#yeraltıedebiyatı

[tanerpaldar]

#46

Bu gece, benimle kalmalıydın sevgili, ya sevişecek yada sefilleşecektik...

[lilikalith]

"Bir insanın kanı kırmızıdır ama bir ruhun kanı siyahtır."

-Siyahın Renkleri

[kemikkadin]

Yeraltı edebiyatı eserlerinde müzik teması bulunmasını çok seviyorum, rastgele raflara bakarken bu kitapla karşılaşmanın sevincini yaşıyorum. Kitabın konusunu bırakıyorum buraya, yorumum için ayrı bir gönderi oluşturacağım. Mutlaka göz atın bu kitaba.

.

Evelyn Gray okul arkadaşları tarafından itilip kakılan on altı yaşında mutsuz ve yalnız bir kız. Zamanının çoğunu odasında kitap okuyup ölü insanlara mektup yazarak, eski plakları dinleyip başucunda asılı duran Kurt Cobain posteriyle konuşarak geçiriyor.

.

Evelyn'in Cobain'e duyduğu aşk öyle büyük ki, ölü şarkıcıyı etten tırnaktan bir insan olarak yeniden var ediyor. Evelyn hastanede gözlerini açtığında, hemen yanındaki yatakta eski hayatına dair neredeyse hiçbir şey anımsamayan Cobain'i buluyor. İkisi birbirlerini tanıdıkça birbirlerine ve kötü alışkanlıklarına daha da tutkuyla sarılıyorlar. Cobain, Celine Black ismini alıyor ve Evelyn'le birlikte hastaneden kaçıp hayallerinin peşine düşüyorlar. Kaçınılmaz bir şekilde, ikisi de ünlü birer müzisyen oluyor. Tutku ve yok oluş birbirini takip ediyor.

.

#sanat #art #book #bookreel #kurtcobain #nirvana #yeraltıedebiyatı #ayrıntıyayınları #newbook #yenikitap #neokuyorum #kitaptavsiyesi #booknerd

[yeterinceiyilesmistim]

Bir Miktar Kitap Daha

Orhan Pamuk sever ve takipçisi iseniz bu kitap size bir tekrar gibi de gelebilir, bir özlem giderme gibi de; sevginizin boyutuna göre değişir herhalde, benim için olmasa da olur bir tekrar oldu. Ama Orhan Pamuk'la henüz tanışmadıysanız kitaplarından bölümlerin yer alıyor olmasıyla başlangıç kitabı olarak değerlendirebilirsiniz.

Kronolojik olarak yaptığı filmleri anlatmış ve filmleri çekerken yaşadığı dikkat çekici olayları, ünlülerle ilgili fikirleri ve anıları. Bunları yaparken de ne mutlu ki politik doğruculuk illetinden uzak durmuş, hoş o zamanlar kavram icat edilmemişti. Kitabın özeti ne derseniz millet olarak filmlerimizin kötü olduğudur. "Şimdi o filmi tekrar izledim de beğenmedim, kötü olmuş" cümlesini neredeyse her filmi için kurmuş. Bir de ne kadar çok hikaye ve senaryo sıkıntısı çektiğimiz, bol bol yurt dışında tutmuş şeyleri çalıp çalıp film yapmaya çalışmışız. Ha ayrıca sinemamızın efsane starlarının keşfedilme hikayelerinin de minik minik parçaları, özellikle Fatma Girik ve Kemal Sunal hakkında bilgiler mevcut. Bu tarz kitaplar daha çok olmalı ülkemizde, bir şekilde önemli işler yapmış insanlar açık yüreklilikle yazmalılar anılarını.

Bir jenerasyonun kutsal kitabı ama kesinlikle bizim kuşağın değil. Yazar o güne kadar yapılmamış bir şey yaparak gündelik konuşma diliyle, sokak ağzıyla, bolca argoyla yeni bir türün kapılarını aralamış, buradan yeraltı edebiyatına kadar gitmiş olay ama bu tarz edebiyatın içine doğan nesil için bu kitabın pek bir şey ifade edeceğini sanmıyorum, en azından benim için öyle oldu. Tabi kahramanımızın ölen kız kardeşinden bahsettiği bölümler içimi bir cız ettirmedi değil.

