Tumgik
#aristotales
felsefebilim · 3 years
Text
Bağıntı Nedir?
Tumblr media
Bir bağıntıdan söz edebilmek için birlikte anılan, birbiriyle ilişkisi olan en az iki şey gereklidir. Çünkü bağıntı, bu şeyleri belli bir biçimde düzene sokan bir ilişki olarak tanımlanır. İngilizce’de karşılığı relation, Almanca’da ise beziehung’dur.
Bağıntı, mantığın temel kategorileri arasında sayılmıştır. Bilinç, iki düşünce, nesne veya olay arasında bağ kurarak anlamlandırır. Bağıntılar, özsel (içsel) ve arızi (dışsal) bağıntılar diye ikiye ayrılır. Şeyler arasındaki bağıntı, onların var oluşunu, kategorizasyonunu ve anlamını doğrudan etkilemiyorsa bu bağıntı türü arızi (dışsal) bağıntıdır. Aksi bir durum söz konusuyla yani şeyler arasındaki bağıntı onların doğasını doğrudan etkiliyorsa bu tür bağıntı özsel (içsel) bağıntıdır. Bir örnekle açıklayalım. ‘Platon’un bağıntılarından birisi de Antik Çağ’da yaşamış olmasıdır. Burada Antik Çağ olmasaydı Platon’dan bahsedemezdik; o nedenle bu iki şey arasındaki bağıntı özsel (içsel) bir bağıntı oluyor. Platon ile Akademi’nin kurucusu olması arasındaki bağıntı da Akademi olmasa da Platon’un var oluşunu ve kategorizasyonunu doğrudan etkilemeyeceği için arızi (dışsal) bağıntı oluyor.
375 notes · View notes
lunathecat · 2 years
Text
Tumblr media
36 notes · View notes
Text
Çok zalim oldukları için değil, kalbimin kapılarını ölçüsüzce onlara açtığım için bu kadar kolay yaraladılar.
Tumblr media
Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.. - Franz Kafka-*
5 notes · View notes
klasiklimon · 4 years
Text
"En tam bilgiye sahip olmak bile,bazı dinleyiciler önünde,söylediğimiz şeylere inanılmasını kolaylaştırmayacaktır. Çünkü bilgiye dayalı kanıt, öğrenim gerektirir, ve bir şey öğretilemeyecek kişiler de vardır."
(Retorik, Aristotales, sayfa 6)
1 note · View note
yorgunherakles · 5 years
Quote
kendine baktığın zaman, baktığın ‘sen’in sen olmadığını, aslında bu senin zaten var olmadığını tasarlıyorsun. evet, aslında senin istediğin bu: bir hiç olmak daha doğrusu, hiçbir şey olmamak.
jean paul sartre
19 notes · View notes
ulanzelis · 5 years
Text
Vefa asaletten gelir
6 notes · View notes
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
Sonsuz Maymun Teorimi
Sonsuz Maymun Teorimi 1900’lerin başında, Fransız matematikçi yeterince küçük bir olasılığa sahip olayların asla gerçekleşmeyeceğini düşünüyordu. İnsan ölçeğindeki olaylar için Borel, olasılığı 10-6‘dan (veya 0.0000001’den) daha az olan olayları imkansız olarak değerlendirdi. Ayrıca imkansızlığı göstermek için ünlü bir örnek buldu: Daktilo tuşlarına rastgele basan maymunlar… Evet, gelelim sonsuz…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mesafelermavisimdi · 2 years
Text
Tumblr media
0 notes
baysherlockholmes · 7 years
Text
felsefenin başlangıcı, platon ve aristotales'in öğrettiği gibi şaşırma değil, umutsuzluktur.
830 notes · View notes
felsefebilim · 3 years
Text
İslam Felsefesinde Nefs Kavramı ve İnsanlık Mertebeleri
Tumblr media
Arapça’da nefs, İngilizce’de myself, Türkçe’de kendim... Hepsi aynı anlamda kullanılmakta. Nefs, İslam filozofları tarafından akıldan ayrılmaz bir bütün olarak görülmüş. Buradan özellikle Aristoteles etkisinden de bahsedilebilir. 
Tasavvuf dilbilgisinde ise insanın ‘insan olmak’ bakımından derecelerini ifade eden yapının tümüne nefs deniyor. 
Peki nedir bu insan olmanın dereceleri? 
Toplamda 7 farklı derece vardır. Bunlar; nefs-i emmare, nefs-i levvame, nefs-i mülhime, nefs-i mutmainne, nefs-i razıyye, nefs-i merdıyye ve nefs-i kamile’dir.
İnsanın en aşağı derecesi, nefs-i emmare’dir. Bu derecedeki insan, zaaflarının peşinde koşan, haz dışında bir amacı olmayan, kötülükle beslenen insandır. Nefs-i Mutmainne ise erdemi, ahlaki ve manevi değerleri maddi şeylerin üstünde tutan insandır ve tanrısıyla güçlü bir ilişkisi vardır. İşte bu tür nefse sahip olanlar, insanlığın en yüksek derecesindedir.
