreğin neredeyse hazinede oradadır..."
1 note
·
View note
Text
"bir daha dönmemecesine başını alıp gitmeler kurar, sonra koltukların yerini değiştirmekle yetinirsin."
37 notes
·
View notes
Text

Bazen düşünüyorum da bu hayat, yani her şey; bu gelmeler, gitmeler, koşmalar, durmalar, gülmeler, ağlamalar hepsi sanal be Lütfiye. Yani var da yok aslında ya da yok aslında... Yok da biz varmışız gibi davranıyoruz. Misal, öksürüyorsun sonra dönüp arkana baktığında sana en uzak olan şey o öksürük.
24 notes
·
View notes
Text

BOŞUNA DEĞİL
Boşuna değil
Her dakika seni hatırlayışım
Boşuna değil her akşam
İçime bir garipliğin çökmesi
Bu şehrin bütün sokaklarında
Yana yıkıla seni aramam boşuna değil
Boşuna değil pazarları sevmeyişim
Durup durup içimin kararması
Gözlerimin dolması apansız
Boşuna değil
İnan boşuna değil sevdiğim
Bu dalıp dalıp gitmeler
Bu dayanılmaz özlem
Bu sevda boşuna değil
Kolu kanadı kırık bir serçeyim
Senden uzakta
Suyu kesilmiş bir çeşmeyim
Bir gece lambasıyım kırılmış, sönük
Biliyorum
Her şey seninle güzel
Her şey seninle büyük
İnan sevdiğim inan
Yıllardır aradığımsın
Ömür boyu beklediğimsin
Ben bir martıyım yalnız, küçük
Sen dalga dalga denizimsin
Koşmak sana doğru
Yaşamak senin için
Ve katlanmak her şeye seninle
Tek başına değil.
İnan, sevdiğim inan
Seni bunca sevmem
Boşuna değil
~
Ümit Yaşar Oğuzcan
#ümityaşaroğuzcan#şiirheryerde#kitapsevgisi#şiir#edebiyat#kitap#günün şiiri#şiirler#şiirsokakta#edebiyet#şiirdefteri#merhabayeniumutlar
21 notes
·
View notes
Text
Sevmeler yalan olunca gitmeler
Kolay oluyor
#hayat#hayattan alıntı#avatar the last airbender#aşk#bağlama#kitap alintilari#spotify#tabikidepubg#keşfet#binyasindayim#buhayatibensectim#bu benim hayatım#ooc post#postlarim#postlarım#tumrblr#tumlr#tumblr#photographers on tumblr#tumblr milestone#gece mavisi#gece gece#gece#uykusuz geceler#alıntılarım#alinti#alıntı#geceyenot#geceye bir söz bırak#geceye bir şarkı bırak
27 notes
·
View notes
Text


Sînemizde biriken çekip gitmeler omzumuzda birer yük. Şimdi ne tarafa dönsen çaresizlik, ne tarafa dönsen hüzün.
143 notes
·
View notes
Text
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
17 notes
·
View notes
Text
Amazing beautiful birds! 🦜
Doğada ki inanılmaz kuşlar! 🦜🦜🌿🌿
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
Arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
Yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
Öylesine derince bakmasalardı eğer…
Can Yücel
75 notes
·
View notes
Text
Evlenince Kocamın Seks Sapığı Olduğunu Öğrendim! (1)
Kadir'le üniversite son sınıfta tanıştım. O da benimle aynı üniversitede, ama başka bir fakültede son sınıftaydı. Uzun boylu, esmer ve yakışıklı biriydi. Etrafındaki kızlar ona sarkarken, o ise sadece bana ilgi gösteriyordu. Çok nazik biriydi, her fırsatta centilmence tavırlar segiliyordu. Çıkmalar, sinemaya gitmeler, el ele gezmeler sonucunda sevgili olduk. Kuytuda kenarda öpüşmeler, elleşmeler derken de, kendimizi çok kısa zamanda yatakta bulduk. Eve çıkmış olan öğrenci arkadaşlardan anahtarı alıyor, onlar evde yokken orda sevişiyorduk. Bekaretime dokunmamak şartıyla, oral olsun, anal olsun, her türlü seks yapıyorduk. İkimizin de en çok sevdiği şey 69 idi. Anal seksi ben çok sevmesem de, sırf Kadir çok seviyor diye beni götten sikmesine katlanıyordum.
