Sahabeden Abdullah ibn Abbas (r.a.), Peygamberimiz (s.a.s.)’in şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
“Kim eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun yanında
yedi defa; أَسْأَلُ الٰهّلَ الْعَظي۪مَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظي۪مِ أَنْ يَشْفِيَكَ
Okunuşu:
“Es’elüllâhel-azîme, Rabbel-arşil-azîmi en yeşfiyeke.”
Anlamı: “Ulu Arş’ın Rabbi Yüce Allah’tan sana şifa vermesini isterim, derse, Yüce Allah ona mutlaka o hastalıktan şifa verir.” (Ebû Davud, Cenâiz, 12).
İnsanların umut kaynağı. Saçının teline zarar gelmesini istemediği sevdiklerini emanet ettikleri yer. Saatlerce bekliyor insan bir nefes daha alabilmek için. Bir yudum su için, sevdiklerini bir kez daha görmek için. Oysa neye bu koşturma?
Hepimizin gideceği bir yer yok mu zaten?
Hepimiz aynı yolun yolcusu değil miyiz?
Sanki sadece dünya vardı oysa sonsuz hayat yok muydu?
Bir büyüğüm derdi ki; Hayatında 3 yeri ziyaret etmeyi unutma; hapishane, hastane, mezarlık. Hapishane de özgürlüğün değerini, hastanede sağlığın, mezarlıkta yaşamın ve ölümün mana ve önemini kavrarsın. Bazen ölüler, dirilerden çok daha fazla şeyi ve daha etkili şekilde anlatır insana. Her mezar taşı anlatır insana ne kadar yaşarsan yaşa, varış buraya. Dünya ekip, biçeceğin bir tarla, ahret…
Güncel adiyaman da satılık kiralık TİCARİ HAT bilgileri (fiyat, m2, mevki, kat...) için https://www.inceleremlak.com/satilik-ticari-hat Veya direkt 0 416 216 40 55 Tel. Bize ulaşın. Teşekkürler
ellerimdeki yaralar ile uzanmıyorum kimseye. kendime bile. tutmuyorum kimsenin yakasını, paçasını. kendiminkini bile. bir köşede içiyorum sigaramı. annemle konuşuyorum. gece oluyor, dilim çözülüyor. zihnimde dönen ne varsa döküyorum önüme. dikiş tutmuyor yaralarım bu saatlerde, kanıyorum. biraz da ağlıyorum. çok sigara içiyorum. saçlarım ıslakken sigara içmek için çıkıyorum balkona. biliyorum, ertesi gün hasta olacağımı. artık kendime iyi bakmanın yanından bile geçmiyorum. bir dal sigara uzatıyorum sana. gel yanıma, yak sigaranı. konuşacak çok şey birikti içimde. mesela vazgeçişin eşiğindeyim. ellerimi koyacağım hiçbir yer yok. gözlerim doluyor ama gökyüzü artık bana yasak. yeri izliyorum öylece. biraz sarsılıyor bedenim, karanlık sokağın ortasında. bir kaç hıçkırık sesi yankılanıyor. kaynağı benim kanayan dudaklarımın arası. mesela bu aralar çok kanıyorum. içimdeki yaralar kabuk bağlamaz oldu. her gece yeni bir jilet izi ağırlıyorum bedenimde. susma ve gülümseme. ağlayacaksan ağla hâlime. acıyacaksan acı. bir hastahane koridorunda haykırma adımı. ellerin soğuk bedenime uzanmasın. ah'lar ağacı konuşmuyor artık. soğuk zemin bana kollarını açtı. bir kaç gözyaşı akıyor gözlerimden. merak etme iyi olacağım. her zaman oldum. gün doğacak ve ben, her şeyi bir kenara bırakacağım. gece olunca yine başa döneceğim. biliyorum. çok hastayım. çok acıyor. şimdi, bitir sigaranı. kalk, git. ardına bile bakma. ben fırtınadayım. dinmez ve bitmez. sus. konuşacak bir şey kalmadı.
