Tumgik
#new york üçlemesi
kemikkadin · 1 year
Text
🎧 Yasmin Levy - Perdono
.
Tüm gece soyut resimler çiziyordum sabahın ilk ışıkları penceremden girene kadar. Renklerle konuşabiliyordum, ellerim ve kıyafetlerim boya içindeydi ve olmam gereken yeri bulmuştum.
.
Evet kendimden kısaca söz ettiğime göre, kitaba gelelim. Sayfayı kaydırdığınızda Türkçesiyle karşılaşacaksınız. Paul Auster'ın New York Üçlemesi kitabını yeniden okumaya karar verdim, epey süre geçmişti üzerinden. Uygun bir fiyata Fransızcasını buldum geçen cuma günü ve kendimi tutamadım. Elimde 3 versiyonu bulunmakta şu an ve bu beni çok mutlu ediyor. Bu kadar post modern bir metni üç dilde okumak, büyüleyici bir şey. Aynı zamanda, dil öğrenen herkese önerebilirim. Sevdiğiniz bir kitabı, öğrenmeye başladığınız yabancı dilde yeniden okuyun. Kelime açısından size çok fazla katkısı olacak hem de konudan kopma sorununu daha az yaşayacaksınız çünkü kitabı baştan sona biliyorsunuz.
.
Gelelim benim kitabıma, polisiye roman havasında yazılmış post modern bir metin. Ara sıra metinde sürreal olaylar yaşanıyor ve başını sonunu denk getiremiyorsunuz. Kendinizi bir labirentin içinde dolanırken buluyorsunuz ancak bu labirent güçlü bir kelime örgüsünden oluşuyor. Karmaşıklığında etkileyici bir şeyler var. Kahramanlarımız soyut ya da somut olaylardan kaçarken, bir dünya yaratıyorlar.
.
Çok sevdiğim bir kitabı yeniden okuyorum. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
.
#kitap #kitapsever #kitapyorumu #paulauster #neokuyorum #neokudum #newyorküçlemesi #newyorktrilogy #bookblogger #booklover #bookgeek #book #bookphotography #kitaptavsiyesi #kitapyorumu
instagram
8 notes · View notes
yorgunherakles · 2 years
Quote
sizi kaybettiğinde, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden insanlar için üzülmeyi bırakın.
paul auster - sunset park
31 notes · View notes
paraspandaras · 7 years
Text
... “Acaba kalemsiz yazmayı becerebilir miyim” diye düşündü, “yazmak yerine konuşmayı öğrenebilir miyim, bir daha hiç ışık olmasa da karanlığı sesimle doldurup sözcükleri havaya, duvarlara, kentin içine söyleyebilir miyim?” ...
Paul Auster - Cam Kent
2 notes · View notes
elektrobiyat · 7 years
Photo
Tumblr media
Cam Kent
İnsanın sadece kentte değil kendi içinde de kaybolduğu, sonu gelmez bir dolambaca benzeyen New York sokaklarında takma adının maskesinden dışarı çIkmayan bir polisiye romanlar yazarı. Gece gelen gizemli telefonlar. Sonunda telefonda, “Beni öldürecekler. Beni korumanızı istiyorum,” diyen bir ses. Korunmak isteyen de takma ad kullanan biri. Dahası insanın tıpatıp aynısı olan ikinci kişiler. Ve bütün bunların yazıldığı kırmızı bir defter. Paul Auster’ın ve eşinin de karakterler arasında yer aldığı çarpıcı, aklı karıştırıcı bir roman.
Ve havada asılı kalan şu soru:
“Kırmızı defterde boş sayfa kalmayınca ne olacak?”
“Artık ölmek istemiyordu ama yaşamaktan pek keyif aldığı da söylenemezdi. Ancak hiç değilse yaşadığı için mutsuz değildi. Hayattaydı; ve bu değişmeyen gerçek yavaş yavaş onu büyülemeye başlamıştı; sanki kendisinden daha uzun yaşamayı başarmış gibiydi, sanki ölümünden sonra yaşamayı sürdürüyordu.”
“Ve elinin altında düşünceler olmayınca, kendi iç yaşamı ulaşılamaz duruma gelince, o zaman çekilebileceği bir yer de yok demekti.”
“Öyle sanıyorum ki benim mutlu olacağım yer hep bulunmadığım yer olacaktır. Ya da daha açık söylemek gerekirse: Bulunmadığım yer; kendim olduğum yerdir. Ya da, iyice dobralaşırsak: Dünyanın dışında neresi olursa olsun.”
52 notes · View notes
pi-no · 4 years
Photo
Tumblr media
'İlk önce Mavi var. Sonra Beyaz geliyor, arkasından Siyah; başlangıçtan önce de Kahverengi var.'
Paul Auster ~New York Üçlemesi
82 notes · View notes
Text
Bir Miktar Kitap Daha
Tumblr media
Bir miktar daha derinleşmek istediğim konular arasında yer alan sanata giriş babında okuduğum kitap kendisi; aslında konunun uzmanları bu alanda başlangıç kitabı olarak Gombrich'in kitabını öneriyor ama pahalı bir kitap oluşuyla, kütüphanede de bunu bulmamla kendisini okuma listemden çıkarmış oldum. Bu tip kitapların yelpazaleri o kadar geniş oluyor ki, bitirdiğinizde aklınızda hiçbir şeyin kalmadığını düşünüyorsunuz, gerçekten de kalmıyor olabilir tabi bu nedenle benzer kitapları yine de okumakta yarar olacaktır, kısacası Gombrich'i tamamen rafa kaldırmış da değilim.
Kitabımız sanatı mağara resimlerinden alıp günümüz sanatına kadar akımları ve bu akımların öncü isimlerini eserleriyle beraber anlatarak getiriyor. Sanat akımlarının anlatıldığı kısımları hiç sevemedim, pek bir yavan ve anlaması güç geldi bana. Ama ünlü bir resmi tüm detayları ile anlattığı bölümleri çok ilgimi çekti, heyecan duyarak okudum bu kısımları.