Üniversite bittiğinde, ben babamın torpili sayesinde yaşadığım şehir olan Ankara'da bir Bakanlıkta memur olarak işe başladım. Kadir ise kendi memleketi olan İzmir'e döndü, orda özel bir şirkette çalışmaya başladı. Aramıza kilometreler girmiş, 6 aydır ayrı kalmıştık, ama nerdeyse her gün telefonda konuşuyorduk. Bilirsiniz, alışmış kudurmuştan beterdir. Ben artık onsuzluğa dayanamıyordum, sevişmelerimizi özlüyordum. Hatta ve hatta inanılır gibi değil ama, beni götümden sikmesini bile özlüyordum.
Bu arada annem babam da evlenmem için baskı yapıyor, beni uzak akrabalarımızın oğullarıyla evlendirmeye çalışıyorlardı. Anneme sevdiğim başka birisinin olduğunu söylediğimde, "Ciddiyse, ailesiyle gelsin, istesinler ozaman!" dedi. Bunu Kadir'e söylediğimde, hemen, "Tamam, evlenelim!" dedi. Birkaç haftaya kalmadan da geldiler istediler, direkt nikahımız kıyıldı, evlendik. Bu arada nikahtan önce tayimi de İzmir'e aldırmıştık. Gelin almaya iki arabayla gelmişlerdi. Nikahtan sonra akşam İzmir'e dönüşte biz Kadir'le onun arabasında başbaşaydık, ailesi ise diğer arabada geliyorlardı. Yolda gecenin karanlığından yararlanıp, Kadir'in fermuarını indirdim, yarağını çıkardım ve ona oral seks yapma imkanı buldum. İzmir'e varasıya kadar onu 2 kere ağzımla boşalttım.
Gece saat 02:00 gibi İzmir'e geldiğimizde, ailesi kendi evlerine gitti, biz kendi evimize girdik. Yolculuk ikimizi de yormuştu, ama bu sevişmemize engel değildi. Nihayetinde gerdek gecesini iple çekmiştik ve ne olursa olsun sikişmeden uyumaya niyetimiz yoktu. Yatakodamıza geçip çılgınlar gibi öpüşürken, biryandan da birbirimizi soyduk, çırılçıplak kaldık. Kadir'i (kocamı) sırtüstü yatırdım ve bebeyağı ile vücuduna masaj yapmaya başladım. Sıra yarağına geldiğinde elime bolca bebeyağı döküp kazık gibi olmuş yarağını sıvazladım önce. Amıma bebeyağı sürmeme gerek yoktu, zira amım kendiliğinden vıcık vıcık olmuştu...
Öpüşerek yavaşça kocamın üzerine uzandım. Amımı yarağına ileri geri yaparak sürtüyordum. Yarağının kafası arasıra amıma girer gibi oluyordu, ama ben geri çekiliyordum. Ben sürtünmeye devam ettikçe kocam çıldırıyordu, "Hadi, al şunu artık amına!" diyordu. Doğrusu kızlığım bozulurken acıyacak diye hafif bir korku vardı içimde. O yüzden alıştıra alıştıra almak istiyordum içime. Her seferinde biraz daha fazla almaya çalışıyordum. Yarağının başı kızlık zarıma değdiğinde korkum artmıştı. Kocama, "Hayatım şimdi yapmasak olmaz mı?" dediğimde resmen kudurdu ve o tanıdığımı sandığım adam birden değişti. Bana, "Ne diyorsun sen lan amına koduğumun kızı?" diye küfür ederek, birden beni altına aldı ve bacaklarımı ayırdığı gibi yarağını amıma kökledi...
Kızlığımı hayvan gibi bozmasına mı, yoksa ettiği küfüre mi üzüleceğimi bilemedim. Tanıştığımızdan beri ilk defa küfür ediyordu. Ama Jeton sonradan düştü bende, şok olmuştum, "Anneme mi küfür ettin sen?" dedim. Kocam ise hiç istifini bozmadan amıma hayvan gibi pompalarken, "Nolmuş anana küfür ettiysem? Ananı da sikerim, seni de!" dedi. Ben neye uğradığımı şaşırmıştım, üstümden kalkması için itiyordum, "İn üstümden piç kurusu! İstemiyorum!" diye bağırıp, hem ağlıyordum hem de göğsüne vuruyordum. O ise zorla sikmeye devam ediyordu. Gücüm tükenene kadar debelendim, ama nafile, sikmeye devam etti. Artık tek düşündüğüm şey, biran önce boşalıp da üstümden inmesi idi...