44 notes · View notes
efkarmigobekadim · 3 years
Text
Bir bulutla kış olmaz,bir çiçekle yaz gelmez
0 notes
INDEPENDENT-TÜRKÇE'NİN MÜSLÜMANLARA EVRİM TEORİSİNİ KABUL ETTİRME TAKTİĞİ
Tumblr media
Independent-Türkçe’nin Müslümanlara Evrimi Kabul Ettirme Taktiği Deşifre Oldu...
İngiliz yayın organı Independent'ın Türkçe versiyonunda  31 Mayıs 2020 tarihinde “Evrim ve din birbiriyle çelişir mi?” başlıklı bir makale yayınlanmıştır. Makalede, evrimci düşünceyi Müslümanlara kabul ettirmek için 9. Yüzyılda yaşamış Arap kökenli edebiyatçı yazar El-Cahiz, “biyolojik evrim teorisinin esas kurucusu” olarak tanıtılıyor ve sözde örnek alınması gereken bir “İslam alimi”ymiş gibi övülmektedir.
Evrim teorisi bilimin her dalında olduğu gibi özellikle paleontoloji alanında büyük darbe yemiştir. Sayın Adnan Oktar’ın seri şekllinde yayımlanan Yaratılış Atlası adlı eserinde fosiller kapsamlı bir şekilde sergilenerek canlı türlerinin ilk ortaya çıktıkları halleriyle çağlar boyunca sabit kaldıkları ve değişmedikleri sayısız örnekle kanıtlanmıştır. Bu durum paleontolojide “staz”, yani türlerin değişmemesi olarak bilinen bir gerçektir. Bununla birlikte tesadüflerle cansız maddelerden canlılığın ortaya çıkamayacağı, canlılığın yapıtaşı tek bir proteinin tesadüflerle ortaya çıkamayacağı da ispatladığımız bilimsel bir gerçektir.
Ne var ki, kitlelerin aydınlanması ve evrim teorisine inananların neredeyse kalmaması karşısında evrim taraftarları dogmalarını kabul ettirmek için klasik aldatmaca yöntemlerine tekrar başvurmak zorunda kalmışlardır: İslam dininin evrim teorisine karşı olmadığı kandırmacası. Bu konuda Sayın Adnan Oktar’ın KURAN DARWINİZM'İ YALANLIYOR adlı eseri bu aldatmacaya detaylı bir cevap olarak yayımlanmış, hatta CNNTurk ve HaberTurk TV’deki canlı tartışma programlarında arkadaşlarımız, evrimci ilahiyatçıları Kuran’dan ayetlerle ve güncel bilimsel delillerle çürütmüş, iddialarını en uygun şekilde cevaplamışlardı.
Independent haber sitesi tüm bunlara rağmen, Evrim teorisinin ilk olarak İslam dünyasından çıktığını öne sürerek Müslümanların bu teoriyi kabul etmesi gerektiğini savunmaktadır. Oysa bu çok mantıksız bir önerme şeklidir. Çünkü hem referans verdiği yazarlar din alimi değildir, hem de bahsi geçen eserlerin günümüzde bilimsel bir değeri tabi ki artık kalmamıştır. Bununla beraber, makalede başka pek çok gerçek dışı, çarpık bilgiye de yer verilmiştir. Aşağıda bu hatalı anlatımları cevaplarıyla bulabilirsiniz.
Evrim Teorisinin Esas Kurucusunun El-Cahiz Olduğu İddiası Yanlış Bir Bilgidir
Makalede 9. yüzyılda yaşamış olan Arap kökenli edebiyatçı, hicivci, araştırmacı yazar El-Cahiz evrim teorisinin ilk ortaya atan kişi ve evrimci fikirlerinin kabul edilmesi gereken bir “İslam alimi” olarak tanıtılmaktadır. Ancak burada bir kelime oyunu vardır; Herhangi bir konuda bilgili olmak ayrıdır, din alimi olmak ise apayrıdır. İslam dünyasından çıkan her yazar İslam alimi yani “din alimi” olmaz. Bugün Hristiyan çoğunluğu barındıran Avrupa topraklarında ateistler de vardır, deistler de. Nasıl ki Hristiyan isim taşıyan her kişi Kilise ve Hristiyanlık adına konuşmuyorsa, Arap topraklarından çıkan her araştırmacı-yazar da İslam alimi kabul edilemez. Bu yüzdendir ki, El-Cahiz’in İslam alimi olarak tanıtılması yanlıştır, art niyetlidir. El-Cahiz pek çok konuda kitaplar yazmış, Basra doğumlu tanınmış bir Arap edebiyatçısıdır, dindar ve bilim adamı bir kişiliği ise yoktur.