Üç beş güzel resim görmek için bile tavsiye edebileceğim bu kitap ile ilgili şöyle de bir hayal kurdum ama baktım çok zamanımı alıyor yarıda bıraktım. Kitapta yer alan bütün eserlerin ve sergilendiği yerlerin bir listesini çıkarmak ve günün birinde onları yerlerinde görme ümidiyle saklamaktı ama söylediğim gibi bırakmak zorunda kaldım. Keşke dedim kitabın sonuna böyle bir liste eklenseymiş ne güzel olurmuş. Buradan yetkililere sesleniyorum, yapmanız gerekeni biliyorsunuz. Ben yine de yazabildiğim kadarıyla listemi buraya ekleyip bir sevaba gireyim diyorum :)
* Ti'nin Mastaba Mezarı - Sakkara, Mısır
* Altamira Mağara Resmi - Santiliana del Mar, Cantabria, İspanya
* Ubirr Kaya Resmi - Ubirr, Kakadu National Park, Avustralya
* Lascaux Mağara Resmi - Lascaux, Fransa
* Nazca Çizgileri - Pampas de Jumana, Peru
* Silindir mühür - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Çalılıktaki Koç heykelciği - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Akad Kralı Naram-Sin'in Zafer Steli - Louvre, Paris, Fransa
* Savaş Paneli - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Agememnon'un Maskesi - Ulusal Arkeoloji Müzesi, Atina, Yunanistan
* Kadın Figürü - Metropolitan Museum of Art, New York, ABD
* Ahtapot desenli deniz üslubu vazo - Heraklion Arkeoloji Müzesi, Girit, Yunanistan
* Toreador Freski - Heraklion Arkeoloji Müzesi, Girit, Yunanistan
* Anubis, Ölüm Tanrısı - Deir el-Bahri, Tebai, Mısır
* Katip Setka - Louvre, Paris, Fransa
* Asyut'lu Sennuwy - Museum of Fine Arts, Boston, ABD
* Nebamun için Denetlenen Tarla - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Tutankgamon'un Gömü Maskı - Mısır Ulusal Müzesi, Kahire, Mısır
* Devası Baş No 1 - Parque Museo La Venta Villahermosa, Tabasco, Meksika
* Fenton Çömleği - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Teotihuacan - Museo del Templo Mayor, Mexico City, Meksika
* Tören Yolu - Detroit Institute of Arts
* Oturmuş aslan - Ulusal İran Müzesi, Tahran, İran
* 2. Asurnasirpal Aslanları Öldürürken - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Yeni Asur Kanatlı Koruyucu - British Museum, Londra, Birleşik Krallık
* Fil Biçiminde Şarap Kabı - Musee Guimet, Paris, Fransa
* Gömü Maskesi - Sanxingdui Müzesi, Sichuan, Çin
* Mark Yi Bianzhong - Hubei Yerel Müzesi, Çin
* Bi diski ile süslü tokmak - Batı Hanlığı Müzesi, Nanyue Kralı'nın Mezarı, Guangzhou Bölgesi, Çin
* Mezar Flaması - Hunan Yerel Müzesi, Çin
* Prenses Dou Wan' ın Zırhı - Ulusal Çin Müzesi, Pekin, Çin
* Pişmiş Topraktan Ordu - Xi'an yakınları, Shaanxi Bölgesi, Çin
* Aphaia Tapınağı Askeri - Münih, Almanya
* Phanon ve Lesbos kızkarı kırmızı figürlü hydria - Museo Archeologio, Floransa, İtalya
* Anavysos Kurosu Attika - Ulusal Arkeoloji Müzesi, Atina, Yunanistan
* Parthenon - Akropolis, Atina, Yunanistan
* Bergama Zeus Sunağı - Pergamon Museum, Berlin, Almanya
* Milo Venüsü - Louvre, Paris, Fransa
* Attika Siyah Figürlü Amforası - Gregoryen Etrüsk Müzesi, Vatikan
* Disk Atan Adam - Münih, Almanya
* Parthenon Frizi - British Museum
* Buddha - Yungang Mağaraları, Shanxi, Çin
* Bimaran Kutsal Emanet Sandığı - British Museum
* Kondo - Nara, Japonya
* Amida Buddha - Byodo-in Tapınağı, Uji, Japonya
* Kolezyum - Roma, İtalya
* Prima Porta Augustus - Vatikan Müze ve Galerileri, Vatikan
* Yumurta ve ardıç kuşlu natürmort - Museo Archeologio Nazionale, Napoli, İtalya
* Villa dei Misteri - Pompei, İtalya
* Marcus Aurelius'un Atlı Heykeli - Musei Capitolini, Roma, İtalya
* Benin Levhası - Staatliche Museen zu Berlin, Almanya
* Ayasofya'nın kubbesi - İstanbul
* İmparator Justinyen'in Maiyeti - San Vitale Kilisesi, Ravenna, İtalya
* Borradaile Triptiği - British Museum
* Aziz Nikola İkonası - State Hermitage Museum, St. Petersburg, Rusya
* Meryem ve Çocuk İsa - Uffizi, Floransa, İtalya
* Göksel Merdiven - Azize Katherina Kutsal Manastırı, Sina, Mısır
* Pantokrator İsa - Monreale Bazilikası, Sicilya, İtalya
* Eski Ahit Üçlemesi - Tretyakov Devlet Galerisi, Moskova, Rusya
* Kandarita Mahadeva Tapınağı - Khajuraho, Madhta Pradesh, Hindistan
* Vishnu ve Avatarlar - Museum of Fine Arts, Houston, ABD
* Surya'nın arabasının tekerleği - Konark Güneş Tapınağı, Orissa, Hindistan