Nekadar sikti amımı hatırlamıyorum, o sırada kafam çok karışıktı, halen anneme küfür etmesine ve zorla sikmesine çok kahırlanıyordum. İşin ilginç tarafı ise kocamı çok seviyordum. Bundan sonra bu evlilik nasıl yürüyecekti, onu da bilmiyordum. Daha gerdek gecesindeyken, kocamdan boşanma düşüncesi bile aklımdan geçmeye başlamıştı. Kafam bu düşüncelerle doluyken, kocam böğürerek amıma boşalmaya başladı. Döllerinin içime fışkırmasını hissediyordum. 3-4 sene çocuk yapmama kararı aldığımızdan doğum kontrol hapı kullanıyordum. Hamile kalmayacağıma seviniyordum, kocam amımdan yarağını çıkardığında...
"Yala amına koduğum!" diyerek ucundan döl damlayan yarağını ağzıma dayadı. Yarağını yalamayı çok sevmeme rağmen, o anda yalamak içimden gelmedi. Ama kocam, "Yala anasını siktiğimin orospusu!" diye küfür ederek, zorla soktu ağzıma ve saçlarımdan asılarak gırtlağıma kadar yüklendi. Yarağı halen kazık gibiydi. Gırtlağıma değdikçe nefes alamıyordum ve gözlerimden yaşlar geliyordu ve kusacak gibi oluyordum. Bir süre gırtlağıma sokmaya devam ettikten sonra yarağını ağzımdan çekip, kolumdan tuttuğu gibi beni yüzüstü çevirdi...
Kalçalarıma şaplaklar atıp yoğurmaya başladı. İki eliyle götümün yanaklarını ayırıp yoğuruyor, götüün deliğine tükürüyordu. Biliyordum, götümü sikecekti. "Yapma, istemiyorum!" diye ağlıyordum sadece. Saçlarımdan asılarak, "Domal anasını siktiğim!" diye küfür etti. Ben, "Hayır istemiyorum!" dedikçe kalçalarıma şaplak atıyor, canımı yakıyordu. Buna rağmen ben domalmayınca, karnımın altına yastıkları koyup, götümü yükseltti. Sonra yarağı göt deliğime denk gelecek şekilde üzerime uzandı. Yarağının kafası göt deliğime girmişti. Evlenmeden önce onunla götten çok sikiştiğim için, götüm sikilmeye alışıktı. Yarağının kalanını da fazla zorlanmadan soktu. Ve götümü hayvan gibi sikerken, sürekli, "Anasını siktiğimin orospusu!" diye küfür ediyordu bana...
Sonunda böğürerek boşalmaya başladı. Ensemi ve omuzbaşlarımı emiyor, ısırıyordu. Boşalırken yarağının götümün içinde kalp gibi atışlarını ve döllerin fışkırdığını hissediyordum. Boşalması bitince yarağını götümden çıkarmadan üstüme yığıldı kaldı. Ensemde bir süre daha sık sık nefes alışverişini hissettim. Yarağı küçülüp götümden kendiliğinden çıkınca üstümden doğrulup yana devrildi ve beni kendine çevirip dudaklarımı öpmeye başladı. Ben karşılık vermiyordum, çok öfkeliydim, kızgındım kocama. Ama o beni çok sevdiğini söyleyip, benden özür dilediğinde de çok şaşırmıştım. Dudaklarımı tekrar tekrar öpüyor, "Aşkım kusura bakma, ben böyle sikişmekten hoşlanıyorum, çok tahrik olduğumda küfürler öylesine çıkıyor ağzımdan, ettiğim küfürleri ciddiye alma, eğer seni üzdüysem özür dilerim!" diyor, gözyaşlarımı silip, tüm vücudumu nazikçe okşuyordu.
