Acından kaçarsan yüzüne sert bir tokat gibi iner, kaldıramazsın
10 notes
·
View notes
Masalları bilirmisin sana bir tane anlatım, bizim masalımız olsun , düşler diyarında gezen bir prenses olurdu hep ama o kadar guzelmiski o prenses bütün krallık ona bakmaya doyamazmış, bir gece gökyüzünden gürültüler kopmuş kral telaşla balkona çıkınca gökyüzünü bomboş ve karanlık görmüş, ne ay nede yıldızlar varmış, sonra kral aşağı bakmış prensesin aşağıda dolandigini görmüş, yani prenses o kadar güzelmiş ki gökteki yıldızlar bile onu izlemek için aşağı inermiş, bu prensese bir adam aşık olmuş , kral demiş ki egerki kızımı istiyorsan git de bana dağların larını eritmeden önüme ser demiş, adam prensesi çok sevdiği için tmm demiş ve uzaklara gitmiş çok zoman dolanmış tepeleri ovaları fırtınaları aşmış ve üzerinde karlar bezeli bir dağa varmış, ancak dağdaki karı erimeden nasıl götürecem diye üzülüyormuş, adam dağın üzerinde göz yaşları akarken dökülen her göz yaşına bir kar tanesi düşmüş ve buz tutarcasına donmuş, bunu fark edince aşık, hemen kar topu olan göz yaşlarını saraya götürmüş, kralın karşısına çıkmış, buyrun efendim benden istediğiniz dağların karı demiş, kral buna şaşırmış, nasıl olduda o karı eritmeden buraya kadar taşıdın diye sormuş, aşık adam cevap vermiş, efendim ben prensesi o kadar çok seviyorumki onu eritmesin diye rüzgara sevgimi söyledim rüzgar bana soğuk esti, onu eritmesin diye güneşe sevgimi söyledim güneş bana yönünü döndü, onu eritmesin diye yağmura sevgimi söyledim, yağmur bulutlardan inmedi, bunu duyan prenses koşarak adama sarılır ve adama beni o dağa götür der beraber ask dolu uzun bir yola çıkarlar daga vardıklarında hala dağda erimeden duran yoğun kar vardır, prenses adamın ona getirdiği kar toplarını dağa bırakır senden aldık sana getirdik der, ancak aniden dağdaki karın eridiğini fark eder bir anda dağdaki kar yağmur dökülürcesine eriyip biter, bunun üzerine prenses daga sorar neden aglarsın biz senin yanına geldik diye, dag cevap verir , prensesim benim üzerime bıraktığınız o kar topları beni eritti onda saklı öyle bir sevgi varki üzerime değdiğinde her damlası beni eritti ben bu sevgiyi taşıyamadım ama siz gelinlik içerisinde benden daha güzelsiniz ve sizin üzerinizdeki beyaz benim karlarımdan daha güzeldir onlar erimeden sizde durur çünkü siz bu sevgiyi taşıyan tek insansınız, Ve mutlu son.H
Benim masallardaki prensesim de sensin işte benim biricik eşim sen beni bu ask masalında düşlere taşıdın sana olan sevgimi taşımaya tek senin gücün yeter seni çok seviyorum
10 notes
·
View notes
Depresyonda olanlara bile depresyonun yeni boyutlarını keşfettiren "bunalım" temalı 10 başarılı film:
10. Suicide room: IMDb: (6.8)
Hikaye boyunca etrafındaki hayatla ve yolunun kesişeceği "toplumun pisliğiyle" bir türlü iletişim kuramayacak olan Travis, en nihayetinde ipleri eline alacaktır. Üstelik gündüzleri izlemeye gittiği belden aşağı filmlerdeki "vahşi" bir stilde.
9. the basketball diaries: IMDb: (7.3)
Jim bir lise öğrencisidir. Kendini tam anlamıyla teslim ettiği hobisi ise basketboldur. Lisesinin basketbol takımının aranan oyuncularından biri olmuştur. Prestijli liglere terfi edip de dünyaca tanınan bir oyuncu haline gelmek tek hayalidir. Kısa bir süre sonra tanışacağı uyuşturucular dünyası ise Jim’in tüm geleceğini kökünden değiştirecektir. Sefaletin getirdiği, suça mecbur bir hayat başlamıştır onun için. Onu bu durumdan kurtarabilecek tek şey ise, kendine gönülden bağlanabileceği yeni bir uğraş bulması olacaktır.
8. Taxi driver: IMDb: (8.3)
Taksi Şoförü, Vietnam’da savaşının izlerini henüz atamayan bir askerin, geceleri taksi şoförlüğü yaparak gördüğü kirli ve adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddetme hikayesini anlatıyor. Film, Robert De Niro’nun canlandırdığı Travis Bickle karakteriyle kültleşmiştir. Taksi şoförü Travis, sosyal hayatındaki başarısızlığını, saplantılı bir tutku beslediği Bickle’la tersine döndürmeye çalışsa da beklediği karşılığı bulamıyor. Bu kırılma anından sonra bir silah alıp harekete geçmeyi, sokakların pisliğini temizlemeye karar veriyor; bu esnada kendini bir fahişeyi kurtarmaya adıyor. Çürümeye yüz tutmuş bir topluma karşı tutulan bir ayna niteliğindeki film, yönetmen Martin Scorsese’nin kariyerinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul görür.