* Shiva Nataeaja - British Museum, Londra
* Durrow Kirabı'nın iç japağı - Trinity College, Dublin, İrlanda
* Ardagh Kadehi - National Museum of Irland, Dublin, İrlanda
* Kirkyard Taşı - Aberlemno Kilise Mezarlığı, Angus, İskoçya
* Lindisfarne İncilleri - British Library, Londra
* Kells Kitapları - Trinity College, Dublin, İrlanda
* Şam Emeviye Camii - Suriye
* Mısır kasesi - Victoria and Albert Museum, Londra
* Aslan ve Ceylanlar paneli - Hırbet el Mefcer, Eriha, Filistin
* El Hamra - Granada, İspanya
* Tahtı Süleyman'dan bir çini - Victoria ve Albert Museum, Londra
* Sultan Okcaytu Türbesi - Sulraniye, İran
* Şahname'den bir sayfa - Royal Asiatic Society, Londra
* Mavi Kuran - Metropolitan Museum of Art, New York, ABD
* Tang Sarayı Eşrafının Bahar Gezintisi - Ulusal Saray Müzesi, Oekin, Çin
* Qin'i dinlerken - Ulusal Saray Müzesi, Taipei, Çin
* Qing Ming Festivali - Ulusal Saray Müzesi, Pekin, Çin
* Trompet ağızlı vazo - Yale University Art Gallery, New Haven, ABD
* Qiao ve Hua Dağlarında - Ulusal Saray Müzesi, Taipei, Çin
* Erken Bahar - Ulusal Saray Müzesi, Taipei, Çin
* Avatamsaka Sutra - Cleveland Museum of Art, Ohio, ABD
* Kore ibriği - British Museum, Londra
* Sert yastık - British Museum, Londra
* Abitabha Üçlüsü - Samsung Sanat Müzesi, Seul, Kore
* Günaha Çağrı - Metropolitan Museum of Art, New York
* Tahtta oturan İsa - Kölner Dom, Köln, Almanya
* Peygamber Zekeriya - Duomo di Modena, Modena, İtalya
* Bayeux Duvar Halısı - Centre Guillaume Le Conquerant, Bayeux, Fransa
* Aztek Güneş Taşı - Museo Nacional de Antropologia, Mexico City, Meksika
* Buhurdanlık - Metropolitan Museum of Art, New York
* Chimu Göğüslüğü - Dallas Museum of Art, ABD
* Inka Örme Tuniği - Field Museum, Chicago, ABD
* Mikstek Kodeksi - British Museum, Londra
* Son Akşam Yemeği - Museo dell'opera della metropolitana, Siena, İtalya
* Dokuma Sanatı - Museo dell'opera del Duomo, Floransa, İtalya
* İyi Yönetimin Kentteki Etkileri - Palazzo Pubblico, Siena, İtalya
* Ölü İsa'ya Ağıt - Capella degli Scrovegni, Padova, İtalya
* Çarmıhın Taşınması - Louvre, Paris
* Bambu - Freer Gallery of Art, Smithsonian Museum, Washington
* Sazan balığı desenli kapaklı vazo - Indianapolis Museum of Art, ABD
* Bao'ensi Nankin'den çatı kremiti - Nankin Şehir Müzesi, Jiangsu, Çin
* Porselen Ming İmparatorluk Vazosu - Saray Müzesi, Pekin, Çin
* Meryem'e Müjde - Santa Trinita Kilisesi, Floransa, İtalya
* Kalbin Sunuluşu - Louvre, Paris
* Wilton Diptiği - National Gallery, Londra
* Gençlik Çeşmesi - Castello della Manta, Saluzzo, İtalya
* Bıldırcınlı Meryem - Museo di Castelvecchio, Verona, İtalya
* Kahin Kralların Secdesi - Uffizi, Floransa, İtalya
* Berry Dükü'nün Saatleri - Musee Conde, Chantilly, Fransa
* şeftali çiçeği ülkesine düşsel yolculuk - Tenri Üniversitesi Kütüphanesi, Nara, Japonya
* Seodang - Ulusal Kore Müzesi, Seul, Kore
* Şişe biçiminde imbik - Metropolitan Museum ��f Art, New York
* Elmas Dağları'nın Genel Manzarası - Samsung Sanat Müzesi, Seul, Kore
* Meryem ve çocuk isa - Groningemuseum of Art, Brugge, Belçika
* Merode Sunak Resmin' den Yusuf - Metropolitan Museum of Art, New York
* Sarraf Dükkanı - Maria Portinari - Metropolitan Museum of Art, New York
* Azizler Arasında Meryem - Musee des Beaux-Arts, Rouen, Fransa
* Arnolfini'nin Düğünü - National Gallery, Londra
* Çarmıhtan İndiriliş - Museo del Prado, Madrid
* Portinari Sunak Resmi - Uffizi, Floransa, İtalya
* Floransa Rönesansı'nın Beş Ustası - Louvre, Paris
* Kutsal Üçlü - Santa Maria Novella, Floransa, İtalya
* Meryem'e Müjde - Museo Diocesano, Cortona, İtalya
* Meryem ve Çocuk İsa - Galleria Palatina, Floransa, İtalya
* Niccolo Mauruzi da Tolentino - Uffizi, Floransa, İtalya
* Cennetin Kapıları - Museo dell'opera del Duomo, Floransa, İtalya
* Aziz Antonio Poliptiği - Galeria Nazionale dell'umbria, Perugia, İtalya
Sayfa 158'de kalmışım benim dışımdaki hayır sahiplerine not.
Tabi bu koskoca kitapta bir tane resmimizin, sanatçımızın olmaması üzücü; daha da üzücü olanı bize ait kitaptaki tek eser olan Ayasofya'nın içindeki fresk ve mozaiklerin neredeyse yok olmuş olmasını anlatıyor oluşu.