"hastahane koridorlarında bir gece kırk yıl sürüyor süreyya. derdinden utanıyor, geri gelmeyecek her şeyi elleriyle çekmeye çalışıyor insan. paketinde açılmamış gofretin tadına bile bakmıyorsun. öyle ya, gözü gözyaşıyla doyunca açlık hissetmiyor bu dünyaya."
Bu Tumblr çok tuhaf bir yer ya! Gaziler derneği gibi. Herkes bir yerlerden yaralı. Ya ihanete uğramış, ya çok sevmiş kalbinden yaralı. Ya gerçek alemdeki eşinden, dostundan dertli buralara kaçıyor. Kimisi emekli olmuş gittiği lokal kapanmış da buralarda takılıyor gibi. Kimileri için ya kronik ya çaresiz hasta son günlerini geçirdiği hastahane koridoru gibi. Bence kısmet peşinde koşanlar da var. İlginç bir mekan.
Söyleyeceklerim aslında bu kadar değil ama sukut lazım vesselam.
Babam 1970 yilinda Almanya'nin Mannheim sehrine gelmis ben 1980'de Mannheimda dogmussum, babamin bir tek kiziyim ve 2 agabeyim var. Mannheim'da mesleki egitimimi tamamladim ve meslegim üzere calismaya basladim.
Her yil Babam arabanin bagajini tika basa doldurur bizi Kayseri'ye izine götürürdü. Benim Türkiyedeki hayat cok hosuma giderdi ve yil 2019'de karar aldim temelli Kayseri'ye dönmeye.
Almanyadaki arkadaslarim cok merak ettiler nasil bu adimi atmaya cesaret ettigime ben ise temelli dönen Annem ve Babama yakin olmak icin ve Türkiye sevdalisi oldugumdan bu adimi attigimi belirttim. Annemle Babam Kayseriye 50km uzakliktaki köyümüzde ikamet ederler ben ise köy hayatini degil Kayseri'de kalmayi tercih ettim, kendime 3 odali daire kiraladim Merkeze yakin.
Simdi aradan hemen hemen 2,5 sene gecti ve halen Kayserideyim kendi capimda Tercüme isleriyle ilgileniyorum.
Şu 2,5 sene içinde Memleketde neler gördüm, neler yaşadım. Almanya'da yaşadığım 39 yıl'da görmediğim şeyleri gördüm ben bu memlekette.
Benim icin anormal ama Türkiyedeki insanimiz icin gayet normal olan seyler.
Insanimiz sanki tüm hayat sorunlarini hükümet yaratiyormus gibi herseyi devletden bekliyor.
Türkiyemizin sorunu hükümet değil, Türkiyenin sorunu sadece kendi çıkarının derdinde olan insanimiz.
Amcaogluma ev tutmaya yardimci ol dedim sonra ögrendimki akrabalik icin degil komisyon icin bana yardimci olmus.
Teyze kizima Perdeci bul bana dedim daireme perde diktirmek icin baktimki oda benim icin degilde komisyon icin yapmis.
Tercüme ettigim sirketler hepsi biride degil hepsi Dinciside, Dinsizide, Sagcisida, Solcusuda .. AKP liside CHP liside iscisini Asgari ücrete haftanin 6 gününü 10ar 12şer saat calistiriyor, mesayilerini ödemiyor.
Kul hakkı kalmamiş bu memlekette. Herkes herkesin sırtından en kolay şekilde çıkar elde etme derdinde.
Akrabaliklar, Kardeslikler, Arkadasliklar dahi çıkar için kurulu.
Insanimiz ticaretde yalan söylemeyi delikanlilik zannediyor. Yalanların üstünü örtbas ediyorlar.
Zengin olan zenginlige doymuyor, fakir ise kendi başarısızlığını hükümete yüklüyor!
Kisilere göre Muamele, kisilere göre Fiyat uygulaniyor.
Insanimiz evini tertemiz tutar ama sadece evin ici, evin disarisi oldugunda eline gecen herseyi yola atar hele su çit çit çekirdek çitleyenler.
Eger bir Mevkiye gelebilmissen adamsin yadegilse seni kimse adamdan saymiyor.