Nietzsche dışındakileri tanımıyordum ama Zweig'in biyografilerini okumak için kişileri tanımaya hiç gerek yok, edebi bir haz almak için bir roman okurcasına gayet de okunuyor ve bir biyografi nasıl da olabiliyor, nasıl daha güzel olabiliyor bunu gösteriyor. Zweig yazdığı kişileri adeta özümseyip, bir süre onlar olup, onların hayatlarını içinde yaşayıp öyle yazıyor, bundandır ki şu tarihte doğdu, şu okula gitti, anne babası bunlardı gibi şeyleri bırakıp o kişilerin ruhlarını görüyorsunuz, hislerini duyuyorsunuz, kafalarının içine girip ne düşündüğünü anlıyorsunuz. Bu arada Hölderlin ve Kleist'i tanımıyorum dedim ama Almanya'nın iki büyük şairleriymiş.

[alwaysalone-1]

İntihar etmek ne garip bir düşünce. Oysaki başlı başına bir çılgınlık gibi. Ama bilir insan daha sonra bir kaçıştır, bir kayboluştur intihar. 

Eylülde mi intihar etmeli yoksa doğum gününde mi. Eylülde intihar sanki klasik bir durummuş gibi geliyor insana. Doğum gününde veda etmek de sadece diğerleri için anlam ifade eder bence. 

Neden intiharı düşünür ki insan. Neden hayatını sonlandırmak ister. Kendimle konuştuktan sonra daha tetiklerim kendimi. Konuşmasam da diğerleri sürüklüyor. 

[benbayanfil]

!

Yanlış. . Kim karar veriyor ? Kimin doğrularına göre yaşıyorum? Beynimde yer etmiş düşünceler var ve biliyorum ki birilerinin doğrularına göre şekilleniyor hepsi.. Birileri, toplum !

Mutlu olmak istiyorum sadece. 3 gün ise 3. . Belkide 500 gün. Olsun, mutlu olmak istiyorum ve bu sona erecekse bile benim kararım olsun istiyorum. Birileri onaylamazsa diye tedirginliklerle, yaşamadıklarımın pişmanlıklarıyla doldurmak istemiyorum ömrümü.

Hayatımı kendime göre yaşamayı seçiyorum. Ne olacaksa olsun. Başım dimdik. Her an !

[kizilkanatlar]

Bir dostun selamı en güzel Selamlar dandır... Selam kanka ✋😂 #sanat #likeforlike #vector #bugununkaresi #fotografcekmek #SonSayfa #followforfollowback #followme #bugununkaresi #sözler #fotografcekmek #kitap #laf #sanat#gezegenler #kız #angel #resimler#resimler #2020 #hagrid #tbt🔙📸 #yeraltıedebiyatı #booklover #books#sketchbook https://www.instagram.com/p/CAyRwtIlgvI/?igshid=9v9e2r4xfu1g

[avaredergi]

Hastalar Kardeşlerim İyileşeceksiniz. Ağrılar, sızılar dinecek Yumuşak, ılık. Bir yaz akşamı gibi inecek Ağır, yeşil dalların ardından rahatlık. Hastalar, kardeşlerim, Biraz daha sabır, biraz daha inat. Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat. Kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl Kalkacaksınız yatağınızdan,gideceksiniz. Tuzun, ekmeğin, güneşin tadını yeni baştan keşfedeceksiniz. Sararmak limon gibi, mum gibi erimek, devrilmek kof bir çınar gibi ansızdan, kardeşler, hastalar, biz ne limonuz, ne mum, ne çınar. Biz insanız çok şükür çok şükür biliriz, ilacımıza umudu katmasını yaşamak gerek diyerek ayak direyip dayatmasını Hastalar, kardeşlerim iyileşeceksiniz Ağrılar, sızılar dinecek, Yumuşak, ılık bir yaz akşamı inecek, ağır yeşil dalların ardından rahatlık. NAZIM HİKMET #EvdeKal #öykü #roman #müzik #yazar #şair #yeraltıedebiyatı #edebiyat #ressam #resim #müzik #mizah #senaryo #fan #sanatçı #sanat #felsefe #NazımHikmet #EvdeKalTürkiye #bilim #bukowski #dergi #koronavirüs #kafka #kadın #avaredergi #DurdurunHayatı #psikoloji #DayanışmaYaşatır #şiir #medya https://www.instagram.com/p/B-FJn3Ggqwh/?igshid=fuosbct82wgi