Tumblr media
Daha önce de söylemişimdir mutlaka, hikaye okumayı hiç sevmediğimi, yine de sevdiğim yazarların öykü kitaplarını veya Sait Faik gibi artık okumamanın ayıp olduğu kitapları okuyorum. Sağolsunlar pişman etmiyorlar genelde. Semaver de bu genele karşı çıkmadı ve damakta bıraktığı hoş tadıyla tavsiyeyi hak etti. Yazarı ilk kez okuduğum için hikâyelerinin kısalığı beni şaşırttı ve pek çoğunda da olaylardan ziyade durumların ön plana çıktığını fark ettim. Durumlar üzerine az ve öz, yazan bir yazar. Öz kelimesini tekrar vurgulamak istiyorum, kitabı bitirdiğimde bende bıraktığı duyguyu en iyi ifade eden kelime olması sebebiyle. Demek oluyor ki bu yazarın da arkası gelecek.
Tumblr media
İlgi duyduğum alanlardan biri de felsefe, yıllar önce bilinçsizce okuduğum Sofi'nin Dünyası ile felsefeye giriş yapmışım aslında, ikinci ve bilinçli giririşimi de bu kitapla yapmış oldum. Yeni baskılarında vardır belki ama benim okuduğum çok eski bir baskısı olduğu için Kant'tan sonrası yoktu, okumaya niyet ederseniz bilginiz olsun. Akımlar, filozoflar, dönemin koşulları oldukça derli toplu, geniş bir perspektifle, anlaşılır anlatılıyor. Kitabı okurken kendinizi üniversite sıralarında gibi hissediyorsunuz, çünkü yazar verdiği derslerin bir özetini adeta sınıfta anlatıyormuşçasına yazmış. Tabi koskoca felsefe tarihi bir defada anlaşılacak bir şey değil, okuyacağım benzer birkaç kitap daha olacak ve bir de Youtube'ta "dilozof" diye bir kanal var o da felsefe tarihi anlatıyor ve bence müthiş anlatıyor, onun videolarını en baştan not tutarak izlemek istiyorum. Filozofların fragman ve kitaplarını da tek tek okumak istiyorum, ilk ağızdan aracısız bir okuma bambaşka yorumları da birlikte getirecektir. İstiyorum da istiyorum, bakalım ne kadarını başaracağım.
2 notes · View notes
mehmetkali · 3 years
Text
YOTEL İstanbul’dan Ramazan ayına özel menüler https://ift.tt/2Q0hL5Y
Dünyanın en büyük transit merkezlerinden biri olan yeni İstanbul Havalimanı’nın kara ve hava tarafında konuşlanan YOTEL ve YOTELAIR, Ramazan ayı boyunca ağırlayacağı misafirleri için iftar ve sahurda sunacağı çok özel ve zengin menü ve içerikler hazırladı. Kara tarafında servis edilecek günlük 4 çeşit set iftar menüsünde iftariyelikler, çorba, ana yemek ve tatlı yer alacak. Ramazan menüsünde ayrıca fiyata dahil olarak limitsiz çay, kahve, ayran, şerbet çeşitleri, meyve suları ve kişi başı 1 adet meşrubat sunulacak.  
YOTEL, Ramazan ayına özel menüye ek olarak isteyen müşterilerine her gün sunmak üzere seçenekler de hazırladı. Bu seçenekler; hurma, zeytin, peynir, pastırma, domates, salatalık, ballı kaymak ve reçel bulunan serpme iftariyelik tabağı, mini paçanga, sigara böreği, içli köftede ve ılık humustan oluşan YOTEL Ramazan Üçlemesi, hardallı patates püresi kök sebzeler ve özel sos ile servis edilen dağ baharatları ile pişirilmiş dana rosto ile Türk tatlı tabağı ve damla sakızlı dondurma, demir hindi şerbeti, ev yapımı nane ve zencefilli limonata ile ayrandan oluşuyor.  
YOTEL İstanbul sahur menüsü kara tarafındaki misafirlere sunulurken, hava tarafında bulunan YOTELAIR‘in Lounge alanında sunulacak olan açık büfesi misafirlerin ihtiyaçları düşünülerek Ramazan ayı boyunca daha da zenginleştirildi.  Bu menü, günün çorbası ve ekmek sepeti ile peynir, zeytin, domates salatalık, haşlanmış yumurta, reçel mini, bal ve kaymaktan oluşan sahur tabağı, günün böreği ve yine fiyata dahil olan limitsiz çay, kahve, ayran, şerbet çeşitleri, meyve suları ve kişi başı 1 adet meşrubattan oluşacak. Bu menü otellerde konaklayan misafirlere kahvaltı yerine ücretsiz olarak servis edilecek.  
YOTEL Hakkında
Birinci sınıf seyahatin lüksünden esinlenen ve yolcu ihtiyaçlarını merkeze alarak tasarlanan YOTEL, lüks otellerin temel unsurlarını daha küçük, akıllı alanlara taşırken ortak çalışma, toplantı ve spor alanları ile talep gören lokasyonlarda değer ve topluluk duygusu sunuyor. Premium kabinlerde YOTEL’in özel ayarlanabilir SmartBedTM yatakları, canlandırıcı yağmur duşları, akıllı TV’ler, çoklu güç ve USB noktaları ve kolay bağlantı özellikleri bulunuyor. 
YOTEL halihazırda Londra Gatwick, Londra Heathrow, Amsterdam Schiphol, Paris Charles de Gaulle, İstanbul Havalimanı (2) ve Singapur Changi’de yedi havalimanı oteli, New York, Boston, San Francisco, Washington DC, Edinburgh, Amsterdam, Glasgow, Singapur ve Londra’da dokuz şehir oteli ile Park City’de bir kayak merkezi oteli işletiyor. YOTEL, Porto, Dubai, Cenevre, Long Island City, Miami, Mammoth, Atlanta ve Melbourne dahil olmak üzere uluslararası yeni projelerle hızla büyümeyi hedefliyor. 
YOTEL’in başlıca hissedarları arasında Starwood Capital Group, Talal Jassim Al-Bahar Group, United Investment Portugal ve Kuwait Real Estate Company (AQARAT) bulunuyor.