Tumblr media
9. YY.da Yaşamış Bir Arap Edebiyatçısı EL Cahiz
Söz konusu makalede El-Cahiz dünya tarihinde ilk olarak evrim teorisini ortaya atan kişi olarak tanıtılmıştır. Bu tamamen yanlış bir bilgidir, evrim teorisini ilk olarak El-Cahiz ortaya atmamıştır. Bu anlatım evrimci felsefeyi Müslümanlara hoş göstermeye çalışan, tarihi gerçeklere tamamen ters bir iddiadır. Sayın Adnan Oktar’ın pek çok eserinde de delillendirdiği üzere, evrim teorisi ilk kez Darwin tarafından da ortaya atılmış bir iddia değildir. Her şeye muktedir, yoktan var eden Allah’ın varlığının reddi, insanlık tarihi kadar eskidir. Allah’ın varlığının inkarı, söz konusu inkarcılar için başka sahte güçler bulmayı gerektirmiş, bu da onları doğadaki nesnelere güç atfetmek gibi bir mantıksızlığa sürüklemiştir. İşte Darwinizm de çağlar boyunca Paganizm olarak bilinen putperest tabiatçılık felsefesidir.
Spontane jenerasyon, yani kendi kendine meydana gelme bu felsefenin temelini oluşturur. Kendi kendine canlanma şeklindeki anti-bilimsel inanç Allah inancının karşısında yer almış ve bir kısım materyalistler tarafından nesiller boyunca aktarılagelmiştir. Canlıların kademeli bir şekilde birbirlerinden türediği masalına yazılı haliyle Mısır hiyeroglifleri, Babil ve Sümer yazıtlarında dahi rastlanır. Eski Mısır’da canlıların Nil’in çamurlu sularında “spontan” olarak meydana geldiğine inanılıyordu. Sümerlerde ise canlılığın, aynı şekilde cansız su kaosundan kendiliğinden oluştuğu inancı vardı. Kendi kendine canlanma ve evrim fikri, silsile şeklinde Eski Yunan filozoflarına, daha sonra da Araplara kadar ulaşmıştır.
Epikür ve Lucretus evrim fikrinin önde gelen savunucuları olan Yunan felsefecilerdi. Kendiliğinden oluşum yanılgısı başta Aristoteles olmak üzere pek çok Yunanlı felsefeci tarafından destekleniyordu. Aristoteles’in anlatımıyla güya “hayvanlar, özellikle de bazı kurtlar, böcekler ve bazı bitkiler, döllenme veya benzer üreme tarzına ihtiyaç duymadan, doğada kendi kendilerine oluşuyorlardı”.
Independent makalesinde “evrimin ilk kaynağı” diye gösterilen El-Cahiz’e ait “Kitabul Heyevan” adlı hayvanlar ansiklopedisi de Aristoteles’in “Historia Animalium” (Hayvanlar Tarihçesi) adlı 550 hayvan türünü sınıfladığı ansiklopedik eserinden esinlenmiştir. El-Cahiz ve eserleri hakkındaki bilimsel bir inceleme bu gerçeği gözler önüne sermektedir:
“Câhiz, Kitâbu’l-Hayevân’ı yazarken çeşitli kaynaklardan yararlanmıştır. Bunları Arap şiirleri, haberleri, darb-ı meselleri, Kur’ân ve hadis şeklinde sıralayabiliriz. Bunların yanı sıra Câhiz, Tevrat, İncîl ve çeviri kitaplardan –özellikle Aristoteles’in kitaplarından, hayvanlar hakkındaki görüşlerinden ve ona nisbet edilen sözlerden– nakillerde bulunmuştur. Câhiz, eserinde yararlandığı kaynakları açık ve anlaşılır bir şekilde ifade etmemiştir. Bazen Arapça kaynaklara ve Aristo’nun “el-Hayevân” adlı eserine işaret etmekte, bazen de Aristo’yu “Sâhibu’l-Mantık” olarak isimlendirmektedir.” (CÂHİZ ve EDEBÎ GÖRÜŞLERİ, Dr. Mustafa AYDIN, Syf 23, İstanbul Aydın Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2018)
Görüldüğü gibi, El-Cahiz evrim fikrini ilk olarak ortaya atan kişi hiç değildir, yazdığı ansiklopedi ise Aristoteles’in hayvanlar hakkında yazdığı eserleri ve türler üzerinde yaptığı sınıflamayı temel almaktadır. Kendisi yalnızca Yunan felsefecilerin evrimci fikirlerini İslam dünyasına aktaran bir yazardır.
0 notes
arkeolog · 7 years
Photo
Tumblr media
Raffaello’nun “Atina Okulu” freskinden detay; göğü işaret eden Platon kökenin idealar dünyasında olduğunu vurgularken düalizmi simgeler. Buna karşılık öğrencisi Aristotales ise yeri göstererek tümellerin varlığa içkin olduğuna işaret eder ve monizmi vurgular. Aristotales’e göre öz, aşkın bir idealar dünyasında değil (ki bu durum düalizme yol açıyor) bizzat her bir tikel varlığın içindedir.
67 notes · View notes
asimekrem · 7 years
Text
Ey dostlarım, dünyada dost yoktur.
Aristoteles
17 notes · View notes
yorgunherakles · 6 years
Photo
Tumblr media
felsefi gayretin hakiki işareti gözün önünde bulunana şaşırmaktır.
aristotales, metafizik - s.87
68 notes · View notes
aytenlikadin1 · 7 years
Quote
Düşmanlarından ziyade arzularını alt edeni daha cesur sayarım, çünkü en zor zafer kendine karşı alınandır.
Aristotales
9 notes · View notes