7. Requiem for a dream: IMDb: (8.3)
Bir Rüya İçin Ağıt, Hubert Selby’nin romanından uyarlanmıştır. Uyuşturucu bağımlısı bir genç, televizyon bağımlısı annesi ve aralarında günden güne yükselen bir uçurum... Uyuşturucu batağı içerisindeki Harry’nin hayattaki tek amacı daha fazla uyuşturucuyken; umutsuz annesini hayata bağlayan tek şey en sevdiği yarışma programıdır. Bir gün bu yarışmaya katılmaya hak kazandığında tek derdi, ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek olacaktır. Yaşlı ve mutsuz kadın zayıflama hapları kullanmaya başlar... Bu trajik hikaye, ‘Black Swan’, ‘The Wrestler’, ‘Pi’ ve The Fountain gibi kült filmlere imza atmış Darren Aronofsky tarafından yönetilmiş; özellikle de Clint Mansell tarafından yapılan müzikleriyle hafızalara kazınmıştır.
6. Kelebeğin rüyası: IMDb: (7.8)
Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa'da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir...
5. What's eating gilbert grape: IMDb: (7.8)
Küçük bir kasabada sıradan bir yaşam süren Gilbert'ın hayatı sorumluluklarından ibarettir. Bir yandan obezite hastası annesi, diğer yandan ise otizm hastalığıyla mücadele eden kardeşiyle ilgilenmek zorundadır. Hayatında en olağandışı durum ise kasabalarından geçmekte olan Becky ile karşılaşması olur. Becky, Gilbert'ın hayatına adeta bir güneş gibi doğar. Ona daha önce hiç karşılaşmadığı bir şeyi, aşkı armağan eder. Ancak Gilbert'ın omuzlarındaki sorumlulukları bu aşkın arasında devasa bir engel olarak durmaktadır.
4. Dağ: IDMb: (8.1)
ilen, başlı başına arıza bir uzun dönem erdir. Asiliğinden dolayı aldığı cezalarla da askerliği iki sene uzamıştır. Oğuz ile sürekli dalaşan ve ona ters giden Bedir, "poşetsin sen" diye küçümsediği dönemdaşıyla omuz omuza mücadeleye gireceğinden de habersizdir.
Bu bölükten bir ekip, bir iletişim anteninin tamiri için görevlendirilir. Fakat habersiz biçimde teröristlerin pususuna düşerler. Ekipten sadece Oğuz ve Bedir hayatta kalır. İki genç asker aralarındaki çekişmeyi bir kenara bırakıp karşılarındaki gerçek düşmana karşı koyarlar. Amansız hava koşulları ve coğrafyaya rağmen hayatta kalarak vatanı korumak birincil vazifeleridir.
3. Kaplumbağalar da uçar: IMDb: (8.1)
Farsça adı ile "lakposhtha ham pervaz mikonand" filmi Türkiye-İran sınırında bulunan bir Kürt mülteci kampında geçmektedir. Mayın toplayarak yaşayan Soran 13 yaşında bir çocuktur. Kasabadakiler için hazırladığı bir anten aracılığı ile Saddam’ın düşüşünü haber alıp herkese duyurur. Bu sırada Agrin de 14 yaşında bir annedir. Soran ona aşık olur ama Agrin’in ağabeyi Henkov tarafından huzursuz edilir. Henkov’un kolu yoktur çünkü bir mayın basmıştır. Şimdi ise gelecekten haber verebilmek gibi bir yeteneği vardır. Film, 52. San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Film seçilmiştir. En İyi Senaryo dalında da Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür. Ve bir de Berlin Film Festivali’nde Barış Ödülü kazanmıştır. Kaplumbağlar da Uçar, Saddam’ın ardından Irak’ta çekilen ilk filmdir.
2. Into the wild: IMDb: (8.1)
“Mutluluk sadece paylaşıldığı zaman gerçektir”.
Christopher McCandless üniversiteden mezun olduktan hemen sonra iş, aile ve sorumluluk gibi ağırlıkları geride bırakıyor. Bütün parasını yakıyor ve Alaska’da doğa ile birebir yaşamak için yola koyuluyor. McCandless, uzun yolculuğu boyunca bin bir tür macera ve bin bir tür insan ile karşılaşıyor. Grand Canyon’da rafting yapıyor, doğayı kendine ev ediniyor, orta yaşlı bir hippi çift ve özellikle yaşlı yalnız bir adamla unutulmaz birer ilişki kuruyor. McCandless, iki yıllık yolculuğu boyunca bir kez bile ebeveynleri ve en önemlisi her şeyden çok sevdiğine inandığımız kız kardeşi ile haberleşmiyor.
1. Boyhood: IMDb: (7.9)
En son Before Midnight filmiyle izleyici karşısına çıkan Richard Linklater'ın senaryosunu yazıp yönettiği film, çıkış noktası olarak yakın zamanda boşanmış bir çiftin, Mason ve Olivia'nın hikayesine odaklanıyor. Sahip oldukları tek çocukları ise artık anne ve babasının bir arada yaşamadığı gerçeğine alışmak ve bu yabancı düzen içerisinde yaşamayı öğrenmek zorunda. Çocuğun 6 yaşında başlayan bu yeni tecrübesini 12 yıl boyunca sürecek olan bir büyüme evresine yayan yönetmen, bu süreç boyunca yaşananları beyaz perdeye aktarıyor.
61 notes
·
View notes