YOTEL, lüks havayolu seyahatinin dilini birinci sınıf seyahatten ilham alarak küçük ama lüks bir kabine çeviren YO! kurucusu Simon Woodroffe OBE tarafından hayata geçirildi. 
YOTEL İstanbul’dan Ramazan ayına özel menüler yazısı ilk önce Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri üzerinde ortaya çıktı.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PDW6AL via IFTTT
0 notes
edebiyatsoylesileri · 4 years
Text
Paul Auster / Bir daktilo dedektifi
Tumblr media
Siz onun romanını okurken, masasından kalkıp yarattığı karakterlerden birinin kimliğine bürünerek sokağa çıkarsa merak etmeyin. İz sürmek için mutlaka döner. "Aranan kişi" ise cinayeti çözmek için kiralanan dedektif de olabilir, siz de!
Paul Auster, günümüz Amerikan yazınının "en Avrupalı" yazarı. New York yaşantılarını yeniden kuran bir Beckett, Brooklyn Köprüsü'nden kenti gözlemleyen bir Conrad, metroda yolculuk eden bir Kafka düşünün. Ayrıca Pascal, Ungaretti ve Paul Celan gibi "olumsuzlayıcı" teolog ve ozanların etkisini ekleyin.1947 yılında New Jersey'de dünyaya gelen Auster, bir süre Kolombiya Üniversitesi'nde öğrenim görmüş. Vietnam Savaşı'nın tırmandığı ve askere çağrılmanın an sorunu olduğu dönemde Amerika'yı terk etmiş. Gemilerde tayfalık yapmış, Fransa'da bir çiftlikte çalışmış (1968 yılında barikatları ve şenliği kıl payı kaçırmış olmayı önemli bir kayıp sayıyor.) Paris'te yerleşmiş ve hayatını çeviriler yaparak kazanmış (Bunlar arasında Mallerme çevirileri de var). New York'a döndüğünde eleştiri ve denemeler yazmış. Romancı olarak adını ilk kez üç kısa romandan oluşan New York Üçlemesi'yle duyurmuş.Auster'in romanları rastlantı ve sürprizlerle dolu. Cinayeti çözmek için kiralanan özel dedektif sonuçta "aranan kişi"nin kendisi olduğunu öğreniyor. Anlatının bir yerinde kaybolan karakterler hiç beklenmedik bir yerde yeniden ortaya çıkıyorlar. Canı sıkılan yazar, çalışma masasından kalkıyor ve yarattığı karakterlerden birinin kimliğine bürünerek sokağa çıkıyor.
Yazar serüvenini kilitlendiği odada yaşar
Auster, yazarın aynı zamanda bir iz sürücü, bir giz çözücü, araştırıcı olduğuna ve yazma uğraşı için serüven duygusunun, soruşturma merakının gereğine inanıyor. Yazar serüvenini kilitlendiği odada aşar. Yarattığı karakterler kimi kez kendisinden bağımsızlaşır ve sokakta, günışığında kendi yazgılarını yaşarlar. Yazar ve karakterlerin yazgılarının kesiştiği zamanlar da olur. Anlatıcının "alter ego"ları olan bu karakterler birbirlerini uzaktan ve gizlice gözlerler. Bu açıdan bakıldığında Auster'in romanları, Rene Magritte'in bir tablosunu çağrıştırıyorlar (Belleğim beni yanıltmıyorsa Magritte'in bu tablosu E Yayınları arasında yayımlanan Simmel çevirilerinden birine de kapak olmuştu). İki ayna arasında yazar (dedektif) kendi suretini izlerken aynı zamanda görüntüde olmayan bir ikinci kişi tarafından gözleniyor. Yazma eylemi ve yaratma süreci Auster'in en gözde izleklerinden. Hemen bütün önemli roman kişileri yazıyorlar.Auster, New York Üçlemesi'nde polisiye roman ve "film nour" öğelerine başvurur. Üçlemeyi oluşturan romanlardan Sırça Kent'in (City of Glass, 1985) kahramanı Quinn, takma ad altında polisiye romanlar yazmaktadır. Quinn, romanlarında yarattığı özel dedektif Max Work'ten daha gerçek ve daha önemli değildir (Çünkü kurmaca, hayatın kendisinden daha gerçek ve daha şaşırtıcı olabilir pekâlâ). Quinn gönüllü olarak bir tuzağa yakalanır ve (tıpkı yapıtın karakteri gibi) çok dolambaçlı bir bilmeceyi, bir "puzzle"ı çözmeye çalışır. Bir gün telefonu çalar. Numara yanlış düşmüştür; hattın diğer ucundaki kişi gerçekte Paul Auster adlı dedektifle görüşmek istemektedir. Quinn bu rastlantıyı değerlendirir ve kendisini Paul Auster olarak tanıtır. Özel dedektif Paul Auster'in kimliğini kabullenen Quinn, üstlendiği olayı çözmeye çalışırken tam bir klinik yitimine uğrayarak kendisini kurmaca dedektifi Max Work ile de karıştırır.