Hele hele en tiksindigim "Ben Üniversiteliyim" "Ben Mühendisim" diye insanimizin kendilerini baskalarindan üstün görmeleri be kendi insanimizindan onlari cidden kendilerinden daha üstün görmeleri cok igrenc bir durum.
Uzayada ciksak ama insanımız insan olmadıktan sonra bu memleket hiçbir yere varamaz.
Avrupanin bircok ülkesinde olmayan hastahane yapılır, ya doktor artistlik pesinde yada odasında olmaz, emniyetci görev basinda degil sigara icmede olur, hemşirelerin hastayla degil tiktok videyolariyla mesgul, hastalar desen ya doktora bairip çagirir yada baskasinin sırasını kapma derdinde. Trafikte desen yaya gecidini takan yok, arabani devletin yoluna park edersin dükkan sahipleriyle kavga edersin onlarin dükkan önü oldugu icin sahip cikar polisimizde seyreder. Koca Kayseride Trafik Polisi yok diyebilecek kadar Trafik Polisi var, Kimsenin kurallara uyduğu yok. Cezalar caydırıcı değil diye hükümete suçu bulurlar, suçluyada ceza verildiğinde busefer suçlu gördükleri hükümete söverler.
Insanimizin Zihniyeti degismedikce kim gelirse gelsin bu Memleketin basina iki yakaniz bir araya gelmez.
Ben yinede Almanyaya geri dönme düsüncesinde degilim kendimce dogrulari yasiyorum yanlislardan uzak duruyorum.
Dershanede Ayten adında bir yakın arkadaşım vardi..
Dershaneden sonra ikimizde farkli ünüversitelerde okuduk buna rağmen arkadaşlığımız devam etti.
Okullar bitince o Van'a Edebiyat öğretmeni olarak atandı.Uzun bir müddet görüşmeye devam ettik.Sonrasında evlenince yanlış anlamalara mahal vermemek için aramalarina ve mesajlarına cevap vermedim.Bir müddet sonra zaten kimse kimseyi aramaz oldu.
Bizim Günay'ın annesi rahatsizlaninca Almanyadan apar topar geldi.
Günay dershanede ki tüm arkadaşların ortak noktasi olunca hastahane süreci bir nevi herkesin buluşmasına vesile oldu.Orda eski arkadaşlardan kim varsa tekrar bir araya geldik.
Ayten boşanınca 3 ay önce buraya tayini aldırmış.Depresyondamı,üzüntüden mi, özgürlük hissinden mi bilmiyorum ama yerinde duramiyor
Şu hayyatta sevmediğim şeylerin başında emri vakiler geliyor.Bu aralar bolcana yaşıyorum asdfghjk
"Ahmet nar bahçesine gidek mi ? "
Ayten inan çok işim var.
"Ee aşağdayım döneyim mi ? "
"Off tamam geliyorum"
Biri bitiyor biri başlıyor.Şu eski arkadaş mevzusu gerçekten değişik bir mevzu.
Sanılıyor ki döndüklerinde herşey eskisi gibi kaldığı yerden devam edecek.
Halbu ki akan zaman ile insan o kadar değişmiş oluyor ki o eski hissedilen şeylerden eser bile kalmamis oluyor..
Ki artık arkadaşlıkmiş cart curt falan filan anlamsız geliyor.
Bazen bazı şeyleri "o güzel anilarda" bırakmasını bilmek gerekiyor ama di mi ?
"Ahmet hadii"
"Offf tamam Ayten dur iki satir bişey yazıyorum kornaya basıp durma"
Terörist İsrail; Çocukların, kadınların, hastaların ve masumların bulunduğu Gazze’de savaş suçu işleyerek kimyasal silahlar olmak üzere beyaz fosfor bombaları ve tahrip gücü yüksek envai çeşit bombalarla Hastane Cami ve Fırın vs. hedef ayrımı yapmadan bombalayarak kısaca bir şehri hayalet şehir haline getirerek Filistin’li Gazze’li Müslüman kardeşlerimize katliam (soykırım) yaparak insanlık tarihine kapkara bir leke olarak geçmiştir.
“Yaşasın zalimler için cehennem.”
Filistin’de şehit olan kardeşlerimize Yüce Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.