Doğrusu ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey, kocamı çok seviyordum! Tatlı sözlerine ve nazikçe öpüp okşamalarına fazla dayanamadım ve ben de karşılık verdim. Uzunca bir süre öpüştükten sonra duşumuzu alıp, döllerden ıslanmış çarşafı değiştirdik. Evlendiğimizden dolayı ikimiz de işyerlerimizden izinliydik, yani 2 hafta boyunca sabah erken kalkmamıza gerek yoktu. Yolculuğun vermiş olduğu yorgunluğun üstüne bir de bu sikişmenin yorgunluğu eklenince, birbirimize sarılarak hemen uyuduk...
9 notes
·
View notes
Text
GİTMEK
Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara..
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey..
Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Her şeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız “kalk gidelim”,
öbür yanımız “otur” diyor.
“Otur” diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira..
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu..
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz..
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler..
Bir çocuk daha doğurmalar..
Borçlara girmeler..
İşi büyütmeler..
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben..
Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki..
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.
Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek..
Bütçe, zaman, keyif.. Denk olsa.
Gün içinde mesela..
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma..
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun.. İstemek de güzel.
Yıllarca Can Yücel olarak bilinsede şiir: Pakize Suda ya ait.

26 notes
·
View notes
Text
Sevmeler yalan olunca gitmeler kolay olurmuş.
#kitap ve kahve#kitap alintilari#kahve#kitap#aşk acıtır#bi kahve#geceye bir söz bırak#aşk#kitaplar#sözler
31 notes
·
View notes
Text
Kaybetmek, üzülmek ve ruha atılan şeylerin bedene yansıması.
Kaybetmek her zaman kötü olmaz ama bazı kayıplar sizin evinizi temsil eder. Belki bir insan belki bir hayvan belki de kimseye demediğiniz tek sizin bildiğiniz o 'şey'dir. Ama onu kaybedince her şeyinizi kaybetmiş oluyorsunuz. Hani derler ya güveneceğim, bir şeyler anlatacağım, beni yargılamayacak kimsem kalmadı diye işte biz de öyleyiz güzel ruh. Hayatta ne kadar kaybetmek gerekir kazanmak için? Bunu bende bilmiyorum ama elbet bir gün kazanırız. 3,4 yıl önce bu yaşadıklarımızı anlatsalar inanmazdık. Şimdi ise öyle bozuldu ki her şey ölmemek için yaptığız tek şey enerjik davranmak. Çünkü biliyoruz ki gözümüzü bir an kapatsak o kısacık bir salisede her şey tamamen bitecek yere yığılacağız. Bitmeyen mide bulantıları, dalıp gitmeler, karın ağrıları, morluklar,nefes alamamak,baş ağrıları ve dönmeleri, sürekli sarsaklamalar yere düşermişcesine ve en kötüsü hissizlik. Bizi bitiyor ruhumuzda olanlar sadece ruhumuzda kalmıyor. Ruhumuza atıp susturduğumuz her şey gün yüzüne çıkıyor ve kayıplarımızı anlatıyor bize. Bazen insanın "hani bu yaşlar en güzel yaşımızdı lan" diyesi geliyor. Çünkü kimi görsek pişmanlıklarını anlatıp bu yaşlar bu seneler senin en güzel yaşların olacak diyor. Ama hayır. Mutlulukla değil kayıplarla, üzüntüler,dersler ve düşüncelerimizi susturamadıklarımızla dolu yıllarımız olacak aslında. Biz kaybedeceğiz ama işte geçte olsa kazanacağız. Her karanlıkta aydınlık vardır derler ya işte bizde aydınlığımızı bulalım.
İyi geceler tumblr halkı
Kendinize iyi bakın çünkü kimse size sizden iyi bakamaz.
Uzun zamandır bunlardan yazmıyoruz. Bu yüzden bu geceki şarkımız şu olsun;
#spotify#kitap#müzik#kitap alintilari#love#iyi geceler#gece ve müzik#love yourself#geceye bir söz bırak#kahveaşkı#geceyebirnotbırak#geceye not#geceye bir şarkı bırak#ay benim gece senin#geceyedair#gündüz#dolunay#biz ve dolunay
22 notes
·
View notes
Text
sen benim elimi tutsaydın, adımını bana atsaydın, dizlerinde uyutsaydın. şimdi öyle el gibi değil de benden dünyaya gelmiş gibi dursaydın. kabul et o defterde gitmeler yazmıyordu. o defter kin, nefret ve öfke barındırmıyordu. sen kalkmış bunları önüme serpiştiriyorsun. bana bilmediğim dilden kelimeler söylüyorsun. ben biri nasıl bırakılır bilmem. bilmem ki nasıl gidildiğini, dönülmediğini, unutulduğunu. ben sana bunları öğretmedim. seni bunun için büyütmedim. sana o çiçeği kurutman için vermedim. dön bi bana bak. ben artık o çiçeği gözlerimle sulayamıyorum.