Onun adı siyah, beyaz veya mavi
Kilitli Oda (The Locked Room) üçlemeyi oluşturan romanlardan bir diğeri. Romanın başlığı, yazma eylemi süresince yazarın yalnızlığını vurguluyor. Kilitli Oda'nın ana karakteri çoğu zaman, izini bulmak için uğraştığı yakın dostu Fanshawe'e benzetilir. Yine New York Üçlemesi içinde yer alan Hayaletler'de (Ghosts) Auster bu kez karakterlerini renklerle adlandırır. Siyah, beyaz ve mavi.Ay Sarayı, bir bakıma New York Üçlemesi'ndeki saplantısal dedektiflik oyunlarının ve serüven arayışının devamı. Bir tür Girit labirenti; fakat aynı zamanda hüzün verici bir komedi. Genç bir adamın kimlik arayışının öyküsü. Anlatının anahtar sembolü Ay, bu arayışı ve aydınlanmayı simgeliyor.Anlatıcının adı, üç serüvenci gezginin adlarının toplamıdır: Marc (Polo), (H M) Stanley, (Phinleas) Fogg. Ailesinin bütün diğer bireylerinin izlerini yitirmiş; onlarla hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Evindeki eşyalar, dayısının paketleyip bavullara yerleştirdiği kitaplardan ibarettir. Fogg bu kitapları okur ve birer birer satar. Üniversiteyi terk ederek Central Park'ta başıboş bir hayatın cazibesine kapılır. Askere çağrıldığında psikiyatriste yoksulluk ve yalnızlığı tercih nedenini açıklar: İki yıl önce kişisel ve felsefi nedenlerle hayatı belirleyen rastlantılara teslim olmuştur. Dünyanın kaosuna bırakmıştır kendisini. Belki de bu yolla hayat ona gizli uyumu ifşa edecektir. Fogg, tıpkı Kral Lear gibi yaklaşmakta olduğunu sezinlediği fırtınaya ilenç yağdırır.Bir rastlantı sonucu (evet bir diğer rastlantı) Fogg, gözleri görmeyen, aşırı titiz, seksenlik Effing'in sekreteri olur. Ölüm döşeğindeki yaşlı adam Fogg'a yaşamöyküsünü dikte etmektedir. Effing, bir zamanlar genç bir ressam iken çöldeki dev mezarlıkta ölüme terk edildiğini, bir mağarada aylarca ölüme karşı koyduğunu ve sonunda yeni bir hayat keşfetmiş olduğunu anımsar. Effing'in yaşamöyküsü Fogg'unki ile çakışır. Bu noktadan itibaren anlatı, yüzyıl başlarından insanoğlunun Ay'a adım attığı 1970 yazına; New York'tan Kaliforniya ve Vahşi Batı'ya kayar. Kızılderili inançları ile modern kent motiflerinin kaynaştığı fantastik bir peri masalına dönüşür.
Belleğin kitabı bir zarfa sığacak kadar uzundur
New York Üçlemesi'nden sonra yazılmış olmasına karşın, Yalnızlığın Keşfi, Auster'ın yayımlanan ilk yapıtı. Yazar, Yalnızlığın Keşfi'ni babasının ölümünün hemen ardından kaleme almış. İki bölümden oluşuyor. İlk bölümde babasıyla ilişkilerini, bunun kişiliği üzerindeki etkilerini gözden geçiriyor. Belleği bir anıdan diğerine, bir izlenimden bir başkasına hızla atlıyor. Bu anı ve izlenimler ile bir hayatı yeniden kuruyor. Auster'in babası duygularını hiç açığa vurmamış, bunları daima kendisine saklamış, karısına ve oğluna soğuk davranmış, boşandıktan sonra New Jersey'de yalnız ve oldukça sağlıklı bir yaşam sürmüş. Aile köklerinin daha derinlerine inen Auster, ondokuzuncu yüzyıl sonlarındaki büyük Musevi göç dalgalarıyla Rusya'dan Orta-Batı Amerika'ya sürüklenmiş olan büyükbabasını anımsıyor. Auster, bir daktilo dedektifi. Anıları yazma süreci içinde bir aile gizini de çözüyor. Bir zarf içinde bulduğu fotokopi ve gazete kupürlerinden, büyükbabanın, oğlunun (Auster'in babasının) gözleri önünde karısı (büyükanne) tarafından öldürülmüş olduğunu öğreniyor."Belleğin Kitabı" başlıklı ikinci bölümde Auster kendisine yapıntı bir kimlik ediniyor: "A." Kendisinden üçüncü tekil kişi olarak söz ettiği bu bölümde evliliğinin çözülüşünü ve oğlu Daniel ile ilişkisini irdeliyor. Avrupa'ya yaptığı yolculukları, Paris'teki gençlik yıllarını ve New York'a dönüşünü anımsıyor. "Belleğin Kitabı"nda ayrıca Auster'in eleştirel meditasyonları da yer alıyor. Bir diğer anlatımla, Collodi, Pascal, Kafka, Rembrandt, Vermeer gibi etkilendiği yazar ve sanatçıların, Paris'te yaşadığı dönemde şiirlerini İngilizceye çevirmiş olduğu Mallerme'nin portrelerini çiziyor. (Halil Turhanlı / Cumhuriyet Kitap / 31 Ekim 1991 / Sayı 88 / Sayfa 31)
0 notes
mustafaokutan · 7 years
Photo
Tumblr media
#kitapokufotografcek @thehemdem 📚 . . . Paul Auster'ın New York üçlemesi serisini aldım. Okumakta geç kaldığım bir yazar olduğunu düşünüyorum.. Cam Kent, Hayaletler ve Kilitli Oda şeklinde oluşan bu üçleme bana arka kapak yorumuyla çok çekici geldi. . . . Okuduktan sonra üçünü aynı anda yorumlamak keyif vericek bir polisiye serisi olduğunu düşünüyorum. Olaylar iç içe girmiş sürükleyici bir okuma zamanı olacak. #canyayinlari#paulauster #newyorküçlemesi #camkent #hayaletler #kilitlioda #grandeskitap #kitapseverler #kitapseverlerkulubu #kitapveyasam #kitapkahveyasam #alisveris #alışveriş #bookish #lovebooks #lovebooks #instabook #okumaklazım #okumakgerek #kitapal #kitapalışverişi #likebook #readbooks #reader #newbook #vscocam #vscobook #gunun_karesi #gününkaresi #paylaşım #Repost with @insta.save.repost • • •
1 note · View note
gecekutuphanesi · 8 years
Photo
Tumblr media
New York Üçlemesi, Auster'ın kendi adıyla yayınlanan ilk romanı, birbiriyle ilişkisi çok da net olmayan üç uzun hikayeden oluşuyor; Cam Kent, Hayaletler, Kilitli Oda. #paulaustermart okumamız için ikinci kitabım. Yağmurlu bir gecede, koyu kırmızı bir fincan çay ile okunan güzel bir kitap, daha ne olsun? ☕️ #paulauster #tea #rainy #night
47 notes · View notes
uzaklardan · 8 years
Photo
Tumblr media
Kendimiz için varızdır belki, zaman zaman da kim olduğumuzu anlar gibi oluruz ama yine de asla emin olamayız, hayatlarımız sürerken kendimize karşı gitgide daha fazla saydamlaşırız, kendi tutarsızlığımızın daha çok farkına varırız. Hiç kimse bir başkasının sınırından içeri giremez, nedeni de çok basittir: Hiç kimse kendine ulaşamaz da ondan. 