[beercanhef]

“...ama karşımda gücümün yetmediği bir taş duvar var diye büsbütün boyun eğmeye de razı olamam.” Dostoyevski/Yeraltından Notlar #dostoyevski #yeraltındannotlar #bugununkaresi #yeraltıedebiyatı #anitibariyle #kucukyali #sahil #deniz #gökyüzü #bulutlar #now #sky #sunset #winter #bookstagram #bestoftheday #nature #nofilter #sea #book #kitap #alıntısözler #siirsokakta #gununfotografi #iphoneonly #instabook #life #photooftheday (Kucukyali Sahil) https://www.instagram.com/p/BraL-cbAjRp/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1tdtzh9c0fsdf

[melalsahaf]

(1994, arion yay, 3. Baskı) Fiyat: 20 #charlesbukowski #yeraltıedebiyatı#kitapkurdu #kitaplariyikivar #kitap #edebiyat #kitaptavsiyesi #kitapönerisi #kitaplar #kitaplariyikivar #kitapheryerde #okumahalleri #kitapsözleri #kitapalıntıları #kitapaşkı #kitapsaati #kitapsever #kitapsevgisi #kitapyorumu #kitapkokusu #sahaf #nadirkitaplar #nadirkitap #izmit #kocaeliuniversitesi #melalsahaf #izmit (Kocaeli, Turkey) https://www.instagram.com/p/CZTqCwtgrlG/?utm_medium=tumblr

[argo-izmir]

hayatımda aldığım en değerli iki doğum günü hediyesi♥️

[tanerpaldar]

#37

İnsan bugün mutlu değilse, geçmişinde ki mutlu anılara takılır kalır.

İnsan bugün mutluysa bir önce ki günü bile hatırlamaz...

[lilikalith]

"Bir duman.

Bir kıvılcım.

Bir yangın.

Bu yangından geriye hiçbir şey kalmayacaktı.

Çünkü bundan sonrası çöldü.

Bundan sonrası küldü.

Bundan sonrası yok oluşa uzanan dönüşümdü."

-Siyahın Renkleri

[ayazd21-blog]

"GÖZLERİN DÜŞER AKLIMA " Şiir:Şükrü Erbaş Yorum:Suat Bilgin -Sevgili Şükrü Erbaş'ın kaleminden bir şiiri yorumlamaya çalıştım #şükrüerbaş #suatbilgin #senbeniseversen #dilsizağrılar #dilsizağrılar #şiirheryerde #şiirduvarda #helbestên #helbestvan #dilsizağrılar #stran #aşk #edebiyat #yeraltıedebiyatı #kitaptavsiyesi #kitapkurdu #umut #kitaplar #Türkçe #Kürtçe #edebiyatdefteri #üniversite #AhmedArif #NazımHikmet #cemalsüraya #Canyücel #Diyarbakır #Dersim #cizre #mardin #batman #Dicleüniversitesi

[yeterinceiyilesmistim]

Bir Miktar Kitap Daha

Tokat'a gelirken yanıma kitap almıyorum ki kardeşimin kitaplarını okuyabileyim, böylece okuma ihtimalimin olmadığı isimlerle tanışma şansı buluyorum, genelde pek haz etmesem de. Bu kitap da onlardan biri.