21 notes
·
View notes
Text
Üzüntümü anlatacak kelime bulamıyordum. Bu her şeye ve herkese karşı böyleydi. Dokunsalar, niye ya ne oldu deseler kendimi tutamayıp yutkuna yutkuna ağlayacak gibiydim. Öyle ya kimseye de anlatmak istemiyor ve öylece dağılıyordum. Bir şehir nasıl enkaz hâline getirilir nasıl harabeye çevrilip yok edilir öyleydi içim.. ondan da beter.. daha düne kadar canına kattığın, her şeyini paylaşıp aynı şeyleri hissettiğin, beraber uyuyup gülümsediğin insanla iki yabancı olmak öyle elem vericiydi ki anlatılamaz bir vehametle kalbini parçalıyor, darmadağın ediyor ve elinden bir şey gelmeksizin gökyüzünden inen yağmurlar misali içten içe yıkılıp Allah'a sığınmakla geçiyordu günler ..
Uzun uzadıya dalıp gitmeler.. donuk yüz ifadesi ve insanlar bir şey sorduklarında yalancı bir tebessümle iyiyimler, geçiştirmeler ..
Sahi ne olmuştu bize? Neden bu kadar üzüldük? Vefâyı, nankörlüğü, iyiyi ve kötüyü ayırd edebilen evvelâ iman edip güvenebildiğin, söz verip elinden tutabildiğin bir insan bunları nasıl yapabilir, karşısındakine nasıl yaşatabilirdi..
Hiç mi haysiyet yoktu? Hiç mi sevgi, vefa, idrak, hissiyat yoktu.. hiç mi gülümsememiştik birlikte? Hiç mi hayal kurup düşlemedik aynı şeyleri? Bütün düzenini dahi her şeyini alaşağı edeceğini bile bile nasıl kalkışırdı insan tüm bu kötülüklere .. Tüm bu nasıllar ve nedenler silsilesinde ezilen ruhumuz, hiç edilen hisler ve onca emek..
Sahi ne içindi.. ? Bu kadar basit miydi her şey. Malesef anlaşılamayan basit karakterlere yüklenen onca güzel anlamlarla uyuşmayan uyuşamayan yüce hisler silsilesinin mahrum oluş dahi mağlub oluş hikayesiydi tüm bunlar elzemce ..
Ve olan yine bize olmuştu.. lafa gelse herkes haklı fakat işin özü bambaşka. Yol gösteren, şunu yap bunu yap diyen çok fakat anlayan var mı ..? Sanmam. Hiç kimse ne neler yaşadığını ve de neler hissettiğini asla bilemeyecek. Yol nedir yolda olmak nasıldır nasıl uçuruma itilir birisi asla bilemeyecekler.. Bu uçsuz hüzün girdabı nasıl ve nerelere savrulur asla anlaşılamayacak... gayrı yolda olmak isteyen var mı dava nedir ve inancın insanlara ne derecedir asla hissedemeyecek ve bilemeyecekler. Cahit Zarifoğlu'nun dediği gibi ne acı..
İnsan öyle bir varlık ki inandığın değerler hiç edildiğinde ve hâlâ kötü biri olamadığında öfkeni içinde saklıyor.. Ve o elem verici öfke içten içe seni bitiriyor çiğ süt emmiş düş kırıklığı varlık/lar yüzünden..
Ve bu yüzden Allah sana gerçekleri gösterdi yaşadığın ütopyada. Üzül, düşün ve bil ki O'ndan gayrısı boş.. bomboş hem de
Ayette de belirtildiği üzre ..
"Gerçekten insan çok zâlimdir, çok nankördür."
(İbrahim Sûresi, 34)
19 notes
·
View notes