Paul Auster - New York Üçlemesi
43 notes · View notes
sizekitap · 4 years
Text
Öfkelidoğan
Öfkelidoğan (Ciltli) Ciltli Claire Legrand Salon Yayınları
New York Times Çok Satanlar Listesinden 2018’in şaşırtıcı derecede orijinal, kesinlikle okunması gereken bu fantastik kitabı, aralarında yüzyıllar olan bu iki özgür ruhlu ve güçlü kadını kaleme alıyor. Dünyalarını kurtarma gücü sadece onların elinde… Ya da yok etme!Geçit düşecek. Zamanın geldiğini biri kan, diğeri ışık olan iki insan Kraliçe’nin doğumuyla anlayacaksınız. İki Kraliçe yükselecek. Yedinin gücünü taşıyacaklar. Kaderinizi ellerinde tutacaklar. Suikastçılar en iyi dostunu pusuya düşürdüğünde, Rielle Dardenne onu kurtarmak için her şeyi riske atar ve böylece kehanetteki kraliçelerden biri olabileceği gerçeği su yüzüne çıkar. Ya ışık ya da kan kraliçesi olacaktır… Güneş Kraliçesi olduğunu kanıtlamak için, Rielle yedi elemental büyü sınavından geçmek zorundadır. Başarısız olursa öldürülecektir… Tabi önce sınavlar onu öldürmezse! Bin yıl sonra, Kraliçe Rielle efsanesi Eliana Ferracora için bir peri masalıdır. Ölümsüz İmparator için ödül avcılığı yapan Eliana, annesi ortadan kaybolana dek dokunulmaz olduğuna inanmaktadır. Annesini bulmak için asilerin teğmeniyle iş birliği yapan Eliana, imparatorluğun kalbindeki kötülüğün hayal ettiğinden daha korkunç olduğunu keşfedecektir. Rielle ve Eliana bin yıla yayılan kozmik bir savaşta mücadele ederken, hikâyeleri kesişecek, aralarındaki şok edici bağlantılar sonunda hem onların hem de dünyanın kaderini belirleyecektir. Öfkelidoğan için Övgüler Amazon’da Ayın En İyi KitabıBuzzFeed’de Bahar 2018 En Çok Beklenen KitapGoodreads’de Bahar 2018 En Çok Beklenen KitapBustle’da Bahar 2018 En Çok Beklenen Kitap “Kesinlikle okunması gerek.” – Refinery29 “İzlemek isteyebileceğiniz bir seri.” – Paste Magazine “Düşsel.” – Bustle “En büyük yeni Genç Yetişkin Fantastik kitaplarından biri.” – Entertainment Weekly “Çok güçlü!” – BuzzFeed “Claire Legrand’ın elemental büyü, efsanevi tanrısal yaratıklar ve zalim suikastçıların hüküm sürdüğü uçsuz bucaksız epik bir dünyada geçen Öfkelidoğan’ı, büyüleyici hayal gücüyle bağımlılık yapıyor. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir roman! Farklı dönemlerde kendi savaşlarını veren iki öfkeli kraliçenin üzerine kurulmuş bu hikâyeyi okurken heyecandan yerinizde duramayacaksınız!” – Kendare Blake, Three Dark Crowns serisiyle New York Times’ın çok satan yazarı “Claire Legrand’ın Öfkelidoğan üçlemesi, kitaptaki melekleri kadar karmaşık; alımlı ve bir o kadar da güzel, dengesiz ve bir o kadar da ölümcül. Zarif, görkemli bir aşk ile kanlı bir savaş; değişen tarih akışı, belirsiz kehanetler ve git gide büyüyen karakterlerle o kadar mükemmel bir şekilde dengeleniyor ki, her bölüm bir öncekinden daha çekici bir hal alıyor. Öfkelidoğan baştan çıkarıcı, enfes bir kitap.” – Sara Raasch, Kül Gibi Kar üçlemesiyle New York Times’ın çok satan yazarı “Öfkelidoğan kitabını elimden bırakıp uyumaya çalıştım… Sonra kalktım ve okumaya devam ettim. Destansı bir anlatım, sonsuz bir hayal gücü ile bu kitap sizi ele geçirecek ve onu asla elinizden bırakamayacaksınız.” – Amie Kaufman, Illuminae Dosyaları ve Benim Uzak Yıldızım ile New York Times’ın çok satan yazarı “Claire Legrand’ın Öfkelidoğan epik destanı, birbirinden son derece farklı iki büyüleyici genç kadının, etkileyici kötü karakterlerin, bitmek bilmeyen bir aksiyonun ve insanın adeta kalbini sıkıştıran bir romantizmin bir araya geldiği Genç Yetişkin fantastik üçlemesinin başlangıcı. Olağanüstü bir kitap!” – Morgan Rhodes, Falling Kingdoms serisi ile New York Time’ın çok satan yazarı “Sürükleyici ve karmaşık Öfkelidoğan, iki kraliçenin hikâyesiyle aklınızı başınızdan alıp kalbinizi ele geçirecek!” – Roshani Chokshi, Yıldızlara Sarılı Kraliçe ve A Crown of Wishes ile New York Times’ın çok satan yazarı “Güzel, acımasız, yürekleri durduran hikâyesiyle, Öfkelidoğan kendinizi kaybedeceğiniz bambaşka bir dünya! Silahlarınızı hazırlayın, bu dünya çok tehlikeli!” – Laini Taylor, Strange the Dreamer ve Duman ve Kemiğin Kızı üçlemeleri ile New York Times’ın çok satan yazarı “Legrand her sayfada ayrı bir büyü yaratmış. Kusurları olduğu kadar zeki ve coşkulu