Anlamıyorum yeraltı edebiyatı olunca böyle ergen bir iş çıkarmak mecburiyetinde mi oluyor bu yazarlar. Aman da bu hayat ne boktan, aman da ben ne kadar aykırı bir tipim, of nasıl da varoluş sancıları çekiyorum, zaten kimse beni anlamıyor tripleriyle özetleyebileceğim kahramanları beni fena halde sinirlendiriyor hatta bir miktar da iğrendiriyor. Hayatın onlarla bir savaş halinde olduğu sanan kahramanları bilmiyor ki, savaştıkları şeyin onların varlığından bile haberi yok. Hele yaşamın bilgeliğini çözmüşcesine ettikleri beylik laflar yok mu öyle sakil öyle eğreti. Uzun lafın kısası çizmeye çalıştıkları imajın aksine serseriden başka bir şey olmayan bu karton karakteri sevmiyorum.

Hiç mi iyi bir şey yok bu kitapta diyenler için ise akıcı, sürükleyici, bir solukta okunabilen bir kitap olduğunu, okurken hiç sıkılmadığımı söyleyebilirim.

Buram buram otobiyografi koksa da eserleri sanatçılardan bağımsız değerlendirmek gerektiğine inanan bir insanım bu yüzden şimdi söyleyeceklerimi yazarlığının dışında Emrah Serbes için söylemeden geçemiyorum. Üç insan öldürüp üç yıl yattı yatmadı; zaten o süreci de mutlaka en verimli şekliyle değerlendirmiştir, artan popülaritesi sayesinde de üst üste çıkaracağı kitaplar ile oldukça kazançlı çıkacağını öngörmek zor değil. E bu da bana biraz dokunuyor açıkçası.

Yeraltı edebiyatı türünün bir kötü örneğinden sonra bir de görece iyi (bence) örneğiyle buradayım. Bu bir hikaye kitabı, baya da çok hikaye var içinde, genelde bu kadar çok olmaz hikaye kitaplarında. Hikaye sayısı çok olunca arada kötü olanları da çok tabi ama kitabın geneli için iyi diyebilirim. İyi çünkü tüm o küfürleri, aşırıya kaçan cinsel anlatımı ile yüzeysel görünümünün aksine derine gizlenen bir felsefesi, bir sistem eleştirisi var. Boş boş *m, g*t, s*k diye dolaşmıyor adam, başka bir şey anlatıyor aslında. Bunun yanında hikâyelerinin sürprizli ters köşe sonları, espri anlayışı da hoşuma gitti. Yine de bu türün pek de benlik olmadığını söylemeden edemeyeceğim, sevenlerine tavsiye ederim ama, çok genç yaşlar dışında.

Yukarıdaki iki kitaptan sonra biraz alakasız kaçsa da sıkmadan okunmak konusunda aynı paydada buluşuyor. Osmanlı'nın son deminde yazılması sebebiyle dönemin Anadolu ve bürokrasi tasviri için bulunmaz bir nimet. Memlekete hizmet için maaş alan insanların nasıl da gönüllerini hoş etmenin derdinde olduklarının, memleketin kılcal damarlarına kadar sızan bir çürümüşlük bir kokuşmuşluk halinin eğlenceli bir üslupla anlatımı. Okuyun ve memleket neden bu halde, o zamanlardan bu zamanlara neler değişmiş ya da değişen bir şey var mı siz görün, siz karar verin.

[unthatow]

ağırlıklı müzik ve street art içeriğinden oluşma fanzinimiz olan psycho race'in adı önce görünen köyün kavalcıları olarak değişti ve son sayı öyle çıkmıştı. şimdi ise, Emin Yıldız'a ithafen, RETRO street zine olarak adını değişip, ex fanzimiz, Zebelliyat (sokak edebiyatı) ile içerikleri birleştirip basıyoruz. ilk sayısından itibaren pek yakında çok uzakta.. bu sayfadan da görsel ve duyusal bazı işleri paslarız arada. fanzinin içeriğine dahil olan öykü şiir deneme otomorfoz vs bazlı işleri Zebelliyat adlı sahifeden paslıyore..