kahramanlar başımı döndürmekle kalmayıp her sayfasında beni heyecandan soluksuz bıraktı. Öfkelidoğan patlamaya hazır bir bomba gibi ve bir o kadar da baş döndürücü!” – Mary E Pearson, Remnant Serisi, Aldatıcı Öpücük ve Hayata Uyanmak, Jenna Fox Chronicles 1 serisi ile New York Times’ın çok satan yazarı “Daha ilk sayfasından itibaren Claire Legrand’ın Öfkelidoğan’ı okuyucuları büyüleyerek entrikalarla dolu hayali bir dünyaya çekiyor. İki güçlü kadının verdiği muhteşem savaş şiddetlenerek çarpıcı sonuçlarla iç içe geçiyor. Öfkelidoğan sizi soluksuz bırakmakla kalmayacak, daha fazlasını okumak isteyeceksiniz!” – Lisa Maxwell, The Last Magician ile New York Times’ın çok satan yazarı “Bin yıllık bir döneme yayılan hikâyesiyle, Legrand bizlere zengin bir büyü ziyafeti sunuyor. Öfkelidoğan mistik varlıklar, acımasız güç savaşları ve ihtişamlı sinematik anlatımıyla ayaklarınızı yerden kesecek.” – Traci Chee, Sea of Ink and Gold serileri ile New York Times’ın çok satan yazarı “Öfkelidoğan unutulmaz bir epik roman. Çok geçmeden iki güçlü genç kadının bu canlı, eşsiz fantastik dünyadaki hayatta kalma savaşı ile büyülendim. Kesinlikle okunması gereken bir kitap!” – Amy Tintera, Ruined serisi ile New York Times’ın çok satan yazarı
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
0
devamı burada => https://sizekitap.com/kitaplar/edebiyat/ofkelidogan-2/
0 notes
nahitsadi · 5 years
Text
cennette kötülük yoksa iylik de yoktur Paul Auster(New York üçlemesi)
0 notes
elektrobiyat · 7 years
Photo
Tumblr media
Kilitli Oda
Paul Auster Kilitli Oda’da kahramanlarını soyut ya da somut kilitli odalara sokarak, özgürlüklerini ancak oradan kaçmakla elde edebilecekleri bir dünya kuruyor. Romanın kahramanı, romancı olmayı isteyen ama o yaratıcı yeteneğe sahip olmayan biri. Umutsuzluğunun son noktasIna geldiği sırada çocukluk arkadaşı olan ama uzun zamandır görmediği bir yazar, geride karısını, çocuğunu ve kilit altında sakladığı roman, oyun ve şiir dosyalarını bırakarak ortadan kayboluyor. Romancı olmaya heveslenen kahramanımız kaybolan kişinin kimliğiyle özlediği şan ve şöhrete kavuşabilir mi? yoksa kendi kurduğu bir tuzağın tutsağı mı olur? Paul Auster polisiye tadındaki bu romanında benliğin kilitli kapılarını zorluyor.
“Büyüdük, farklı yerlere gittik, birbirimizden koptuk. Bunda tuhaf olan bir şey yok, sanırım. Yaşamlarımız bizi alıp denetleyemeyeceğimiz biçimde sürükler ve hemen  hemen her şey değişir. Biz ölünce her şey de ölür, ölüm her gün yaşadığımız bir şeydir.”
“Hangi insan umut etme olanağını reddedecek kadar güçlüdür?”
“Dünyanın başladığı yerde düşünceler biter, diyordum durmadan kendime. Ama insanın kendisi de dünyanın içindedir,diye yanıtlıyordum kendimi, kendinden doğan düşünceler de. Sorun benim artık doğru biçimde ayrım yapamamamdaydı. Buna, şu diyemeyiz. Elma portakal değildir, şeftali de erik. İnsan farkı dilinde hisseder ve sonra kendinin içindeymiş gibi bilir.”
51 notes · View notes
gzg · 5 years
Text
Paul Auster, yazar olmasına neden olan kalemin hikayesini anlatıyor
Paul Auster, yazar olmasına neden olan kalemin hikayesini anlatıyor
New York Üçlemesi kitabının post-varoluşçu yazarı Paul Auster, yanında her daim kalem taşımasına sebep olan olayın kendisini nasıl yazar olmaya ittiğini anlatıyor.
Son zamanlarda severek takip ettiğimiz çeviri videolarından gözlerimizi ayıramadığımız “Çeviri Konuşmalar” kanalının hazırladığı Yazar Paul Auster’in konuşmasını paylaşıyoruz sizlerle…
“Çeviri Konuşmalar” kanalını takip ederek…
View On WordPress
0 notes
segese · 6 years
Photo
Tumblr media
New York Üçlemesi hakkında notlarımı buraya yazmaya çekindiğimden mi üşendiğimden mi bilmiyorum ama buraya eklemek için uzun bir süre ertelediğim kesin 🤭 İlk kitabı okurken beni kitaba doğru çeken bir şeyler vardı ama ikinci kitapta bu bağ yok oldu, üçüncü de ise toparlamaya çalışsam da başarılı olamadım. Hakkında genelde olumlu yorumlar olan bu seride, benim düşüncelerim ise ters yönde. Zamanlama veya odaklanamamaktan oldu belki de 🤔 İleride daha sakin bir zihinle tekrar okumak için not alıyorum📝 . . . #okumahalleri #kitap #newyorküçlemesi #thenewyorktrilogy #paulauster #canyayınları #book #bookstagram #2018de1001kitapokuyoruz
0 notes